29-İyi iş

282 33 20
                                    



❄️

"Hayır be! Burası değil." diyerek odadan çıkan Jülide'nin peşinden koşmaya başladım. Tamam koşmuyordum. Havalı yürüyüşlerimden yirmi bir numaralı olanı yapıyordum. Ellerim cebimde olsa da duruşum dikti. Ellerim arada sırada sabahın köründe maşa yaptığım ve bol bir şekilde tepemden topladığım saçımın maşalı uçlarına kayıyor, saçlarımın mükemmel göründüğüne kendimce kanaat getirdiğimde de üstümdeki beyaz sweatshirtün ceplerine ellerimi geri sokuyordum.

Evet reyting rekorları kıran yemek programı çekimlerine, ünlü şef Arda Türkmen ile tanışmaya beyaz sweatshirt ve siyah deri tayt kombinimle gelmiştim. Tanrım, harikaydım. Üstelik Sweatshirtümde benim gibi harikaydı. Üzerinde Cardi B'nin şarkı sözü yazıyordu. Siyah mürekkepli, büyük harflerle...

'I don't cook, I don't clean'

Yani yazar burada diyordu ki; Tövbeler tövbesi asla yemek yapmam, ev işlerine parmağımı bile dokundurmam.

Bence bir yemek programı için giyilecek en ideal sweatshirttü. Resmen beni anlatıyordu. Tartışmasız.

"Geç kaldık! Yemin ediyorum çekimlere geç kaldık! Halam kesecek bizi." diyip bir saattir katlarını dolandığımız kanal binasını işaret etti. Aslında Fulya abla bize konum atmıştı. Hatta Arda Türkmen'in programının yapılacağı katıda sabahın köründe arayıp söylemişti ama biz iki salak, telefonlarımızı stresten dolayı evde unutarak kuaföre gitmiş; sabah Fulya ablayı dinlemek yerine ne giyeceğimiz konusunda kavga etmiştik. Bu yüzden hiçbir şey hatırlamıyorduk, dımdızlak kanal binasının içerisinde dolanıyorduk. Allah'dan kanal binasını bulabilmiştik. Allah'dan! "Ay kimsede karşımıza çıkmıyor ki! Soralım bu adam nerede yemek yapıyor diye!"

Başka bir odaya hızla girip aynı hızla geri çıktığında oflayarak "Koskoca kanal binasında bir tane sorumlu görevli bulamıyoruz." diye sitem ettim. "Hayır yani kapının önünde bile güvenlik görevlisi yoktu. Güvenlik görevlisi alamayacak kadar fakirler mi bunlar? Babama söyleyeyimde bağış yapsın buraya." Durdum, kendi kendime güldüm. "Kız! Jüjü bana bak... Aklıma ne geldi! Düşünsene ben bir teröristim. Bedenimi bombayla kaplayıp buraya elimi kolumu sallayarak girdim ve Arda Türkmen'in yanına gidip kendimi patlattım. Ne olacak? Kim hesap verecek bunu yaparsam?"

"Aklına gelen şeye tüküreyim, Derin!" Durdu, düşündü. "Ayrıca neden Arda Türkmen'i patlatasın ki?" diye sordu mantıklı tarafını konuşturarak. Doğru. Neden bir terörist Arda Türkmen'i patlatsın ki?

Birkaç saniye düşündükten sonra bordo rujuna ve ağır dumanlı göz makyajına bir bakış atarak omuz silktim. "Türk yemeklerini güzel yapan insanları yok etmeye çalışıyorumdur, belki? Allah Allah. Olamaz mı?"

"Ay Derin!" Tam ona homurdanmak için atak yapacakken Jülide'yi gireceği kapıdan ittirerek çıkartan Fulya ablayı görmemle adımlarımı durdurmuştum. Ups. Aradığımız görevli ayağımıza geldi. Halı, kilim, yolluk, paspas kenarına... Ne diyorum ben ya?

Of! Stresli ve gerginlikten ne diyeceğimi şaşırdım bende! Boru mu be? İlk defa bir programa konuk olarak çıkacağım! Bıraksınlarda biraz stres ve gerginli olayım.

"Neredesiniz siz?" diye çemkirdi kapının aralığında durarak. Üstündeki şık siyah tulumun göğüs dekoltesini dikkatlice inceleyip kendi moda anlayışımı sorguladığım sırada Jülide baş parmağını üst damağına yerleştirmişti. Kafasını kaldırıp indirdiğinde korktuğunu anlayıp güldüm. "Bir saat geciktiniz! Nerdesiniz siz?"

"Ay hala! Ödümü patlattın!"

"Aşko benimde libidomu patlattın! Göğüs dekoltene ve üstündeki tuluma bayıldım. On sekizlik çıtır gibi gözüküyorsun şu an."

Küçük Bir MeseleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin