Merhaba ben Umay. Şimdi sizelere hayatımın nasıl bir anda kabusa döndüğünü anlatacağım.
O gün annem ve babam, kardeşim ile beni parka götürmek için evden çıkardı. Bir süre park'ta eğlendikten sonra eve gitmeye kadar verdiler.
Eve doğru gideceğimizi zannederken aslında evin yolunda olmadığımızı fark ettim.
Umay:Anne nereye gidiyoruz?
Bu sorum cevapsız kaldı ne annem ne de babam bu sorunun cevabını vermedi. Ve sonra büyük bir binanın kapısında geldik. O yaşımda (5) henüz okumayı bilmediğim için pek anlamamıştım. Annem "Biz seni almaya gelicez kızım. Sen şimdi oraya gir tamam mı? Bu senin iyiliğin için" dedi. Annem ağlamaya başladı. Kardeşimi de kucağıma verdiler ve oraya girmemi istediler. O kadar masum bir yaşımdaydım ki "Anne ağlama bak giriyorum. Ben senin sözünü tutarım ağlama" demiştim. Şimdi o günleri hatırladıkça anneme lanet okuyorum. Yüzünü simasını hatta sesini her şeyini unuttum annemin. Babam'ı hiçbir zaman unutmadım ama çünkü o benim en büyük kahramanımdı her zaman.
O binaya girdiğimde bizi aldılar. İçerideki insanlar oraya buraya koşuşturmaya başladı. Sonra da kardeşimi benden alıp beni de bir odaya koydular. O henüz 1 yaşında olduğu için onu özel bir odada tutuyorlardı. Sonradan oranın yetimhane olduğunu ve anne babamızın bizi terk ettiğini öğrendim.
Bu gerçek o zamanlar hayata toz pembe bakan benim için çok can yakıcı olmuştu. Her gece onları bekledim. Beni bırakmadılar gelip alacaklar diye pencerede nöbet tuttum. İçimdeki umudun bitmediği gibi göz yaşlarım da hiç bitmiyordu.
Bir sene geçti ve 6 yaşıma girdim. O günkü mutluluğumu hiçbir zaman unutmuyorum. Orada çalışan Fatma abla yanıma gelip "anne baban geldi kızım" dedi. Sevinçten havalara atladım. O kadar mutlu oldum ki "biliyordum, beni bırakmayacaklarını biliyordum" diye havalara atladım. Kardeşimi de alıp beni bir odaya götürdüler. İçeriye girdiğimde yabancı bir kadın ve adam bize bakıyordu.
Umay:Fatma abla bunlar benim anne babam değil.
Fatma:Evet canım, değildi bunlar senin yeni anne baban bak çok iyi insanlar sizi çok sevmişler ve sizin burda kalmanıza gönülleri razı olmamış.
Umay:Ama annem gelicem dedi. Şimdi ben gidersem annem beni bulamaz ki
Fatma:Merak etme annen geldiğinde ben onu senin yanına yollayacağım.
Umay:Söz mü?
Fatma:Tabiki de söz kızım.
Ve bazı şeyleri imzalayıp beni o kadın ve adamla göndermişlerdi. Anne babamla mutlu olacağımı zannediyordum. Taaki 15 yaşıma kadar. O zamana kadar gerçek annem babam gelmemişlerdi. 15 yaşımda da üvey annemi kaybettim.
Çok kötü bir durumda kaybettim onu. Koruyamadım babama engel olamadım. Önce kavga etmeye başladılar. Bizim yüzümüzden kavga ediyorlardı. Annem bizi isterken babam bizi istemiyordu. Sonra annem atıcam kendimi aşağı diyerek pencereye çıktı. Babam dediğim o kötü kalpli adam annemi itti. Ama biz susmak zorunda kaldık. Çünkü gidecek hiçbir yerimiz yoktu. Babam bize polise intihar ettiğini söylememizi söyledi. Bizde öyle yaptık. İstemeyerek de olsa hayatımın ilk yalanını orada söylemiştim.
Annem öldükten sonra hayatım bir anda cehenneme döndü. Babam beni kardeşimle tehdit edip her istediğini yaptırıyordu.
İlk başlarda para kazanmak için masum şeyler yaptırmaya başladı. O bana balon getiriyordu bende onları doldurup satıyordum. Ama küçük çocuklara balon vermek onların o mutluluğuna şahit olmak beni o kadar mutlu ediyordu ki. Hayatımın sonuna kadar bu işi yapabilirdim.
Sanırım mutlu olma sebeplerimden birisi de bana küçükken hiç balon alan kimsenin olmamasıydı. O çocukların yerine kendimi koyuyordum ve mutlu oluyordum.
Yetimhanede bana öğrettikleri bir şeydi bu "polyanacılık" her zaman bardağa dolu tarafından bakıyordum ve hiçbir zaman üzülmüyordum. Beni üzen tek şey babamın annemi öldürmesiydi. Ama babam üzülmemize bile izin vermedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVİMDEKİ ŞEKER HIRSIZI (TAMAMLANDI)
Teen FictionHayata bir yetimhanede adım atan Umay kardeşi ile birlikte bir aile tarafından evlatlık alınır. Ama başlarına hiç olmayacak şeyler gelmeye başlar. Umay'ın karşısına çıkan zengin ve şımarık bir adam yüzünden Umay'ın hayatı daha fazla zehir olmaya baş...