Sabah gece olanlarım bir rüya olmasını dileyerek uyandım. Ama o lanet yataktaki çıplak bedenimi görünce bunların bir kabus degil gerçek olduğunu anladım.
Artık masum bir kız değildim. Aşağılık pavyon kadınlarından biriydim. Yorganı üstüme dolayarak kalktım. Yatağın dibinde o aşağılık elbise duruyordu. Elbiseyi ellerime aldığım anda ağlamaya başladım. Hıçkırıklarım odayı dolduruyordu. Çığlık attım bağırdım ama yanlızdım. Kimse yoktu. Annem babam yoktu beni kurtaracaklarına dair umudum bitti. Nefesim kesildi çünkü artık benim umudum bitti. Onları bir kere daha göremeyecektim. Görsem de artık yüzlerine bakamazdım. Onlar benim hayatımı mahveden varlıklardı. Hiç yoklarmış gibiydi. Tezgâhın üzerimdeki uçan balonları gördüm ve birde not vardı.
'yatagin yanında sana özel kendini acındırabileceğin kıyafetler var. Onarı al bu balonları da al ve masum fakir baloncu kız rolünü oynamaya devam et. Şeker hırsızına da selam söyle' yazıyordu.
Allah belanızı versin sizin. Bir gün bu güneş sizin için değil benim için doğacak ve o zaman hepinizden tek tek hesap soracağım.
Elbiseyi bir kenara fırlatıp fakir dilenci kıyafetlerini giyindim. Balonları odada bırakıp çıktım. Bulacaktım onları. Anne babamı bulacak ve bunların hesabını soracaktım.
Merdivenlere yöneldiğim anda Ali'nin sesini duydum. Baba demeyecektim artık o kansıza. Asla baba demeyeceğim.
Birden bire saçımdan tutup beni odaya geri sürüklemeye başladı. Uras denilen şerefsizin koyduğu balonları elime verip "Bu gece bir macera daha yaşamak istemiyorsan bunların hepsini sat" dedi.
Balonları alıp çıktım. Ne bir cevap verecek halim vardı ne de daha fazla onun yüzünü görecek takatim.
.
.
.Hızlıca eve gittim. Kardeşim halen odada uyuyordu. Masum kelebeğim benim seni kurtaracağım. Bu gün bu evden çıkacağız.
Hemen banyoya girdim. Vücuduma değen o kirli ellerin izlerini halem hissediyordum. Kaynar suda kendimi haşlayıp çıktım. Kardeşimi uyandırmadan daha düzgün kıyafetler giyinip onu kaldırdım.
Umay:Kızım hadi kalk çabuk hazırlan bu gün gidiyoruz bu evden.
Merve:Ama babam kızar.
Umau:O bizim gerçek babamız değil. Bizim. Gerçek babamız bizi sen daha bebekken terk etti. Bunu bu şekilde öğrenmeni istemezdim çok özür dilerim senden. Ama şimdi kaçmamız lazım. Lütfen güzelim hemen hazırlan.
O daha şoku atlatamadı ama acele etmemiz gerektiğini anladığı için hazırlanmaya başladı. Bende onun için bir ekmek arası yapıp küçük bavulumu aldım.
Ali'nin benim sayemde kazandığı tüm parayı harcamadığını biliyordum. Arabanın bir yeri bozulduğu için bir köşeye para atıyordu. Hemen onun odasına girip parayı aramaya başladım. Yatağının altında parayı buldum. Neredeyse 1000 tl para vardı. Hemen valizime koyup kardeşimin yanına gittim. Hazırlanmış beni bekliyordu. Elinden tutup evden çıktım. Ara sokaklaedan gidiyordum. Eğer bir yerde bizi bu şekilde yakalarsa kardeşime zarar verir.
Merve bana annemin emaneti ona asla zarar getirmem. Asla ona bana yaptıklarını yaptırmam. Önce benim cesedimi çiğnemesi gerekir.
.
.
.Önce yetimhaneye gittim. Belki annem babam beni arayıp sormuşlardır diye. Bir umut vardı içimde.
Fatma abla orada oturuyordu. Beni görür görmez kalkıp bana sarıldı.
Fatma:Kızım seni çok aradım ama bulamadım. Annen baban geldi. Seni sordular ama seni bulamadık.
Umay:Biliyordum bir gün geleceklerini. Herhangi bir adres bıraktılar mı abla? Lütfen bana yardım et. Çok zor durumdayım onları bulmam lazım.
Fatma:Onlar tam geçen sene geldiler kızım. Bana bir adres bıraktılar birde isimleri soy isimleri var. Adres aynı ise bulabilirsin onları.
Fatma abla birkaç dosyaya bakıp adresi ve isimleri bana verdi.
Annemin adı Nur babamın adı Mehmet'tı. Onların ismini unutmuştum ama yüzleri halen hatırımdaydı. Gerçek soyismim Karacaymış. Umay Karaca benim gerçek adım. Umay Öz değilim ben Umay Karacayım.
.
.
.
Elimdeki adrese sonunda geldim. Villa gibi bir evin önündeydim. Ben küçücük bir odada kardeşimle beraber yaşayıp hergün işkence görürken gerçek anne babam bu villada yaşıyorlardı.Arkamdan bir ses geldi. Bu urastı.
Uras:Ne o sürtük dün gece verdiğim para az geldi de zengin evlere dilenciliğe mi geldin?
Umay:Ben sürtük değilim.
Uras:Altını çizerim ki değildin. Artık öylesin. Bekaretini ben çaldım artık istediğin adamın altına yatıp para kazanabilirsin. Bak ne diyeceğim bu gece bayılmazsan sana iki katı para veririm.
Umay:Ben öyle birisi değilim ya değilim. Hayatımı çaldın sen benim. Bu dünyada da ahirette de iki elim yakanda.
Uras:Hele sen paçoza bak ne yapabilirsin lan sen bana. Fahişe elbisenle mi öldüreceksin beni. Şimdi çekil de eve gireyim zira konuşmam gereken bir iş var. Kapıda durursan güvenliği çağırırım.
Umay:Burası senin evin mi?
Uras:Benim değil babamın arkadaşının ama benim evim daha güzel ziyarete gelirsin.
Hiç cevap vermeyip arkamı dönüp gittim. İyiki o pislik benim abim çıkmamıştı. Karaca soy adını kapıda görünce içime su seripildi. Anne babamı bulmuştum ama zamanı vardı. Herşey yavaş yavaş olacaktı. Yetimhaneye geri dönüp sürekli balon sattığım parkın adrsini ve hangi saatlerde orada olacağımı yazdım. Eğer anne babam tekrar gelirse onlara bu adresi vermelerini söyledim.
O eve geri dönecektim. Şu anda o eve bu şekilde gidersem beni kabul edip etmeyecekleri bile belli değildi. Beni yıllar önce bırakan ailem beni tekrar almazdı belki de. Bu gün bana verilen balonları satacaktım ve annem babam beni almaya gelene kadar satmaya devam edeceltim.
Eve gelip valizleri odaya koydum. Kardeşime bir şeyleri açıklamam lazımdı ama önce parayı yerine koymam lazımdı.
Ali'nin odasına girdiğim anda elimde kemerle bekleyem Ali'yi gördüm.
Ali:Tilki işte kaçacağını zanneder ama kürkçü dükkanına geri döner. Parayı ver.
Parayı uzattım ve hemen oradan çıkmak istedim. Ama elindeki kemer ile boğazımı sıkıp beni odaya çekti. Kapıyı kapatıp üstüme yürümeye başladı.
Ali:Kaçmanın cezası olamayacağını mı zannediyorsun küçük sıçan.
Duvara sırtım gelene kadar ondan kaçtım ama bu evde ondan kaçacak en ufak bir deliğim bile yoktu.
Lanet kaderime boyun eğmekten başka çarem yoktu. Saçımdan tutup beni yere yapıştırdı. Ardı ardına kemerle vurmaya başladı. Çığlık armamak için ağzımı ellerimle kapattım. Kardeşim duymasın o üzülmesin.
Benim dayanavak halim kalmamıştı ama o vurmaya devam etti. Sonra birden durup yataga yattı ve sigara yaktı.
Gözlerimden yaşlar akıyordu. Sırtım kanıyordu. Vücudumdaki yaralar ruhumdaki yaralardan ağır değildi. Sessizce kapıyı izlemeye başladım. Onun karşısında artık bu kadar aciz durmak istemiyordum ama yapacak hiçbir şeyim yoktu. Bie süre daha bekledim ve sigarasını alıp yanıma geldi.
Kolumu açıp sigarayi kolumda söndürdü.
Canım çok yanıyor anne lütfen beni kurtar lütfen beni kurtar.
Ali:Bu ceza sana az bile. Bir daha kaçmaya çalışırsan bir dahaki kemer darbeleri kardeşine iner. Şimdi git bana bira al gel sonra da siktir git balon mu satıyorsun yoksa altına girecek bir adam mı buluyorsun ne yaparsan yap ve her gün getirdiğin gibi en az 100 tl'yi getir.
Sessizce çıktım odadan. Birasını alıp eve geri döndüm. Balonları alıp o parka gittim.
Ölmek istiyorum desem Allah'ın gücüne gider mi? Çok yoruldum dizlerimdeki yaralara rağmen koşmaya çalışmaktan çok yoruldum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVİMDEKİ ŞEKER HIRSIZI (TAMAMLANDI)
Ficção AdolescenteHayata bir yetimhanede adım atan Umay kardeşi ile birlikte bir aile tarafından evlatlık alınır. Ama başlarına hiç olmayacak şeyler gelmeye başlar. Umay'ın karşısına çıkan zengin ve şımarık bir adam yüzünden Umay'ın hayatı daha fazla zehir olmaya baş...