30.BÖLÜM

244 17 0
                                    

2 Ay Sonra:

Büyük bir koşuşturmaca başladı. Doktor bana anestezi vermişti. Sezeryan denilen şeyden yapacaklardı. Normal doğum benim için zararlıymış. Etrafımda dönüp duran hemşireleri izledim durdum. Önüme bir perde çektiler. Resmen bağırsaklarım ile oynuyorlardı. Acı hissetmesem de bunu hissedebiliyordum. Sonra birden bire o sesi duydum. Onun sesini, kızımın sesini duydum. Bağıra bağıra ağlıyordu. Şu an kendimde olmadığım için hemşire onu alıp başka bir yere götürdü. Sanırım karnımdaki kestikleri yeri dikiyorlardı.
.
.
.
Beni normal odaya aldıklarında kendimi bayağı bir toparlamıştım. Şu an ise kucağımda küçücük bir şey ile yatakta yatıyorum. O kadar minnak ki insan dokunmaya bile kıyamaz. Annem benim brbekliğimi hatırlıyor mu acaba?

Umay: Bende mi bu kadardım anne?

Anne: Hayır kızım sen bunu çok minnak doğurdun. Sen doğduğunda tam 4 kiloydun. Toroman gibiydin.

Umay:Ya işte toraman gibi doğ sonra da açlıktan kemiklerin sayılır hale gel.

Anne: Kızım onların hepsi geçti. Artık açma o konuları üzme beni annem.

Kafamı salladım. Şu an bunu tartışacak değilim zaten. İlgilenmem gereken bir bebiş var.
.
.
.
Annem bebeği kucağımdan alıp yerine yatırdı. Hastane odasındaki beşikte yatıyordu. Aslında beni bu gün bırakmayacaklardı ama doktor iyi olduğumu görünce akşam 8 de taburcu olabilirsiniz dedi.

Annem beni yavaşça doğrultup giyinmeme yardım etti. Kimsenin hastaneye gelmesini istemedim annem dışında. Merve ve Berke evde merakla ufaklığı bekliyor. Babam ise onun nerede olduğunu bile bilmiyorum. Dün hastahaneye yattığımda beri ortalıkta yok. Sanırım kaldıramıyor benim bu durumumu. Yada kaldıramadığı şey benim bu dururum değil de insanların söyledikleri. 
.
.
.
Kapının önüne çıktığımızda annem taksi çağırmak için telefonunu aldı. Ama babamın arabası tam önünüzde durup kornaya bastı. Annem kendinden emin bir şekilde gülümseyip bebek ile beraber arabaya bindi. Bende arka koltuğa oturdum.

Anne:Sen neredeydin?

Baba:Burada kapıda bekledim.

Anne: Dün akşamdan beri mi?

Baba:Evet niye şaşırdın ki? Torunumu ilk gören Merve yada Berke olsun istemedim. İlk ben göreceğim.

Hepimiz gülümsedik. Babam sonunda bir nebze olsun yumuşamıştı.

Baba:Eee kızım adı ne olacak bu prensesin?

Gerçi bir adı olması lazımdı. Ben bunu hiç düşünmedim ki.

Umay: Şey ben bunu hiç düşünmedim.

Baba:O halde hemen düşün. Çünkü yarın kimlik çıkartmamız lazım.

Kafamda milyon tane isim dönmeye başladı. Ona seveceğim bir isim koymak istiyorum. Onun da büyüyünce keşke ismim bu olmasaydı diyeceği bir isim koymayacağım.
.
.
.
Eve gelir gelmez isim tantanası başladı. Merve ile Berke bebeği severken annem ve babam isim tartışıyordu. Annem anneannemin ismini koymak isterken babam benim seçeceğim ismi koymak istiyordu. Hepsini susturdum.

Bir süre gözlerinin içine baktıktan sonra "İsmi Peri olacak" dedim. Annem yine itiraz edecek gibi oldu ama babam"Peri gibi kıza da başka isim koymak düşünülemezdı zaten" dedi.

Uras geldi aklıma yine. Babası onu yurt dışına göndermiş. Umarım geri dönmez. Umarım kızını görmek istemez. Yoksa beni içinden çıkamayacağım çok zor durumlara sokar.
.
.
.

Biraz vakit geçtikten sonra babam hoca çağırdı ve kızımın ismini kulağına söyletti. Sonra onu aldım ve odama çıkardım. Annemin yardımı ile de uyuttuk. Merve bu gece benimle uyumak istedi. Asıl derdi ben değildim tabi Peri ile aynı odada kalmak istiyordu. Biraz yalvardıktan sonra annemi burada kalmak için ikna etti. Zaten Merve ile uyumak yabancı olduğum bir durum değildi.

Hemen yanıma kıvrıldı ve Peri'yi izleyerek uykuya daldı. Canım kızım senin hayatın çok güzel olacak. Söz veriyorum.

EVİMDEKİ ŞEKER HIRSIZI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin