3.BÖLÜM

779 37 9
                                    

Eve geldiğimde çaresizce mutfağa geçtim. Akşam başıma gelecekleri biliyordum. Yine dayak yiyecektim ve yine kardeşim ile tehdit edilecektim.

Babamın en sevdiği yemekleri yaptım belki bir ihtimal bunları görürse elinden kurtulma umudum vardı.

Kardeşimin o şekeri çaldığını bu yüzden para kazanamadığımı anlatamazdım. Eğer anlatırsam kardeşim de dayak yerdi. Yemekten biraz koyup kardeşime verdim. Onu yedirip yatırırsam en azından olacakları görmezdi.

Merveyi yedirip yerine yatırdım. 

Saat 12 olmuştu. Korkudan titremeye başladım. Şimdilerde gelir.

Kapı çalmaya başladı. Kalbim benden bağımsız bir şekilde hızlı hızlı atıyordu. Kapıyı açıp babamı içeriye aldım. Yine içki inmişti. Çok fazla sarhoş olmasa da sarhoştu.

İçeriye girdi ve direkt mutfağa gitti. Hemen tabağına yemeği doldurdum.

Ali(baba):Oo en sevdiğim yemeği yapmışsın.

Umay:Evet baba yaptım afiyet olsun.

Ali:Para nerde?

Umay:Şey baba!

Ali:Ne?

Umay:Ben parayı kaybettim.

Ali:Yalan söyleme.

Umay:Baba valla kaybettim. Bir yerde düşürdüm galiba aradım aradım ama bulamadim.

Ali:Ne demek lan bulamadım. Sen kimsin de benim paramı kaybediyorsun. Bunu ağır ödeyeceksin.

Ayağa kalktı ve üstüme geldi. Ben bana vuracak diye beklerken kolumdan tutup çekmeye başladı. Evden dışarıya çıkardı beni ve kapının önündeki eski arabasına bindirdi. "Baba nereye?" diye sorsam da hiçbir cevap vermedi. Depo tarzı bir yere girdi ve arabayı dışarıdan kilitledi. Elinde bir şey ile gelip beni arabadan indirdi. Korku ile yüzüne bakıyordum. "baba!" yüzüne bakıyordum ama o bana hiçbir şey söylemeden elime elimdeki elbise tarzı şeyi verdi ve beni dopaya doğru sürükledi. "Giy şunu ve hiçbir şey deme" diyip gitti. Elimdeki elbisenin kayda değer bir eteği bile yoktu. Göğüs dekoltesi tam göbek deliğinde bitiyordu. Sırı fileli bir sekilde kalçama kadar iniyordu.

Mecbur kaldım o elbiseyi giymek zorundaydım. Giyindim utanarak çıktım dışarıya babam beni arabada bekliyordu. Arabaya doğru ilerledim. Çıplak ayaklarıma taşlar batıyordu. Arabaya biner binmez babam elime siyah topuklu ayakkabıları verdi.

Umay:Baba bunlar ne ben neden giyindim bunları.

Ali:Bu gün kazanamadığın parayı başka şekilde kazanacaksın.

Aklıma gelen sey ile ağlamaya başladım.

Umay:Baba lütfen yapma bana bunu. Lütfen yapma yemin ederim yarın daha çok çalışırım valla bak lütfen yapma lütfen.

Ali:Kes sesini eğer dediğimi yapmazsan kardeşine yaptırırım anladın mı kıt kafalı. Şimdi seninle bir mekana gideceğiz sana zengin birini bulucam ve bir geceni onunla geçireceksin bu kadar basit.

Umay:Ben bunu yapamam.

Ali:Peki o zaman. Eve gidelim kardeşini uyandıralım. O giysin bunları ve o benimle gelsin ne dersin?

Umay:Baba lütfen.

Ve yüzüme bir tokat attı. Ben nasıl yaparım böyle bir şeyi. Ben nasıl sürerim kendime bu kara lekeyi.

Babam elime bir hap verdi.

Umay:Baba!

Ali:Bunu iç ve sessiz ol. Bu seni rahatlatır. Çok basit küçük Sürtük gidip o adamın masasına oturacaksın ve seni alıp gitmesini bekleyeceksin ben seni izleyeceğin eğer en ufak bir hatan olursa unutma kardeşin...

Kafamı salladım. Gözyaşlarım durmuyordu. Babamın verdiği hapı içtiğimde bir süre sonra göz yaşlarım akışını kesti. Ağzımdan kelime çıkmıyordu ve bütün bedenim gevşemeye başladı. Yapamam...

EVİMDEKİ ŞEKER HIRSIZI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin