Sabah olduğunda üzerimi giyinip annemin hazırladığı kahvaltı masasına oturdum. Şanslıydım ki artık kahvaltımı tek başıma yapmıyordum. Yanimda annem ve Merve vardı. Tek başınıza kaldığınızda anlıyorsunuz yanınızdakilerin kıymetini.
Beraber sohbet ederek kahvaltı ettik. Annem masadan kalktı ve "sana bir sürprizim var" diyerek yanıma geldi. Bende çayımın son yudumunu aldıktan sonra ayağa kalktım.
Umay: Neymiş bakalım bu sürpriz?
Anne: Kapıya çık göstereceğim.
Annem önden bende hemen arkasından kapıya doğru yöneldik. Annem gözlerimi kapatmamı söyledi. Gözlerimi kapattıktan sonra kapının açılma sesini duydum. Sonrasında birkaç ses ve tıngırtı daha geldi ama ne olduğunu tam olarak tahmin edemedim. "Gözlerini açabilirsin" dediğinde hemen açtım.
Annem bana bisiklet almıştı. O kadar mutlu oldum ki anlatamam. Sonunda iş yerine kadar koşarak yorulmak yerine bisiklet ile gidecektim. Koşmak da güzel bir faliyet ama bisiklet bence daha güzel.
Anne:Gaz sıkıntısı benzin sıkıntısı yok. Hemde spor yapmış oluyorsun. Bedava ulaşım hizmeti.
Umay:Ya seni yerim kadın. Çok teşekkür ederim anne ya. O kadar mutlu ettin ki beni.
Anne: Hadi bırak teşekkür etmeyi de işe git. Geç kalacaksın.
Bisikleti alıp asansöre koydum. Ardından kendim de girdim. Asansörden indikten sonra uzun ve dar sokağıma baktım. Tam bir bisiklet yoluna benzediğini bisikleti aldıktan sonra anladım.
Bindikten sonra bana pencereden el sallayan anneme öpücük atıp sürmeye başladım.
Çok fazla hızlanamıyordum ama çok yavaş gidersem de yalpalamaya başlıyordu. Hayatımda hiç bisiklet kullanmamıştım. Eğer bir takla atarsam yada düşersem asla yaralanmadan kurtulamam.
İş yetinin önüne geldiğimde durmak için frene bastım ama durmadı. Freni ayarlanmamıştı. Yere ayaklarımı değdirdim ama durmayacak kadar yokuş bir yerdeydim. Elimdeki direksiyon sağa sola titremeye başladı.
İstemsiz bir şekilde gözlerimi kapattım. Düşeceğim zaten şu anda belli olmuştu.
Ama düşmedim. Bisiklet birden bire durdu. Tekerden biraz kayma sesi geldi ama durdu. Gözlerimi açtım. Ömer bey bisikletin ön tekerine ayağını koymuştu ve hem direksiyondan hemde arka tekerin üstündeki sepetten tutmuştu.
Ömer: Ne yapıyorsun Umay az kalsın düşüyordun.
Umay: Çok özür dilerim Ömer bey ve çok teşekkür ederim. Freni ayarlamayı unutmuşum daha doğrusu freni ayarlı zannediyordum.
Ömer: Şu anda işte değiliz. Bey demene gerek yok. Söyle bakalım sen, ilk defa mi bisiklet kullanıyorsun.
Umay:Evet. İlk defa kullanıyorum. Bu sabah annem ise yürüyerek gidiyorum diye almış.
Ömer:İn bakalım önce şu freni ayarlayalım.
Aşağıya indim. Ömer bey bisikletin yanındaki ayakta durmasını sağlayan aparatı açıp freni ayarlamaya başladı.
Ömer:Arabanın bagajında sağ tarafta tornavida var yıldız olanı getir.
Gidip arabanın bagajını açtım. Sağ tarafındaki çantayı elime aldım. İçini açtığımda bir sürü malzeme vardı. Allah'tan yıldız tornavidanın ne olduğunu biliyorum yoksa kesinlikle bu kadar şey arasından bulamazdım.
Hemen elime aldım ve koşarak yanına gittim. Elimden alıp bir yeri sıktı sonra da bana tornavidayı verip bisiklete bindi.
Biraz ilerledikten sonra frene bastı ve tutuyordu. Yanıma kadar gelip benim binmemi istedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVİMDEKİ ŞEKER HIRSIZI (TAMAMLANDI)
Teen FictionHayata bir yetimhanede adım atan Umay kardeşi ile birlikte bir aile tarafından evlatlık alınır. Ama başlarına hiç olmayacak şeyler gelmeye başlar. Umay'ın karşısına çıkan zengin ve şımarık bir adam yüzünden Umay'ın hayatı daha fazla zehir olmaya baş...