33.BÖLÜM

220 18 0
                                    

Rüya mı görüyorum yoksa gerçek hayatta mıyım pek anlamadım. Peri'nin ağlama sesleri geliyordu. Gözlerimi zorla da olsa açtım. Kafam hafif bir şişmişti. Kendime geldiğim anda olanları hatırladım. Hızla ayağa kalktım ama gözlerimin önü karardı.

İyi olduğum anda Peri'nin sesinin geldiği yere doğru ilerledim. Burası dağ eviydi. Uras'ın beni getirdiği dağ evi. Hızlıca salona gittim. Peri Uras'ın kucağında ağlıyordu. Hemen kucağıma aldım. Biraz ilgilendim sesimi duyar duymaz sustu.

Şu an her ne kadar Uras'a bağırıp çağırmak hatta onu bir güzel benzetmek istesem de kucağımda Peri varken bunu yapamam. Geri odaya döndüm. Onu uyutup aşağıya ineceğim.

Canım kızım beni hiç sorlamadan birkaç dakikada uyudu. Peri'nin bu huyunu çok seviyorum. Diğer bebekler gibi ağlayıp zırlayan uyumayan bir bebek değil. Benim sesimi duyduğu anda susar ve iki sallar sallamaz uyur. Etrafına yastıkları dizdim ve yatağın yanına da iki sandalye koyduktan sonra aşağıya geri indim.

Uras pencerenin önünde dikilmiş dışarısı izliyordu. Birden gidip onu sırtından ittim. Kafasını cama vurup birden bire arkasını döndü.

Umay:Sen ne yaptığını zannediyorsun ya. Benim düğünümü basmak ne demek? İnsanları rehine almak ne demek?  Berke'ye ne yaptın çabuk söyle.

Uras:Seni çok özledim.

Soruma cevap vermedi. Seni çok özledim diyip bana sıkı sıkı sarıldı. İttim ama gücüm yetmedi. Kene gibi yapıştı. Yine de itmekten vazgeçmedim. Sonra beni bıraktı.

Uras:Merak etme Berke iyi. Seni bayılttığım gibi onu da bayılttım. Onu salona attım seni de buraya getirdim. Hatırladın mı burayı çok güzel vakit geçirmiştik.

Umay: Hatırladım ama çok güzel vakit geçirirmiş gibi oyun yapıyordum. Yoksa benim seninle geçirdiğim her dakika bana zehir gibi geliyor.

Uras:Yapma Umay senin de beni sevdiğini biliyorum.

Umay: Seni sevmiyorum senden nefret ediyorum.

Uras:Nefret ediyorsun çünkü bana aşıksın.

Kafamı hayır anlamında sallayıp bir adım geri gittim. Sonra hızlıca yukarıya koşup Peri'yi aldım. Kapıya yöneldim.

Umay:Ne olursa olsun ben Berke ile evleneceğim. Ve kızım sana değil ona baba diyecek.

Kapıyı açtım ve tam çıkacakken seslendi.

Uras: Eğer o kapıdan çıkarsan sana dava açarım. DNA raporunu gider mahkemeye veririm ve çocuğumu benden kaçırdığını söylerim. Sonra da Peri bende kalır onu alıp buradan giderim. Bir daha kızını asla göremezsin.

Umay: Hayır bunu yapamazsın.

Uras: Yaparım. Şimdi hemen geri dön yoksa bir daha kızını asla göremezsin.

Adımlarım ileriye gitmek istese de tıpış tıpış geri döndüm. Peri'nin yokluğuna dayanamam. Odaya geri gittim. Peri'yi yaptırdıktan sonra kapıyı kilitleyip bende Peri'nin yanına kıvrıldım. Elimi sırtına koydum. Böyle daha güzel uyuyordu. Sonra gözlerimi kapattım ve kızımın mis gibi kokusunda uykuya daldım.
.
.
.
Berkeden:

Zar zor da olsa gözlerimi açtım. Annem babam başımda dikiliyordu. Bir açıklama bekledikleri kesin.

Berke:Mehmet abi ile Nur abla nerede?

B-Anne:Onlar kızlarını bulmaya gittiler. Şimdi sen söyle bakalım kimdi o adamlar ve torunumu niye kaçırdılar.

Berke: Peri'yi de mi aldılar.

Anne:Evet. İkisi de yok ikisini de aldılar. Sen kimlere bulaştın oğlum. 

Eğer Peri'nin benim kızım olmadığını öğrenirlerse ben biterim. Evlilik ile ilgili olan hayallerim de biter. Umay'ı sonsuza kadar kaybederim. Hemen ağaya kalktım. Açıklama sonraya da kalabilir. Benim sevdiğim kadını ve kızımı bulmam lazım. Annem nereye dese de cevap vermeden çıktım. Hemen Mehmet abiyi aradım.

Berke: Nerdesiniz?

Mehmet(Umay'ın babası): Kızımı arıyoruz. Polislerle birlikte sen iyi misin?

Berke:Ben iyiyim de bir gelişme var mı?

Mehmet: Uras'ın adına kayıtlı bütün evlere bakıyoruz. Ama yok. Hiçbir yerde yok.

Berke:Ben arkadaşlarıma da haber vereyim.

Telefonu kapattım ve arayabildigim kadar çok arkadaşımı aradım. Onları bulmam lazım...

EVİMDEKİ ŞEKER HIRSIZI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin