26.BÖLÜM

239 18 0
                                    

3 Ay Sonra:

Her gün yaptığım gibi şimdi de boy aynasının karşısına geçip karnıma bakıyorum. Çok tuhaf bir şeydi. Karnım zayıflıktan dolayı o kadar da büyük gözükmüyordu ama yine de büyüktü. Aşağıya indiğimde babam hazırlanmış bir yere gidiyordu. Ama bu gün pazardı ve iş yoktu.

Umay:Nereye gidiyorsun baba?

Baba: Artık yeter kızım ben Uras ile konuşmaya gidiyorum. Bir planımız var diyip duruyorsunuz ama hiç bir şey yaptığınız yok.

Umay:Tamam baba bu gün planı devreye koyacağız. Sen asla onunla konuşma. Senden tek bir ricam var sadece ondan bir şekilde bir miktar kan almaya çalış. Ne bileyim işte birkaç hemşire tut sağlık raporu falan gibisinden konuşup kan alsınlar. Bana onun kanı lazım.

Baba:Peki sana güveniyorum kızım.

Babam çıkar çıkmaz Berke'yi aradım. Ve ondan tam olarak 200 tane balon almasını istedim. Bende gidip bir pankart  yaptıracağım.
.
.
.
Urastan:

Ev artık bana o kadar dar geliyor ki nefes bile almakta zorlanıyorum. Ben o kızı çok sevmiştim. Ona aşıktım ben. Ama o bana yanlış yaptı. O kötü bir insan o kadar kötü ki bana bu ihaneti yaptı. Birisi ile yatması bile başlı başına berbat bir şey.

Neredeyse bu olaydan sonra her gün içmeye başlamıştım. Şimdi de yataktan kalkar kalmaz bir bardak viskiyi doldurdum bile. Kapı çalmaya başladı. Kafamı biraz toparlayıp kapıya kadar gittim. Açtığımda karşımda beyaz doktor önlüğü giyinmiş iki hemşire ve yanlarında bizim mahalleye bakan aile doktoru vardı.

Uras:Buyrun.

Doktor:Genel bir sağlık raporu hazırlıyoruz da sizden de kan almamız lazım. Tüm mahalleden alacağız. Gerekli bir prosedür.

Uras:Hastaneye gelmem lazım değil mi?

Doktor: Hayır hemen burada alabiliriz.

Uras:E buyrun o zaman.

İçeriye geçip hemen kapının bitişiğindeki ayakkabı giyinmek için oturduğumuz sandalye oturdum. Hızlıca kanı alıp gittiler. Telaşlı gibi bir halleri vardı ama pek takılmadım. Büyük ihtimalle bütün mahhalleyi gezdikleri için yorulmuşlardır.

Koltuğuma geri oturup içkimden bir yudum aldım. Ve bağırdım"Offfffd!"
.
.
.

Umaydan:

Babam arıyordu. Hemen açtım. Berke de balonları şişiriyordu.

Baba:Kan işi tamam kızım. DNA testi için seninde hastaneye gelmen lazım. Bekliyorum.

Berke: Gidiyor muyuz?

Umay:Evet hastanede bekliyor babam.

Hemen kalktık ve hastaneye gittik. Babam beni kapıda karşıladı. Koluma girip hastaneye girdi. Gider gitmez doktor gerken bütün işlemleri yaptı.

Doktor: Herşey tamam. Sonuç yarın sabah saat 10 gibi çıkar. Gelip sonucu alabilirsiniz.

Baba: Teşekkürler iyi günler.

Babamla beraber dışarıya çıktık. O günden beri bana biraz soğuk davranıyordu ama şimdi kocaman gülümsedi ve "Hadi size dondurma ısmarlayayım" dedi. Sevinçle ona sarıldım.

Çocuktum daha ve dondurma kelimesi bile beni sevindiriyordu. Çocuğun çocuğu olacaktı. Kalbim burkuldu. Babamın gözlerinden yaş gelmeye başladı.

Baba:Sen daha çocuksun. Dondurma kelimesini duyunca sevinen bir çocuk. Ve  sen daha büyümeden bir çocuğun olacak kızım bu benim canımı çok yakıyor. Ama merak etme bunu sana yapanlar çok pişman olacaklar. Özellikle Ali.

Tekrar sarıldım ve yola çıktık. Berke gülmeye başladı.

Baba:Berke ne oldu oğlum?

Berke: Şeye gülüyorum. Önceden kayakçıydım. Şimdi sizin şirkette çalışıyorum ama aslında sadece Umay'ın arabasını kullanarak para kazanıyorum. Birden bire aklıma geldi de ona gülüyordum.

Baba: Önemli değil Umay'a sahip çıkma işi şirketten daha zor. Malum çılgın bir kız.

Hepimiz biraz güldük. Sonra dondurmacıya girdik.

Bu gün güzel geçmişti. Herşey neredeyse yolundaydı. Yarın o testi alıp gidip o Uras'ı yerin dibine sokacağım.

EVİMDEKİ ŞEKER HIRSIZI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin