Artık çok yorgundu. Bu beyaz tavanlardan, orada öylece yatmaktan, bu hastane kokusundan çok bunalmıştı. Bunca çabasına, çektiği bunca acıya, denenen onca şeye rağmen hâlâ buradaydı. Neden sadece yaşamak için, sadece nefes almak için bile bu kadar uğraşmak zorundaydı? Bütün bunlar yetmez gibi her şeyini de kaybetmişti. Artık yapayalnızdı... Eski yalnızlığından farklı olarak artık kimsesizdi. En çok da bu acıtıyordu kalbini. Tutunacağı tek bir dal kalmamıştı. Öyle bir dağılmıştı ki artık kimseye güvenemezdi. En güvendikleri bile kandırmıştı onu...
Aklında tüm bu düşüncelerle huzursuzca yatakta kıpırdanırken birden kapı açıldı.
"Bak sana bir sürü şey aldım. 40 tane mağaza gezdim bunlar için, çok yoruldum valla." Kapıdan çantalarla girmeye çalışan kadın bir taraftan konuşuyor bir taraftan elindekilere göz atıyordu. Nihayet odaya girmeyi başaran kadın yatakta gördüğü adamla kısa süreli bir şok yaşadı. Karşısındaki de onun kadar şaşkındı. Aceleyle geldiğinden yanlış odaya girdiğini fark etmesiyle yüzü kızararak kapattığı gözleriyle kafasını iki yana salladı. Bir adım daha yaklaşacakken kararsızlıkla adımını geri alıp kafasını toplamaya çalışarak;
"Ben- ben çok özür dilerim. Oda numarasına bakmadan giriverdim. Tekrar çok özür dilerim bir anlık boş anıma denk geldi. Birksç kez bu odayı kullanmıştık, eski alışkanlık bir de dalgınlıkla demek... Çok özür dilerim. Böyle şeylere dikkat ederedim ama telaşla şeyapamamışım. Böyle pat diye de girmiş bulundum. Tekrar çok özür dilerim. Lütfen kusura bakmayın. Çok pardon"
Kadın tek nefeste tüm bunları söylemiş, binlerce özür dilemişti. Yatağında biraz doğrulan adam sıcak bir gülümsemeyle "Önemli değil, olur bazen öyle şeyler, çok fazla oda var sonuçta karıştırmanız normal, sorun değil." diyerek karşısındakini sakinleştirdi. Kadın tekrar özür dileyerek odadan çıktı. Kapıyı yavaşça kapatırken göz ucuyla yataktakine tekrar baktı, adını koyamadığı bir his vardı içinde. Yaptığı şey biraz utandırmıştı onu ama utançtan farklıydı bu his, garipti. Çok üstünde durmadan kardeşinin odasına yöneldi, yeterince geç kalmıştı.Kapının kapanmasına rağmen yataktaki adamın yüzündeki o tatlı gülümseme hâlâ duruyordu. 5 dakika önceki o bıkkın, yorgun adam değildi sanki. Yüzündeki gülümsemeyle komodinin üstünde duran defter ve kalemini alarak bir sayfa açtı;
"Tarih
Başka bir gün, başka bir yerde tekrar karşılaşmak umuduyla..."
Tekrar kapının açılıp hemşirenin içeri girmesiyle elindeki defteri kapatıp yerine koyarak ciddileşti. Ama o garip his sarmıştı bir kez onu.
....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP
FanfictionYorgundu, bitkindi, artık gücü yoktu. Yaşamak için amacı kalmamıştı. İnandığı her şey yerle bir olduktan sonra inanacak yeni bir şey lazımdı... Tutunacak yeni bir dal...