13

1.6K 88 46
                                    

Sabah olduğunda uyandırılmadan kendi uyandığını farkeden Yağız saate bakmış 9'a geldiğini görerek şaşırmıştı. Pansumanlarının artık gün aşırı yapılacağını hatırlayarak geriye döndü. Hazan odada yoktu. Ece'ye gitmiş olacağını düşünerek yavaşça yataktan kalkıp lavaboya gitti.

....

Hazan titreyen telefonuyla uyanmış, dışarı çıkarak annesi olduğunu gördüğü telefonu açmıştı.
Doğru, bugün annesi Ece'yi almaya gelecekti.
Yaklaştığını haber veren annesine oda numarasını hatırlatıp geldiğinde odaya çıkmasını işlemleri halledeceğini söyledi.
Telefonu kapatarak tekrar odaya giren Hazan, uyuyan Yağız'ın saçlarına küçük bir öpücük kondurup üzerini örterek çıktı.

Bir saat sonra gelip sorun olmadığını, çıkabileceklerini söyleyen doktorun ardından evrak işlerini halletmeye giden Hazan servisten çıktıktan sonra geri dönerek Ece'ye güzel kıyafetlerinden ve makyaj malzemelerinden bırakmasını söyleyip geri gitmişti.

......

Yavaşça içeri giren Fazilet Hanım'ı gören Ece, sıkıca sarılmıştı. Özlem gideren anne kız, Fazilet'in eşyaları kontrol edip Ece'nin eğretice hazırladıklarını söylenerek düzeltti.
Kenarda ayrı duran eşyaları da bavula koyacakken Ece durdurup onların kalacağını, ablasına lazım olduğunu söyledi.

Ece'yi oturtup neler olduğunu anlattıran Fazilet, "Ah benim saf kızım! Babasına baktı yıllarca yetmedi sana baktı, şimdi de elin adamına mı bakacak? Olmaz öyle şey," diyerek ayağa kalkmıştı.

Bu sırada içeri giren Hazan, annesinin ve Ece'nin tavrından anlayıp "iki saat duramadın dimi Ece?!" diyerek Ece'ye sitem etti.

Hazan'ı kolundan tutup oturtan Fazilet, "Kız sen niye böyle oldun? Saçma saçma iş yapma, toplan sen de geliyorsun bizimle." diyerek kızına laf geçirmeye çalıştı.

Tabiki de Hazan Fazilet'i dinlemeyecekti. Ece'nin evraklarını verip 'odaya yeni hasta geleceğini, hemen boşaltmaları gerektiğini' söyleyerek bir an önce toparlanmalarını sağladı.

.....

Fazilet sonunda pes etmiş, "Ne halin varsa gör Hazan Hanım." diyerek bavulların birkaçını alıp odadan çıktı. Geri kalan bavullarla Hazan, Ece'yi de önüne alarak odadan çıktı.

Koridora çıktıklarında Yağız'ın kapısı açılmış, yavaşça dışarı çıkmıştı.

Çaktırmadan "Kız, sağlam olsa bu çocuğu ablana bırakırlar mıydı? İçi çürük ama dıştan maşallahı var cam göze bak sen," diyerek Ece'nin kulağına fısıldamıştı.
Yaklaşarak selam veren Yağız, Ece'ye veda ederken Fazilet ile tanışmıştı.

Lafı fazla uzatmayan Fazilet,
"Neyse biz gidelim artık, uçağa yetişeceğiz. Bana bak Yağız Efendi, kızımı üzersen ben de seni üzerim, anladın mı? Sakın öyle iyileşmeden de kendimi zorlayayım deme ha. Hadi güle güle'' diyip ''ANNEEE'' diyerek gözlerinden ateş çıkaran Hazan'ı kendi attığı ateşten yine kendi kurtardı, "Aa, ne var kız? Çok dolaşmasın böyle etrafta onu diyorum. Sen ne anladın?"

......

Hazan, hastanenin önünde sıkı sıkı sarıldığı Ece'yi üşütmeden taksiye bindirip ne kadar didişseler de sevgilsinden şüphe etmediği annesine de sıkıca sarıldı. İndiklerinde aramasını tembihleyerek taksinin kapısını kapattı. Hareket eden taksi uzaklaşana kadar arkalarından bakıp tekrar hastaneye doğru yöneldi.

......

Hazan önce Ece'nin eski odasına uğramış, bıraktığı kıyafetlerden birini giymiş, hafif bir makyaj yapıp odaya dönmüştü.

KALPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin