50

866 48 162
                                    

Hafta sonu Tolga'yı da alarak dışarı çıkıp eğlenceli birşeyler yapmak için dolaşmaya başlamışlardı. Sonunda akvaryuma gitmeye karar vererek oraya doğru ilerlediler.

Tolga, akvaryumdaki çeşit çeşit balık ve deniz canlılarına, korkuyla karışık merak ve heyecanla tepki verirken Hazan ve Yağız da Tolga'nın böyle mutlu olmasından büyük zevk alarak mutlulukla dolaşmaya devam ettiler.

Köpek balıklarının olduğu bölüme geldiklerinde Yağız tam tepelerinden geçen köpek balığını daha iyi görebilmesi için Tolga'yı kucağına aldığında Tolga heyecanla yerinde duramıyordu, "Yaış bak! Bak bak Yaış!! Hajan sana geliyo KAAÇÇ~"

Akvaryumdan çıktıklarında akşam olmak üzereydi ve hepsi acıkmış olduğundan yakınlardaki bir kafeye girdiler. Garson menüyü getirdiğinde Yağız, önce Tolga'ya ne yemek istediğini soraram karar vermesine yardım etti.

Siparişleri vererek beklemeye başladıkları sırada arkadan gelen sesle üçü de o yöne doğru döndü, "HAZAAN!!"

Hazan şaşkınlıkla arkasını döndüğünde arka masalarındaki 4 kişilik grubun spor kulübünden arkadaşları olduğunu görüp yanlarına ilerledi, "Yaaaa! Nerden çıktınız siz!? Naber?"

Kısaca sohbet edip Hazan tanıştırdığında, Yağız da memnun olarak selamlamıştı. Yağız, nazikçe masaya davet ettiğinde kabul ederek yanlarına geldiler.

Tolga'yla da tanışarak Hazan'a kim olduğunu sorduklarında Hazan sonra anlatacağını söyleyip geçiştirmişti.

Yeni gelenler de sipariş verirken Hazan ve Yağız, kendi siparişlerinin de birlikte gelmesini söyleyerek sohbete başladılar. Diğerleri şarap açtırmayı önerdiğinde Hazan, kabul etmek istemese de kıramamıştı.

Yağız, ortak sohbete fransız kaldığından kısa bir süre sonra Tolga'ya yemek yedirme bahanesiyle sohbetten çekilebilmişti.

Kendi yemekleri de geldiğinde herkes kadeh kaldırmış Yağız ise su ile eşlik etmişti. Sohbet giderek koyulaşıyordu. Bu arada adı Enes olan kişi müsaade isteyip kalkmıştı.

"Hazan, önümüzdeki ay bir koşu düzenlenecek siz de katılsanıza! Eşli yarış hem de."

Hazan kısa süre Yağız'a göz atıp cevap verdi, "Yağız'ın işleri çok yoğun oluyor, katılabileceğini sanmıyorum... Belki daha sonra şeyaparız..."

İpek büyükçe bir tepki verdi, "AAA~ O zaman Yağız Bey, çok yanlış kişiyle evlenmişsiniz. Hazan bayılır öyle şeylere..."

Hazan susması için İpek'e dik dik bakarken Yağız, Tolga'nın uykusu geldiğinden gitmesi gerektiğini söyleyerek Hazan'a isterse arkadaşlarıyla biraz daha kalabileceğini söyledi. Masadakilerin ısrarıyla biraz daha kalacağını söyleyen Hazan, Yağız ve Tolga'yı öpüp uğurladı.

Arka koltuğa yerleştirdiği Tolga'yla yola çıkan Yağız, kısa sürede uykuya dalan bedene bakarak gülümsedi. Otoparka girerek arabayı yerleştirerek sessizce arka koltuktaki Tolga'yı kucağına alıp asansöre yöneldi. Eve gelerek Tolga'yı yatırıp üzerindeki montu dikkatlice çıkaran Yağız, üstünü örttüğü çocuğun alnına kondurduğu öpücükle odadan çıktı.

İlerleyen saate rağmen hâlâ dönmemiş olan Hazan'ı merak ederek arayan Yağız, bir süre sonra açılan telefonla rahatlamıştı, "Hazan?! Sevgilim nerdesin?! Hazan! Hazan! Beni duyuyor musun? Hazan!" Telefon açılsa da Hazan cevap vermiyor başkalarıyla konuşuyordu. Büyük ihtimalle telefon Hazan'ın çantasında ya da masada eli dokunarak kendiliğinden açılmıştı.

Yağız, telefonu kapatacakken sohbeti duyarak, yanlış olduğunu bilse de kulak verdi.
-----

İpek, kadehini kaldırıp eğretice tokuşturdu, "İçkiler Hazan'dan. Zengin, yakışıklı kocayı o kafaladı..."
Hazan, fazla kaçırdığı içkinin etkisiyle gülümsedi, "Yakışıklıdır kocam, çok yakışıklı!"

KALPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin