21

1.2K 72 64
                                    

Akşam olmuş Yağız da Hazan da Duygu'yu merak ediyordu.
Odaya giren personel, korseyi getirmişti.

Paketi alıp açarak korseyi çıkaran Hazan, Yağız'a yaklaşmış, sırtından destekleyerek doğrulmasına yardım etmişti.
Korseyi giyene kadar dik durması gereken Yağız'ın, kasılan kasları yüzünden canının yandığını farkeden Hazan, dikkatlice arkasına oturup Yağız'ın sırtını, göğsüne yaslamasını sağladı.

Hazan arkasından uzansa da Yağız halledebileceğini söyleyip gömleginin düğmelerini açtı. Dikkatlice kollarından sıyırdığı gömleği kenara koyan Hazan, korseyi dikkatlice giydirmiş ama yapışması gereken yeri açıkta bırakmıştı. Tekrar uzanarak aldığı gömleği de giydirip düğmelemeden Yağız'ın sırtını tekrar yatağa yasladı.

"Özür dilerim bitanem." Yağız nedenini anlamadığı özüre bakarken hissettiği acıyla büyükçe bağırdı.

Korseyi sıkı kapatması gerektiğini bilen Hazan, 'en acısızı aniden olanıdır' diye düşünerek özür dileyip sertçe korseyi sıkıştırdı, yapışması gereken yerleri sıkıca sabitledi.. Ne kadar üzülse de Yağız için yapmıştı bunu.
Gömleği düğmelerken birkaç kez daha özür dileyip Yağız'ı öptü.

Korseyle acısı biraz hafifleyen Yağız, az da olsa hareket edebiliyordu artık.
Hazan, "Tuvalete gidecektin, kalkabilecek misin?" diyip kabul eden Yağız'ın kalkmasına yardım etti. Kapıda bekleyen Hazan, Yağız'ın çıkmasıyla tekrar koluna girerek yatağa yatırdı.

.....

Daha iyi olduğunu söyleyen Duygu, sarhoş gibiydi. Ahmet bu halini görerek Duygu'yu depodan ve hastaneden çıkarmış evine bırakıyordu.

Evin önüne geldiklerinde Duygu teşekkür edip arabadan inse de yalpalayıp kapatmak üzere olduğu kapıya tutundu.

Hemen inerek yanına gelen Ahmet, kendine tutunmasını, eve kadar eşlik edeceğini söyleyerek sarıldı.
Kollarındaki bedeni sıkıca tutan Ahmet yavaşça yürümeye başladı. İçeri girerek asansörle, eskiden birlikte yaşadıkları evin olduğu kata çıktılar.

Çantasının solundaki küçük gözde olduğunu bildiği anahtarı alarak kapıyı açan Ahmet, Duygu'nun içeri geçip teşekkür etmesiyle gitmesi gerektiğini biliyor ama yine de oyalanıyordu.

Duygu da kapıya yaslanmış kapıyı kapatmadan bekliyordu.

Duygu o an, öncesini-sonrasını düşünmeden sadece içinden geçeni yapmak istedi.

Uzanarak Ahmet'in kollarına tutunan Duygu, kendine doğru çekip kollarını boynuna sardı. Kapattğı gözleriyle kendini özlediği dudaklara bıraktı.

Aniden gelen yakınlık ve hissettiği dudaklarla gözleri dolmuştu Ahmet'in... O da yavaşça göz kapaklarının kapanmasına izin verdi. İkisi de acele etmiyor adeta özlem gideriyordu.

Duygu yavaşça içeriye adımlayarak kapıyı kapatıp öpüşünü sertleştirdi. Ahmet üzerindeki montu çıkarıp atarken nefes almak için ayırdıkları dudaklarıyla gülümseyerek kendine bakan gözlere gülümsedi. Karşısındaki bedeni hızlıca kucağına alıp dudaklarını tekrar birleştirirken yerini çok iyi bildiği yatak odasına doğru ilerledi.

.....

Sabah olmuş Duygu'nun ve Ahmet'in telefonlarındaki alarmlar çalmaya başlamıştı.

Sesle uyanan Duygu, özlediği bedenin göğsünde gözlerini açarken başta biraz pişman olsa da içindeki huzurla kafasını kaldırıp ona bakan gözlere baktı.

Ahmet uyanalı neredeyse bir saat olmuş ama göğsünde yatan özlediği kadına bakmaya doyamamıştı. Yavaşça kıpırdanmaya başlayıp kendine dönen bakışlara "günaydın," diyerek kocaman gülümsedi.

KALPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin