23

1K 63 83
                                    

Yağız artık çelik korseden kurtulmuş rahatlıkla hareket edebiliyordu. Son kez tomografi çekinip kontrol edilmesiyle her şeyin yolunda olduğu anlaşılmıştı.

Öğleden sonra gelen Profesör, artık taburcu olabileceklerini ama ilaçlarında bazı değişiklikler yapacağını söylemiş, 1 ay sonra kontrolde tekrar görüşmelerini belirterek veda etmişti.

Duygu Hazan'a kocaman sarılmış, ardından Yağız'a yaşlı gözlerle bakıp dayanamayıp ona da sıkıca sarılmıştı.

Taburcu haberini alan Ahmet, odaya gelip bir müjde de kendisinin vereceğini söyledi. Üçü de merakla bekliyordu.

Ahmet, eğer hepsi için uygunsa, geçmiş hatıraları silip yepyeni bir başlangıç yapmak için eski evlerinin yerine Yağız'ın yan dairesini alacağını, orda yaşamak istediğini söylemişti.

Hazan, kendi evinde asansör olmadığından, bir süre Yağız'da kalacaktı.

Yağız'ın evi hem hastaneye yakın hem de gayet güzel ve büyük bir evdi. Duygu taşınabileceklerini söylemiş, Yağız dünden razı olduğu bilindiğinden fikir belirtmemiş, Hazan da hem Yağız hem diğerleri için güzel olacağını söyleyerek olumlu yaklaşmıştı.

Bir süre komşu olacaklardı. Yağız iyileştiğinde Hazan annesine gidecek evlilik konusunu açacaktı. Aslında Hazan teklifi kabul ettiğini söylemişti ama Fazilet 'gelip istesinler' dediğinden iyileşene kadar bekletmeye karar vermişlerdi.

.....

Hazan taburcu işlemleri için çıkmış, Duygu da odadaki eşyaları bavullara yerleştiriyordu.
Kıyafetleri bitiren Duygu, dolaba yönelmiş ardından çekmeceleri boşaltmıştı.

Hazan elinde taburcu evrakları neredeyse toparlanmış odaya gelerek Duygu'ya kocaman bir teşekkür etti.

Kalan eşyaları da birlikte toparlayan Hazan ve Duygu, son kez odayı kontrol edip Yağız'ı da kaldırarak odadan çıktılar.

Duygu bir anda geri dönüp dolaptan bir şey alıp Yağız'ın yanına geldi. Arkasına tutarak sakladığı şeyi gülümseyerek çıkarıp, "Örtünle vedalaşamadıysan al sende kalsın," diyerek şakasını yapmış, Yağız, yavaşça koluna vurarak gülümseyip kolunu kısa olanın omzuna atmış, karşılığında Duygu da beline sarılmıştı.

Odadan çıkan Yağız, kolu altındaki Duygu'yla zaten komşu olduklarını, artık kendinden kurtulamayacağını söyleyerek minnettarca gülümseyip ağlamak istemediğinden vedalaşmadı. Ahmet'e de veda ettikten sonra Şoray ve diğer hemşirelere herşey için teşekkür edip uzattığı eline hızlıca kenetlenen Hazan'la servisten çıktı.

Asansöre gelen ikili bu anın sonunda gelmiş olduğuna inanamıyordu.
Bindikleri asansörden servise göz atıp son olmasını dilediler.

......

Çıkışa geldiklerinde Yağız kapıdaki valeden arabasını getirmesini istedi.
Kısa sürede gelen arabaya güvenlik ve valenin yardımıyla bavulları yerleştiren Hazan, valeden anahtarı alıp içeride beklemesi için dakikalarca yalvardığı Yağız'a artık gelmesini söyledi. Yan kapıyı açıp Yağız'ın binmesini bekledi.

Soru sorar gözlerle bakan Yağız, "Hazan senin ehliyetin var mı?" tereddütle sordu. Alaycı gülümsemesinin ardından, "Motorsiklet ehliyetim bile var Yağız Bey. Ruhsat da göstereyim mi?" diyerek dalga geçmiş, Yağız'ın binmesiyle emniyet kemerini takmak için uzansa da Yağız halledeceğini söyleyince kapıyı kapatıp şoför koltuğuna geçti.

Yoldaki bir çukur yüzünden araba sarsılmış ani kasılmayla Yağız'ın ağzından küçük bir inleme kaçmıştı. Göremediğini söyleyen Hazan, defalarca özür dileyip yavaşlamış, sarsabilecek her yerden kaplumbağa hızıyla gitmişti.

KALPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin