Dakikalar, saniyeler geçmek bilmiyor, oda giderek küçülerek üzerine yıkılıyordu. Dayanamayıp koridorda beklemeye başlayan Hazan uzaktan, odaya elinde farklı farklı cihazlarla girip çıkan hemşirelere, bir yerlere telefon açan doktorlara korkulu ve nemli gözlerle bakıyordu.
Odanın dışındaki endişe içeride de devam ediyordu.
Ece'nin odasından koşarak gelen Duygu, Yağız'ın başucundan ayrılmıyor, 2 saat önceki konuşma aklına gelerek gözleri doluyordu.Normalde hastalarla duygusal bağ kurmaları yasaktı ama Duygu senelerdir buranın en iyilerinden biriydi ve son zamanlarda yaşadıkları çok kötü şeylerdi. Sert mizacı yüzünden fazla sevilmeyen başhemşire bile Duygu'ya bu konuda tolerans göstermişti.
.....Yağız'ın doktoru olan profesör, acil koduyla hastaneye çağırılmış, asistanlara direktifler veriyordu.
Yoğun bakım dolu olduğundan Yağız'ın odası izole edilecek ve izolasyon protokolü uygulanacaktı. Bu süreçte Yağız'a tedbir amaçlı geçici kalp pili* takılacaktı.2 saat sonra Yağız'ın odası istenen hale getirilmiş, içerisi adeta makine ve ilaçla dolmuştu. Başhemşire ve başasistan izolasyon protokolünün zorluğunu bildiğinden fazlasıyla huzursuzdu.
Başhemşire, Duygu'yu odasına çağırarak birkaç gün izin alabileceğini söylemişti. Duygu kabul etmemiş, izin alsa bile refakatçi olarak Yağız'ı bekleyeceğini söylemişti. Başhemşire bu cevapla, biraz düşündükten sonra, Duygu'nun, bu halde çalışmasının diğer hastalar için doğru olmadığına karar verdi. Yağız için sıkı bir kontrol ve takip programı yapmalı ama bir yandan da servisin işlerinin aksamamasını sağlamalıydı.
"Tamam o zaman Duygu'cum. İzolasyon için bir kişi görevlendirilecekti. Ben Şoray'ı düşünmüştüm ama sen izole hemşiresi olarak çalışmaya devam et. Hangi saatlerde burada olacağını planla ona göre nöbet listesi çıkarayım," diyerek durumu toparladı......
Hazan hâlâ uyumamış, küçük bir haber bekliyordu. Sakinleşmeye başlayan koridora tekrar çıkarak iki yandaki kapıya giden Hazan, kapıda gördükleriyle yıkılmıştı. Kapının yanındaki kilit aktifleştirilmiş böylece sadece görevlilerin girebilmesi sağlanmıştı. Kapının üzerinde steril kıyafetler olmadan girilmeyeceği gibi kurallar yazan bir afiş asılılıydı.
Hazan neler olduğunu tam olarak anlamasa da iyi şeyler olmadığının farkındaydı.....
Yağız, üzerine bağlı onlarca kablo, başında duran bir sürü cihaz, her iki kolunda da manşon ve serumlar, yüzünde oksijen maskesi ve belden altını örten ince örtüyle baygın yatıyordu.
Duygu, steril olarak hazırlanıp odaya girdi. Yağız'ın vitallerini gözden geçirmiş, kontrolleri yaparak kenardaki koltuğana oturmuştu.Duygu Murat'ı kurtaramamıştı ama Yağız öyle olmayacaktı. Bundan emindi.
....
Yarım saatte bir vital kontrolü yapan Duygu, her iki saatte bir, buz dolu soğutucu dolaptan aldığı kapalı paketlerde steril gaz kompreslerini, vücutta yoğun kan akışına sahip bölgelere sararak periferik soğutma sağlıyordu. Tepkisiz yatan Yağız son üç seferdir soğukla irkilerek kıpırdanıyor, eskiye göre iyiye gidiyordu.
Tüm gece Yağız'ın giderek biraz daha kendine gelmesi ve her seferinde sayıkladığı "Hazan"larla geçmişti.
Hazan uzun süre uyumamış, hastanenin dışına çıkıp dışarının soğuğuyla kendine gelmeye çalışmıştı. Bir süre sonra odaya çıkmış, huzursuzlukla bölünen uykuları arasında sadece Yağız'ı düşünüyordu.
Birbiri için atan iki yürek vardı bir yerlerde... Elbet bir gün buluşacaklardı.
....

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP
ФанфикYorgundu, bitkindi, artık gücü yoktu. Yaşamak için amacı kalmamıştı. İnandığı her şey yerle bir olduktan sonra inanacak yeni bir şey lazımdı... Tutunacak yeni bir dal...