41

808 50 82
                                    

Duygu'nun gebeliği ilerlediğinden daha sık gelip gidiyorlardı. Pazar gününü de Duygu'nun yanında geçirdiler.

Hazan ve Duygu, odalardan birinde uzunca sohbet ettiler. Yağız'ın yanına dönerek birlikte zaman geçirdiler. Bu arada Tolga dayanamayıp Duygu'nun odasında uyumuştu.

Yağız, Hazan ve Tolga geç vakitte eve dönmüşlerdi. Hazan, kucağında uyuyan bedeni yatırıp salona döndü.

Yağız ve Hazan birlikte Brooklyn Nine-Nine ın birkaç bölümünü izlediler.

Yağız dayanamayıp endişeyle Hazan'a baktı, "Sevgilim, iyi misin? Sabahtan beri yüzün solgun, sanki bi' sıkıntın var gibi. Neye sıkıldı canın bu kadar? Anlatmak ister misin?"

Hazan derin bir iç çekti. Daha konuşmadan gözleri dolmuş, çenesi titremeye başlamıştı. Doğrularak Yağız'a döndü,
"Yağız bugün babamın ölüm yıldönümü... Üzülmemem lazım ama olmuyor..."

Yağız,  Hazan'ın akan gözyaşlarını silip yüzünü okşayarak yavaşça göğsüne yatırdı,"Hazan, sen ailenle ilgili hiçbir şey anlatmadın. Noldu da babana böyle nefret doldun? Neden akraban, görüştüğün birileri yok?"

Hazan iyice Yağız'ın göğsüne yerleşip anlatmaya başladı.

"Orası biraz karışık ama anlatayım. Annem kardeşleriyle görüşmezdi. Nedenini bizde bilmezdik, sonradan öğrendik...
Annem beni hep uzaktan severdi. Ece'yi koklar öper, bana uzaktan öylesine laf atardı. Ama babam... Babam bana 'kızım' diyince mahallede yankılanırdı sesi, bütün kız çocuklarına yeterdi sanki... Ben babasının cici kızıydım... Babamın kardeşleri filan vardı, ara sıra görüşürdük onların çocuklarıyla ama babam ölünce annem bir daha görüştürmedi bizi. Başta çok kızardım anneme, babamı sevmiyor diye hep nankörlük ettiğini düşünürdüm annemin... ama sonradan öğrendiğim gerçeklerle hak verdim ona da. Beni neden sevmediğini de anladım..."

Hazan derin bir nefes alıp devam etti, "Annem 17 yaşındayken babam... babam ona, tecavüz etmiş... Annem ailesine anlatmış ama onlar inanmamış, annemi suçlamışlar. Sonra da babam annemin babasına para verip annemle evlenmiş. Ben o iğrenç şeyin sonucunda olmuşum... Çok eziyet etmiş anneme ama ben doğunca biraz sakinleşmiş. Ece'yle de iyice aile babası olmuş yine de annem yaşananları unutamamış. Unutmamış ama bizim için anlatmamış bunları, biz babamız diye ağlayıp ondan nefret ederken o sustu sırf biz inandığımız babamızı kaybetmeyelim diye. Ben sonradan öğrendim herşeyi..."

Gözyaşını silen Hazan acı bir tebessümle Yağız'a baktı, "böyle işte... Annem ailesinden kimseyle görüşmüyor zaten, zamanında ona inanmayıp sırf para için... O yüzden biz de görüşmüyoruz, tanımıyoruz da zaten. Baba tarafıyla da tanıştıklarımız vardı ama babamdan sonra annem kopardı bizi, öğrendiklerimizden sonra da kendi isteğimizle görüşmüyoruz artık..."

Yağız kocaman sarıldı Hazan'a. Sessizce kulağına fısıldadı, "SENİ ÇOK SEVİYORUM..."

-------------------------

Hep birlikte oyun oynadıkları bir akşam üzeri Yağız'ın telefonu çalmıştı. Yağız ayağa kalkarak telefonuna uzandığında birden yüzü düşmüştü.

Mutfağa geçerek telefonu cevaplayan Yağız, yarım saat sonra Tolga'ya çaktırmadan Hazan'a gelmesini işaret etti.

"Tolga, hadi ellerini yıka, yemek yiyelim. Koş bakalım." Tolga'yla birlikte ayağa kalkan Hazan, giden çocuğun ardından mutfağa geçti, "Yağız, kimdi arayan? N'oldu kötü bi'şey mi var, yüzün düşmüş?!"

Yağız, Hazan'ın elinden tutup mutfak masasına oturmasını sağladı. İki elini de masanın üstünde Hazan'ın elleriyle birleştirerek konuşmaya başladı.
"Aşkım, Serpil Hanım'dı arayan... Artık Tolga'nın... gitmesi lazım."

KALPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin