52

775 54 55
                                    

Yağız ve Hazan işten dönerek Semiha'nın hazırladığı yemeklerden yiyerek birlikte zaman geçirdiler.

Gece Hazan, Yağız'a doğru sokulmuş; Yağız ise bir kolunu Hazan'ın üzerine atmış, kirli sakallarına takılan siyah ipek saç telleriyle uyuyorlardı.

Kulağına gelen sesle uyanan Yağız, ne olduğunu anlamaya çalışıp doğrulurken Hazan da kıpırdanmalarla irkilerek uyanıp önündeki saçları geri çekerek doğruldu.

Komodinin üzerindeki gece lambasını yakan Yağız, lambanın hemen yanında duran ve çalmaya devam eden telefonu alarak saate ve arayan kişiye baktı. Hazan da hemen yanında, ekrana bakıyordu.

Saat 3.45'di ve arayan Serpil Hanım'dı. Yağız, aceleyle telefonu açarak kulağına götürdü, "Alo, buyrun?"
"Önemli değil ama bir sorun mu var Serpil Ha- Tolga mı o? Neden ağlıyor, birşey mi oldu? Nesi var?" Yağız aceleyle yataktan kalktığında Hazan da onu takip edip giysi dolabına yönelerek önce Yağız için bir pantolon ve gömlek sonra da kendi için aynı şeylerden birer parça çıkarıp aceleyle giyindi.

Bu sırada Yağız, Tolga'yla konuşmuş, hemen geleceğini, ağlamamasını tembihleyip telefonu kapatarak üzerini hızlıca giyindi.

Apar topar otoparka inerek arabayı çalıştıran Yağız, dörtlerini yakıp sol şeritten hızla ilerlemeye başladı. Kısa sürede endişeli gözlerle yurda ulaşıp hızla yatakhaneye yöneldiklerinde Hazan, Yağız'ın hemen arkasından takip ediyordu.

Tolga'nın odasına yaklaştıkça ağlama sesleri daha da netleşiyor, Yağız ve Hazan giderek daha da panikliyordu.

Hızlıca kapıyı açarak odaya ilerleyen Yağız, yatakta büzülmüş ağlayan bedene yaklaşarak kendine doğru çekti, avuçlarına aldığı yüz adeta yanıyordu, "TOLGAA~ Abim n'oldu sana?"

Yağız'ı gören Tolga, kendini Yağız'a doğru itip sarılırken neler olduğunu anlatmaya çalıştı, "Yayış- Çok ağrıyoo~" Karnını gösterdiğinde Yağız, önce Tolga'nın üzerindekileri çıkarıp kucağına aldığı bedenle ayağa kalktı, "Tamam bi'tanem, sakin ol bak biz yanındayız... Gel bi' tuvalete gidelim."

Hazan, Yağız'dan önce gidip lavabonun ışığını ve kapısını açarken Tolga Yağız'a itiraz ediyordu, "Olmaj Yaış olmaj acıyo!!"

Yağız, ne yapacağını bilemeden kucağındaki bedenle Hazan'ın yanına giderek Duygu'ya danışmasını isteyecekti.

Hazan'ın yanına geldiğinde Duygu'yu aramasını söyleyecekken kucağında ağırlaşarak serilen bedenle neye uğradığını şaşırmış, olduğu yerde sendelemişti. Hazan aceleyle Yağız'ın kucağındaki Tolga'yı tutup kucaklayarak yatağa götürdü. Yağız da hemen arkalarından gelip yataktaki baygın bedene eğildi, "Tolga! TOLGAA! Tolga! abim aç gözünü hadi! Tolga aç gözünü abim, lütfen aç! TOLGAA~"

Yağız daha fazla dayanamayıp Tolga'yı kucaklarken Hazan'a arabayı almasını söyleyip binanın çıkışına doğru koşturdu.

Hazan koşarak arabaya gidip çıkışa getirerek açtığı kapıdan Yağız'ın binmesini sağladı. Serpil Hanım, da Hazan'ın yanına oturmuştu.

Hazan arabayı son sürat sürerken Yağız, gözyaşlarıyla kucağındaki Tolga'nın yüzünü sardarak uyandırmaya çalışıyordu, "Tolga, duyuyor musun beni? Aç hadi gözlerini! Söz bırakmayacağım bir daha seni! TOLGAA! Abicim n'olur sen de gitme, yalvarırım gitme!"

Hazan, Yağız'ın söyledikleri ve sesiyle hıçkırıklarını yutmaya çalıştı, "Yağız, Tolga'ya hiçbir şey olmayacak sevgilim, lütfen sakin ol!" Bu sırada Serpil Hanım da Hazan'ı onaylayarak Yağız'a sakin olmasını söylüyordu.

KALPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin