Hazan, sabah erkenden Yağız'ın kahvaltı tabağını hazırlayıp işe gidiyor, akşam işten geldiğinde binlerce ısrar ve küskünlük yüzünden Yağız’ın yapmasına izin vermediği akşam yemeğini yapıp hazırlıyor, sonrasında saatlerce projeler üzerine çalışıyordu.
Yağız'ın Hazan'ı görebildiği tek yer akşan yemeğiydi, onda da çoğu zaman telefondaki stajyerlere bir şeyler anlatıyordu.
Bu arada Yağız da kendi şirketiyle ilgileniyordu. Türkiye'ye taşımak için gerekli düzenlemeleri ve hazırlıkları yapmaları için direktifler vermişti.--------- 2 hafta sonra --------
Yağız giderek toparlamış, Hazan'ın işleri biraz daha rahatlamıştı.
Hazan ve Yağız akşam yemeğine gelecek Duygu ve Ahmet için hazırlık yapıyorlardı. Hazan doğradığı sebzeleri ve etleri pişirirken Yağız da çorba yapıyordu.
Salatayı hazırlayan Hazan, dağılan saçlarından rahatsız olunca Yağız bileğindeki tokayla dikkatlice Hazan'ın saçlarını topladı. Hazan da teşekkür olarak rendelediği havucun hir kısmını ayırıp Yağız'a uzattı. Gülümseyerek yiyen Yağız dünyanın en mutlu insanıydı.
Küçük şakalaşmalar ve romantizmler eşliğinde yemekler ve masa hazırlanmış, Yağız ve Hazan kıyafetlerini değiştirip lobiden gelen 'misafir' haberiyle kapıda beklemeye başladılar.
Asansörden elindekilerle inen Ahmet ve Duygu, kapıda bekleyen ikiliye kocaman gülümseyip içeri geçti.
Kapının kapanmasıyla dayanamayıp ikisine de kocaman sarılan Duygu'nun ardından Ahmet elindeki pastayı Hazan'a vererek salona geçtiler. Hazan da pastayı dolaba koyup geldiğinde Duygu, küçük de bir ev hediyesi aldıklarını söyleyip diğer paketi de uzattı.Masaya geçerek yemeğe başladılar. Duygu, heyecanla söylemeleri gereken bir şey olduğunu belirtip Ahmet'in elini tutarak ikiliye döndü. Soru sorar gözlerle bakan Hazan ve Yağız giderek gerilmişti.
Duygu yavaşça söze başladı, "Çocuklar ee... biz yani ben, yani biz değil sadece ben... şey..." Derin bir nefes alıp Ahmet'e bakarak aldığı destekle ikiliye döndü, büyükçe çıkan sesiyle mutlulukla haykırdı,
"BEN HAMİLEYİMMM."Aniden gelen itirafla şaşıran Yağız boşta bulunarak sesli düşündü, "Nasıl?! Kimden?!"
Masadaki herkes duraksayıp Ahmet'e bakmış sonrasında büyükçe kahkaha atmışlardı.Hazan büyük bir mutlulukla kalkıp Duygu'ya sıkıca sarılırken Ahmet'i de tebrik etti.
Yağız olduğu yerden kalkmış, sarılan iki kadına baksa da huzursuzlukla ensesine götürdüğü eliyle oyalanıyordu.
Mutluydu, bu yüzden Duygu'ya sarılmış, tereddüt etse de parmağıyla karnını hafifçe dürtmüştü.
Duygu'nun ardından Ahmet'e yaklaşıp gergince tebrik etti. Bu hali Hazan ve Duygu'yu güldürdü.Tekrar masaya oturmalarıyla Duygu, devam edip bugün nikah işlemlerini yaptıklarını ve 5 gün sonra nikahlarının kıyılacağını, şahidinin Yağız olacağını, yarın yan daireye taşınmaya başlayacaklarını söyledi. Hazan mutlulukla tekrar tebrik etti, gerçekten çok mutlu olmuştu.
Yemeğin ardından sohbet etmeye devam ettiler. Hazan ve Duygu, masada nikah kiyafeti, bebek için hazırlıkları, ev dekorasyonu gibi şeyleri konuşurken Ahmet ve Yağız, yerleştikleri koltukta konsol oynuyorlardı.
Saatin ilerlediğini, artık gitmelerini söyleyen Duygu, iki adamdan da aynı cevabı aldı, "Şu tur bitsinnn!!"
Göz devirerek Hazan'a bakan Duygu, dert yanıyordu, "İşimiz var bizim bunlarla."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP
FanfictionYorgundu, bitkindi, artık gücü yoktu. Yaşamak için amacı kalmamıştı. İnandığı her şey yerle bir olduktan sonra inanacak yeni bir şey lazımdı... Tutunacak yeni bir dal...