51

809 47 82
                                    

"Hazan kızım!! İyi misin? Hasta mısın?" Pazartesi sabahı Hazan, Semiha'nın seslenmeleriyle uyandı, "Semiha abla?! Saat kaç? Hİİİ~! İşe geç kaldım!!"

Aceleyle kalkıp giyinen Hazan hızla evden çıkıp taksiye binerek şirkete gitti.
.

Yağız, erkenden uyanarak önce Tolga'ya kahvaltı yaptırıp okula bırakmıştı. Şirkete doğru ilerlemeye başladığında Hazan'ın bugün işe gelip gelmeyeceğini merak ediyordu. Hafta başı mimari ekiple toplantı yapılıyordu.

Arabasını park ederek şirkete giren Yağız, odasına gidene kadar karşılaştığı çalışanlarla selamlaşarak sekreterinin önünde durup kısaca bugünün planını öğrendi.

Kısa süre sonra odaya gelen sekreter mimari ekibin toplantı salonunda hazır olduğunu söyleyerek Yağız'la birlikte toplantı salonuna girdi.

"Günaydın Yağız Bey. Hazan Hanım olmadığından bugün ekibin başında ben olacağım."
Mimarlardan biri açıklama yaptığında Yağız, onaylayarak başlayabileceklerini belirtti.

Yağız, dinliyormuş gibi görünse de aklı Hazan'daydı. Neden gelmediğini öğrenmek istiyordu ama aramayacaktı. Kendine sık sık yumuşamamasını hatırlatarak toplantıya odaklanmaya çalıştı.

Geçen haftanın raporu ve bu haftanın planını açıklayan mimara bazı noktaları hakkında değişiklik önerilerini sunup bu konu üzerine biraz daha yoğunlaşmalarını söyleyen Yağız, herkese tesekkür edip toplantıyı bitirdi, "Teşekkürler, bir sorun olursa sizde bende burdayız zaten! İşinize-"

Çalan kapının ardından içeri giren Hazan, kendine dönen gözlere bakmamaya çalışarak konuştu, "Kusura bakmayın biraz geç kaldım." En yakındaki sandalyeye oturmak üzereyken Yağız umursamadan cümlesini tamamladı, "İşinize dönebilirsiniz, toplantımız bitmiştir, iyi çalışmalar!" Hazan'ı es geçip herkese gülümsedikten sonra doğruca kendi odasına girdi.

Masadakiler toparlanırken yanında oturan iç mimar Hazan'a dokundu, "Hazan, iyi misin? Gözlerin kıpkırmızı!" Hazan aynaya bile bakmadan evden çıktığından ne halde olduğunu bilmiyordu. Kısaca alerji olduğunu geveleyip odadan çıkmak istese de çalışanların seslenmesiyle o yöne giderek işlerle ilgilenmesi gerekti.

Öğle arasında Yağız'ı yakalamaya çalışsa da sekreteri yatırımcılarla görüşmesi olduğundan erken çıktığını söylemişti. Sekreterden ne zaman geleceğini öğrenerek beklemeye başladı.

Yağız'ın odasına yönelen Hazan, saçlarını düzeltip derin bir nefes alarak kapıyı vurduktan sonra içeri girdi. Kapıyı kapatarak yaslanan Hazan, Yağız'ın elindeki dosyadan kafasını kaldırıp kendine bakmasını bekledi.

Yağız, kafasını kaldırmadan oturduğu sandalyesinde arkasına yaslanarak konuştu, "Buyrun Hazan Hanım? Geç kalmanızla ilgili rapor verecekseniz gerek yok!" Duyduğu sözle afallayan Hazan, kırgınlıkla yaslandığı kapıya dönüp çıkacakken ağır basan siniriyle açtığı kapıyı sertçe kapatarak Yağız'a doğru yürüdü.

Yağız'ın elindeki dosyayı alıp masaya koyarak kendine bakmasını sağladı, "Yağız, özür dilerim! Hata yaptım, o kadar içmemem gere-" Çalan telefon Hazan'ı böldüğünde Yağız, sandalyesinde dönerek telefona baktı, "Efendim! Tamam, 10 dakikaya şantiyede olurum, bekleyin beni!"

Yağız, hiçbir şey söylemeden telefonunu ve arabasının anahtarını alarak odadan çıktı. Olduğu yerde kalan Hazan, gözlerinin dolmaya başladığını hissediyordu. Bir ara peşinden gitmek istese de fazla üstüne gitmenin doğru olmayacağını düşünerek vazgeçti.

Üzerine çöken yorgunluk ve hüzünle saate bakan Hazan, neredeyse mesainin bitmek üsere olduğunu fark ederek toparlanıp eve gitti. Yağız'ı evde bekleyip ona kendini affettirecekti.

KALPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin