Yorgundu, bitkindi, artık gücü yoktu. Yaşamak için amacı kalmamıştı. İnandığı her şey yerle bir olduktan sonra inanacak yeni bir şey lazımdı... Tutunacak yeni bir dal...
Gittikleri doktor kontrolünde Hazan'ın 4 haftalık gebe olduğu söylenmiş, ultrasonla bakılsa da fasulye kadarki bebeği görmek zor olmuştu. Hazan ve Yağız, mutlulukla doktorun tavsiyelerini dinleyip hastaneden ayrıldılar.
Şu an için Hazan'ın herhangi bir şikayeti yoktu ama Yağız, her an değişebilecekmiş gibi davranıyor, Hazan, gülerek sorun olmadığını iyi olduğunu söylüyordu.
Hazan'ın bu rahatlığı sadece 2 hafta sürmüştü. 6. haftanın sonunda Hazan'ın bulantıları başlamış hatta dayanılmaz seviyelere ulaştığı oluyordu. .
Pazartesi sabahı birlikte işe gittiklerinde Hazan kendini iyi hissediyordu.
Mimari ekibi, haftalık toplantı için hazır olduklarını söyleyip Hazan'ı çağırdıklarında, hemen geldiğini söyleyerek toplantı odasına gitti.
Odaya girerek herkese selam veren Hazan, burnuna gelen parfüm kokusuyla midesindeki hareketliliği hissetmişti. Hızla lavaboya yetişmeye çalışan Hazan fark etmese de odasındaki camekandan göz ucuyla kendidini izleyen Yağız, hemen durumu fark ederek Hazan'ın arkasından gitti.
Dizlerini yere yaslamış, sırtındaki eliyle destek olmaya çalışan Yağız'la midesindeki herşeyi klozete boşaltan Hazan, geri çekildiğinde başının döndüğünü hissediyordu. Yağız, Hazan'ın iyi olmadığını fark ederek sıkıca tuttuğu yarı baygın kadını odasına taşıyıp koltuğa yatırdı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yağız, Hazan'ı odasındaki koltuğa yatırıp neler olduğunu anlamayarak endişelenen ekibe, Hazan'ın iyi olduğunu belirtip toplantıya devam etmelerini söyleyerek tekrar odaya döndü.
Bir süre Hazan'ın başında, iyice kendine gelmesini bekleyip elini tutan eli hafifçe okşayan Yağız, nasıl olduğunu sorarak eve götürmeyi önerdikten sonra kalkmasına yardım etmişti.
Eve gelerek Hazan'ın dinlenmesi için yatağı açıp temiz kıyafet çıkaran Yağız, lavaboda ellerini yıkayıp odaya döndü. Hazan, Yağız'ın çıkardığı ince, askılı kollu gecelik elbiseyi giyerken Yağız, geceliğin içinde kalan ipek saçları dışarı çıkardıktan sonra yorgunlukla ve mutsuzlukla karşısında dikilen kadının burnunu hafifçe dürtüp çenesini okşayarak gülümsedi.
Hazan bu hafta işe gitmeyip evde dinlenecek, biraz kendini toparlayacaktı. Kendisi ne kadar istemese de Yağız bu konuda fazlasıyla ısrar etmişti.
Bu arada müjdeli haberi alan Fazilet, Avrupa turunu yarıda kesip en kısa zamanda döneceklerini söyleyerek Sadık Bey'le birlikte Hazan ve Yağız'ı tebrik etmişti.
Salı günü, akşam yemeği yedikleri sırada Yağız, makarnasının üzerine ketçap sıkarak karıştırdı. Hazan'ın ağzındaki makarna giderek büyüyerek yutulamaz hale geldiğinde daha fazla dayanamayıp ağzını sıkıca tutan Hazan, hızlıca lavaboya koşarken Yağız da peşinden gitti.
Yediği 3 5 lokmayı da geri çıkaran Hazan, salona dönse de masaya bakamıyordu, "Yağız, Allah aşkına kaldır şunu! Gördükçe midem ağzıma geliyor!" Yağız tabağı mutfağa götürüp bir bardak suyla Hazan'ın yanına döndü.
