46

883 57 86
                                    


Hazan, işten erken çıkıp dışarıdaki işlerini hallederek eve geldiğinde Semiha yemekleri ve masayı hazırlamış, toparlanarak çıkıyordu. Kapıda karşılaştıkları Hazan'la ayak üstü sohbet edip iyi geceler dileyerek evden ayrıldı.

Hazan'dan önce eve gelerek çalışma odasına giren Yağız, Hazan 'geldiğini ve yemeğin hazır olduğunu' söylediğinde, 'kendisinin yediğini, gelmeyeceğini' belirttiğinde Hazan bir tabak yemek alarak hızlıca yedi.

Duş aldıktan sonra uzun bir süre TV karşısında izleyecek bir şeyler arayıp sıkılan Hazan, saatin geç olduğunu fark etse de Yağız'ın hâlâ çalışma odasında olduğuna emindi. Doğruca oraya yöneldi.

Hazan yanılmamıştı. Yağız, çalışma masasına oturmuş, önündeki sayısız kağıtla işlemler yapıyordu.

Hazan, odanın kapısına yaslanmış, kendini fazla göstermeden, göğsünde birleştirdiği kollarıyla Yağız'ı izlemeye başladı. Uzun süre bir şeyi çözmeye uğraşan Yağız, çözemeyerek sinirle döner sandalyesinde geriye yaslanmıştı.

 Uzun süre bir şeyi çözmeye uğraşan Yağız, çözemeyerek sinirle döner sandalyesinde geriye yaslanmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hazan, dayanamayıp yaklaştığı masadaki kağıtları geriye doğru iterek masaya oturdu. Bacakları arasına aldığı Yağız'ın sandalyesini kendine doğru çekerek yaklaştırdı. Yağız'a sıkıca sarılarak özlediği kokuyu içine çekerken derin bir nefes aldı, sesi sitemkâr çıkıyordu, "Yağız... Günlerdir çok çalışıyorsun, yüzünü bile zor görüyorum! Hem çok yoruyorsun kendini!"

Doğrulduğu sandalyeden biraz daha kayan Yağız, iyice yaklaştığı Hazan'ın boynuna derin bir öpücük kondurup göz göze geldi.

Hazan, Yağız'ın boynuna sardığı eliyle, hafifçe baskı uygulayarak kendine doğru yaklaştırırken kendi de eğilerek dudaklarını birleştirdi.

Ayrıldıklarında Yağız, Hazan'ın saçlarını ve yüzünü okşadı, "Özür dilerim sevgilim, bu aralar çok yoğun işler, vergi denetim dönemi, eksik gedik olsun istemiyorum... Seni de çok ihmal ettim değil mi? Ama telafi edebilirim istersen!" Hazan muzip bakışlarıyla kafa sallayıp sıkıca sarıldı.

İlerleyen saatlerde odalarına geçerek bir süre sohbet ettiler. Yağız, dikleştirdiği yastığına yaslanmış, Hazan ise Yağız'ın göğsüne yerleşmişti.

Yağız, göğsündeki Hazan'ın saçlarını okşamaya başladı, "Hazan, birlikte tatile mi çıksak?! 2 3 gün Bodrum'a, Fethiye'ye ya da bi' ege adasına... Ne dersin?!"

Hazan mutulukla gülümseyerek Yağız'ın gözlerine bakıp göğsüne sokuldu, "O kadar iyi gelir ki Yağız... İkimize de çok iyi olur... Ama Tolga?!.."

Yağız, Hazan'ın yüzünü okşadı, "Seni çok seviyorum sevgilim. Hele Tolga'yı böyle kendi çocuğun gibi kolluyorsun ya, her seferinde tekrar aşık oluyorum sana... Bu arada Cuma günü Tolga'nın doğum günü."

Hazan, Yağız'ın göğsünden kafasını kaldırıp yüzüne baktı, "Yaaa~ Çok güzel bir kutlama yapalım Yağız! Ben herşeyi hallederim. Ayrıca, Tolga benim oğlum!"

KALPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin