Yağız'ın bir gününün yarısı şirkette yarısı da evde Hazan ile ilgilenerek geçiyordu. Bu arada Tolga genelde odasından çıkmadan günlerini geçiriyordu.
Hazan fazlasıyla halsiz düşüyor, sürekli bulanan midesi yüzünden kusmak sinirlerini bozuyordu. Fazlasıyla gergin olan Hazan'ın adeta hiçbir şeye tahammülü kalmamıştı.
.Akşam yemeği yedikleri sırada Tolga, Yağız'a yeni başladığı piyano kursunda neler yaptığını anlatıyordu. Bir yandan da yemeğini yemeye devam eden Tolga, mutfağa giderek makarnasına biraz ketçap sıkmıştı. Tekrar masaya dönen Tolga, heyecanla anlatmaya devam ettiği sırada sertçe tabağa düşen kaşık ve çatal sesiyle irkilerek oturduğu koltukta büzülmüştü.
"BİN KEZ SÖYLEDİM SİZE! ŞU APTAL ŞEYİ YEMEYİN YANIMDA DİYE YAA!!" Fazlasıyla yüksek çıkan sesinin ardından lavaboya koşan Hazan'la, korkuyla saklanan Tolga arasında kalan Yağız, Hazan'ın arkasından koşarken iç geçirdi, "Ah Tolga!!"
Tüm bıkkınlığı ve yorgunluğuyla midesindeki her şeyi boşaltan Hazan, yüzünü yıkayıp uzanmak için doğruca odasına çıkmıştı. Hazan'ı yatağına yatıran Yağız, Tolga'ya bakmak için salona döndüğünde Semiha masayı topluyordu. Yavaşça seslendi, "Semiha abla, Tolga nerde?"
Semiha, Tolga'nın yatmaya gittiğini söylediğinde Yağız, mutfakta ilaçlarını içtikten sonra şirketten gelen birkaç maili kontrol etmesi gerektiğini hatırlayarak çalışma odasına gitti.
İlerleyen saatle üst kata çıkarak Tolga'nın odasına gelen Yağız, uyumak için yatağa girdiğini görerek başını okşadığı çocuğun saçlarına kondurduğu öpücükle odadan çıktı. Hazan'a daha iyi olup olmadığını sorarak sarılıp uykuya daldı.
.Yağız alarmla uyanarak yataktan kalkıp lavaboya gittikten sonra üzerini giyinerek Hazan'ı uyandırmadan öpüp odadan çıktı. Tolga'nın odasına girerek yanına gidip onu da uyandırmadan saçlarını okşayıp odadan çıktı.
İşe gelen Yağız yarım saat sonra gelen telefonla eve dönmek zorunda kalmıştı.
.Semiha eve gelerek yavaşça üst kata çıkıp üzerini değiştirdi. Tekrar mutfağa inecekken önünden geçtiği odadan gelen sesler dikkatini çekmişti. Tolga'nın odası olduğunu bildiğinden yavaşça içeri girdi. İyice gizlendiği örtünün altında içini çeken Tolga'yı fark ederek küçük bedene yaklaşıp uyandırmaya çalıştı, "Tolgaaa~! Kuzuuum! Hadi uyan kınalı kuzum!"
Kıpırdanan Tolga, gelenin kim olduğuna farkettikten sonra daha da yatağa saklandı, "Semiş git, git! Bakma GİİTTT!" Semiha, neler olduğunu anlamadan Tolga'ya yaklaştı, "Anam kuzum!! N'oldu sana!? Bir yerin mi ağrıyor?"
Semiha, yatağa oturarak Tolga'nın yüzünü görmek için üzerindeki ince örtüye uzandığında neler olduğunu anlamıştı. Sorun olmadığına ikna etmeye çalışsa da Tolga'nın ağlaması giderek arttığından yataktan kalktı.
Seslerle odaya gelen Hazan, Semiha'ya neler olduğunu sorup Tolga'ya yaklaştı, "Tolga! Hadi ablacım kalkalım gel. Birşey olmaz, kimse kızmaz sana! Hadi gel!" Tolga'nın huyunu da vereceği tepkiyi de az çok bilse de yine de şansını denemişti.
Hazan'ın tüm çabaları Tolga'yı daha da kötüleştirmekten öteye gidememişti. Tolga, var gücüyle ağlamaya başladığında son çare olarak Yağız'ı arayan Hazan, eve gelmesini söyleyerek olanları kısaca anlattı.
Kısa süre sonra eve gelen Yağız, hızla üst kata çıktı. Hazan ve Semiha'yı odadan çıkararak kapıyı kapatıp Tolga'ya yaklaşan Yağız, yavaşça yatağa oturdu, "Tolga! Günaydın... Bakmicak mısın bana?! Senin için geldim ama ben... Bak kimse yok odada. Hadi kalk ayağa, tut elimden güzelce yıkanalım! Artık kocaman oldun kucağıma alamam seni, kalkmak zorundasın." Yağız, utançla yüzünü saklayan çocuğu sabırla beklemişti, "Tolga, bak üşüteceksin ama, sonra hasta olursun. Hadi kalk!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP
FanfictionYorgundu, bitkindi, artık gücü yoktu. Yaşamak için amacı kalmamıştı. İnandığı her şey yerle bir olduktan sonra inanacak yeni bir şey lazımdı... Tutunacak yeni bir dal...