53

841 53 56
                                    

Uyanan Tolga, etrafına bakıp tekli koltukta kapalı gözleriyle oturan Yağız'a seslendi.

Kulağına gelen sesle ayaklanan Yağız, gülümseyerek yatağın yanına gelip Tolga'nın saçlarını düzeltti.

"Yaış, ben acıktım!" Tolga dudağını kıvırarak söylediğinde Yağız, gülümseyerek hemşireye sorması gerektiğini söyleyip odadan çıktıktan sonra, kapının önünde Fazilet'le konuşan Hazan'a durumu anlatarak deskte duran hemşirenin yanına gitti, "Kolay gelsin, Tolga ne zaman yemek yiyebilir?"

Selam veren hemşire önündeki kağıtlardan kontrol edip 'ameliyatın üzerinden 6 saat geçtiğinden yiyebileceğini ama sıvı şeyler yemesini' söyledi. Bu sırada Hazan, Tolga'nın yanına dönmüştü. Yağız teşekkür ederek odaya dönüp Tolga'ya ne istediğini sorarak kafeteryaya inip Tolga'nın istediği 'beyaz çorba'dan aldı.

Odaya döndüğünde gülüşen ikiliyi görerek gülümserken elindeki çorbayı masaya koyup Tolga'ya doğru yaklaştırdığında Hazan da yatağın baş kısmını yükseltip küçük bedenin sırtına bir tane daha yastık koydu. Tolga ameliyattan beri çıplak olduğundan üzerindeki örtüyü boynuna kadar çekip sabit durdurmaya çalışırken Yağız ve Hazan göz göze geldi. Hazan kalkarak çantasından aldığı kıskaçlı saç tokasıyla örtüyü iki yanından tutup Tolga'nın ensesinde birleştirdi.

Yağız, bu kadına her geçen gün daha da aşık oluyordu.

Çorba, Tolga'nın bulanan midesiyle verdikleri aralarla birlikte yarım saatte ancak bitmişti.
.

Akşam gelen hemşire, Hazan'ın koltukta uyuduğunu görerek sessizce odaya girmişti. Biten serumu çıkaran hemşire, Tolga'nın yürümesi gerektiğini söyleyerek yeni bir hasta kıyafeti getirdi. Yağız, yavaşça doğrulttuğu çocuğa temiz elbiseyi giydirerek yatakta oturup bir süre sırtında destek olmadan kalmasını sağlayıp yavaşça bacaklarını yere indirdi.

Dikkatlice kollarından tutarak ayağa kaldırdığı Tolga, birkaç adım attıktan sonra dönen başıyla korkuyla Yağız'ın kollarına sarılmıştı, "AAA~ YAAŞ, düşcem Yaış! I-IĞH! Yürümicem, yatcam ben Yaış! Yatağa götür beniii! Yaış noluuur!"

Yağız, korkuyla yalvaran Tolga'yı sıkıca tutarak sakinleştirmeye çalışıyordu, "Tamam Tolga, geçecek birazdan, birkaç adım daha at! Ben arkandayım, düşürmem seni." Sıkıca koluna sarılmış korkuyla ağlayan çocuğu yatıştırmaya çalıştı, "Yere bakmadan yürü... yere bakarsan daha çok döner başın! Kaldır kafanı! Karşıdaki duvara, aa~ televizyon var bak karşıda! Televizyona bakarak yürü! Ben tutuyorum seni, korkma! Tamam mı? Hadi!"

Seslerle uyanan Hazan, neler olduğunu anlamaya çalıştı. Yerinden kalkarak yaklaşan Hazan, Tolga'nın tam karşısına geçti, "Tolga! Ablacım bana bak sen! Yere bakma, tamam mı?! Gel bana doğru birkaç adım daha! Hadi! Aferin sana!"

Hazan'ın da yardımıyla odanın içinde yürüyen Tolga'yı tekrar yatağına yatıran Yağız, yanındaki Hazan'ın yanağına kondurduğu öpücükle saçlarını okşadığında Hazan dönerek Yağız'a baktı, "Yağız, hadi sen de biraz kapat gözlerini! Ben burdayım, Tolga da iyi! Dinlen biraz, yoruldun!" Yağız, kabul ederek koltuğa uzanmıştı.

Tam uykuya daldığı sırada Hazan'ın seslenmesiyle uyanan Yağız, hemen doğrularak neler olduğunu sordu.

Tam uykuya daldığı sırada Hazan'ın seslenmesiyle uyanan Yağız, hemen doğrularak neler olduğunu sordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
KALPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin