37. Bölüm

173 7 0
                                    

Kapıyı açtım. Kızlar gelmişti. Hemen boynuma atladılar.
"Neredeyse artık göremiyoruz seni" dedi Ece.
"Haklısın" dedim
"Barbara nasıl?" dedi Diana
"Iyi"
"Ya sen? Solgun görünüyorsun" dedi Diana
"İyiyim" dedim sahte bir gülümsemeyle. Kızlar içeri girdiler.
"Merhaba Zayn. Ne kadar birlikte takılıyorsunuz böyle" dedi Dilek. Ona gözlerimi büyüttüm.
"Iyi arkadaşlar birlikte takılırlar" dedi bana göz kırparak.
"Demek bu yüzden artık bizimle takılmıyorsun" dedi Dilek
"Siz benim kardeşlerimsiniz" dedim ve yanağına öpücük kondurdum. Diana ve Ece'ye de bakıp gülümsedim.
"Pekala. Size iyi eğlenceler" dedi Zayn ayağa kalkarken. Yanıma gelip bana sarıldı. Sarılırken kulağıma fısıldadı.
"Harry ile konuş. Seni seviyorum" dedi.
"Hoşçakal iyi arkadaşım" diyerek ekledi yüksek sesle ve güldü. Dilek'in gözlerini devirdiğini gördüm. Zayn gitti ve Dilek yanıma geldi.
"Fazla samimi değil misiniz?" Dedi
"Onun bir erkek arkadaşı var" dedi Ece
"Ama Zayn'in bir kız arkadaşı yok" dedi Dilek
"Biz sadece arkadaşız ve onu seviyorum. Arkadaş olarak" dedim. Arkadaş kelimesini iyice bastırarak söyledim.
"Pekala kızlar. Hadi bir şeyler yiyelim" dedi Diana konuyu dağıtarak.
"Ben aç değilim. Biraz dinleneceğim odamda" dedim. Kızlar bir şey dediler ama dinlemeden yukarı çıktım. Kendimi yatağa attım. Bir süre tavanı izledim. Sonra kalkıp fotoğraf makinemi aldım. Tekrar uzandım ve resimleri açtım. Harry'nin resmine dakikalarca baktım. Sonra yastığımın köşesine koydum ve bakarak uyudum. 3 saatin sonunda yanağımdan birinin öpmesiyle uyandım. Gözlerimi yavaşça araladım. Harry yine küçük topuzuyla karşımda duruyordu.
"Telefonuna ulaşamayınca endişelendim" dedi.
"Kızları arasaydın. Buraya kadar gelmene gerek yoktu"
"Aradım. Bu saatte uyduğunu söyleyince daha çok endişelendim. Yine hastalandın sandım"
"Ben iyiyim. Sadece uyumak istiyorum" dedim arkamı dönerek.
"Yamur" dedi
"Lütfen" dedim arkam dönük konuşurken. Kapının kapanma sesini duydum. Sonra tekrar odanın içine doğru döndüm. Kalkıp yatağa oturdum. Dizlerimi kendime çekip sarıldım ve kafamı dizlerimin üstüne koydum. Yine ağlıyordum. Az önce yaptığım çok kabaydı. O benim için çok endişenmişti bu yüzden çıkıp buraya gelmişti ama ben çok kaba davranmıştım. Karma karışığım. Ne yapacağımı bilmiyorum. Telefonumu elime aldım. Özür dilemek için ama kapalıydı. Muhtemelen şarjı bitmişti. Sonra ona ulaşmaktan vazgeçtim. Bir iki saat yatakta kıvrandıktan sonra yine uyudum. Gece yarısı bir sesle uyandım. Yataktan kalkıp ışığı yaktım. Pencereye doğru ilerleyip dışarı baktım. Harry'di. Beni aşağı çağırıyordu. Masanın üstünde duran saate baktım. Sabah 2 idi. Saçlarımı dağınık topuz yapıp aşağı indim. Bahçeye çıktım ve kollarımı göğsümde birleştirdim.
"Gecenin bu vaktinde burada ne arıyorsun?" Dedim
"Seni özledim" dedi. Sarılmak için yaklaşacakken geri çekildim. Kolları havada kaldı.
"Neyin var?' dedi.
"Neyim mi var? Dinlenmek istediğimi söyledim ama akşamdan beri bi rahat vermedin. Şimdi de gecenin köründe gelmiş bahçeme dikilmiş 'Neyin var?' diyorsun" dedim. Sert bir ses tonuyla
"Boynuma atlamanın hayalini kuruyordum. Seninde beni özlediğini ve mükemmel dudaklarımı öpmek için sabırsızlandığını düşünmüştüm" dedi. Yumuşak ve şakacı bir şekilde konuşuyordu.
"Git buradan. Uyuyacağım" dedim. Arkamı dönüp gidecekken kolumdan yakaladı.
"Hadi ama şaka yapmayı bırak. Çok özledim seni" dedi ve sarıldı. Geriye çektim kendimi.
"Ciddiyim" dedim ikaz edercesine. Koşarak yukarı çıktım. Peşimden geliyordu. Içeri girdim ve kapıyı kapatıp arkasına oturdum. Kapının arkasından sessizce konuştu.
"Bebeğim aç kapıyı. Bir şey mi oldu? Konuşalım" dedi
"Git" dedim
"Lütfen aç kapıyı da konuşalım. Bu şekilde evdekiler uyanacak" dedi. Gözlerimi silip ayağa kalktım. Kapının önümden çekildim. Harry içeri girdi. Yüzümü ellerinin arasına aldı.
"Anlat bana. Sorun ne?" Dedi. Derin bir nefes aldım
"Birlikte olmak istemiyorum" dedim. Ellerini indirdi.
"Ne?" dedi şaşkınlıkla
"Duydun"
"Yani beni terk mi ediyorsun?" Dedi. Söylerken sesi titriyordu.
"Evet" dedim kararlı ses tonuyla.
"Bak biliyorum. Seni çok üzdüm. Hatta benim yüzümden 2 gündür iyi değilsin. Ama bunları telafi edebilirim. Lütfen bana bunun için bir şans ver. Her şey daha iyi olabilir. Bunu sağlayabilirim. Lütfen" dedi. Gözleri yalvarır gibi bakıyordu.
"Bitti" dedim ve gidip yatağa oturdum. Ağlamamak için yanağımın içini ısırıyordum. Kısa bir süre bana baktı. Gelip önümde durdu. Ben ellerimi iki yana koyarak oturdum ve yere bakıyordum.
"Beni yalnız bırakmayacağını söylemiştin. Ama şimdi beni terk ediyorsun. Herşeye rağmen beni teselli edebilen tek kişi sendin. Şimdi ise en çok canımı sen yakıyorsun. Söylesene şimdi kim teselli edecek beni?" Dedi. Bir şey demedim. Sessizce ağlıyordum. "Boşuna konuşuyorum değil mi? Sen zaten çoktan bitirmişsin" dedi. Kapıdan çıkınca kafamı çevirdiğim de komidinin üzerinde duran Harry'nin bana aldığı bileklikliği gördüm ve yaptıklarımdan anında pişman oldum. Oysa ki biz birlikte neleri aşmıştık. Onu yalnız bırakmayacağımı söylemiştim. Şimdi şu yaptığıma da bak. Onunla konuşmadım bile. O hiç bir zaman babasının söylemiş olduğu mesafeleri hissettirmedi bana. Her zaman iyi hissettiriyordu. Yaptığım tamamen bencillikti. Ona haksızlık ettim. Hemde çok.
Hemen yerimden fırlayıp dışarı koştum, ona yetişmek umuduyla. Ama o gitmişti. Çıplak ayakla neredeyse yola kadar inmiştim. Sağa Sola baktım ama yoktu. Bu benim için büyük bir hayal kırıklığı olmuştu. Bu yüzden çıplak ayakla yola koşmuş olmam umurumda değildi. Tek umursadığım Harry'di. Ona da yetişemedim. Ağlayarak eve dönerken yolun kenarında içki içen biri vardı. Oda ağlıyordu. Yanına gittim ve bende çimlere oturdum. Önce göz yaşlarımı sildim. Sonra konuşmaya başladım.
"Neden ağlıyorsun?" Dedim
"Sevgilim beni terk etti. Ya sen?" dedi yüzüme bakmadan.
"Sevgilimi terk ettim"
"Onu sevmiyor muydun?" Dedi
"Ona aşıktım. Hala aşığım"
"Neden terk ettin o zaman" dedi elindeki çubukla çimleri kazarken.
"Aptallıktı" dedim ve dönüp bana baktı. Gözlerini kıstı.
"Sen Harry Styles'ın kız arkadaşı değil misin? Yada değil miydin?" Dedi
"Evet. Sen nereden biliyorsun?"
"Internetteki haberlerden. Kostüm balosundan bi çok resminiz vardı" dedi
"Burada ki herkes onu tanıyor galiba"
"Kesinlikle. Onu ve onun hayatını herkes bilir. Özellikle kızlar" dedi. Ah! Bilmez miyim! Elinde ki şişeyi gösterdim.
"Neden içiyorsun bunu? Hiç bir sorununa çözüm değil ki" Dedim
"Rahatlatıyor. Sarhoş olmak biraz olsun acını unuttuyor. Al. Dene" dedi bana uzatarak.
"Sanırım buna ihtiyacım var" dedim ve bir saniye düşünmeden aldım. Bir yudum aldığımda tiksindim ama yine içtim. Sonunda bir şişeyi bitirmiştim ve ilk defa sarhoş olmuştum. Bu biraz tuhaftı. Bir an gülüyor, bir an ağlıyordum ve kesinlikle bunları istemsizce yapıyordum. Ayağa zar zor kalktım. Başım fena dönüyordu.
"Hadi gidelim" dedim elimi uzatarak.
"Nereye?" dedi şaşkınlıkla.
"Mutlaka gidecek bir yer biliyorsundur?" Dedim göz kırparak.
"Bence eve gitmelisin"
"Kaç yaşındasın sen? 7 mi? Hadi ama. Biz yetişkin insanlarız. Bence gece Klubüne gitmeliyiz"
"Emin değilim" dedi
"Ben eminim. Kalk hadi" dedim. Uzattığım elimi tuttu ve kalktı. Ben yürürken durdurdu.
"Böyle mi geleceksin?" Dedi baştan aşağı beni süzerek.
"Evet. Bence sevimliler"
"Bir pijama partisi için evet. Ama bir gece Klübü için hayır"
"Tamam. Üstümü değiştireceğim. Gel benimle" dedim. Elini tuttum ve odama birlikte çıktık.
"Şşşş" dedim işaret parmağımı dudaklarımın üzerine koyarak.
"Ben giyineceğim ve sen arkanı döneceksin. Anlaşıldı mı?"
"Harry Styles'a bulaşmaya hiç niyetim yok zaten. Bu kez olmaz"
"Ondan korkuyor musun?" Dedim
"O varlıklı biri. Bu yüzden istediği her şeyi elde edebilir. Onunla uzlaşamam"
"Ah tabi! Sınıf ayrımını unutmuşum. Zenginler ve zengin olmayanlar" dedim gözlerimi devirerek. Dediğime omuz kaldırdı ve arkasını döndü. Dolabımda oldukça mini bir etek ve kalın askılı büstiyer (göğüs altında biten penye) vardı. Benim olmadığına emindim. Hemen çıkardım ve üstüme giydim. Topuklu ayakkabılara baktım ve bunlarda benim değildi. Odanın içine iyice baktım. Burası Diana'nın odasıydı. Ama o yatağında yoktu. Hatta yatak örtüsü bozulmamıştı bile. Muhtemelen Liam da kalmıştı bu gece.
"Ups. Yanlış oda. Yürü" dedim ve kendi odamı buldum. Yüksek ince topuklu ayakkabımı giydim. Merdivenden inerken bir ara tökezledim ama şanslıyım o beni tuttu. O? Sahi adı neydi hiç sormamıştım.
"Adın ne senin?" dedim.
"Sessiz ol milleti uyandıracaksın" dedi ve çekiştirdi. Birlikte dışarı çıkıp arabasına bindik.

(Türkçe) First Love! Harry Styles)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin