46. Bölüm

129 7 2
                                    

Kapının tıklanmasıyla uyandım. Kalkıp yatağa saç baş dağınık oturdum.
"Girin" dedim. Gelen Jessie'ydi. İçeri girdi.
"Merhaba efendim. Saat 6" dedi.
"Ne çabuk" dedim mızmızlanarak.
"Üzgünüm efendim" dedi tebessüm ederek
"Adım Yağmur. Lütfen öyle seslen" dedim
"Ama efendim"
"Lütfen, rica ediyorum senden"
"Pekala" dedi ve güldü.
"Gelsene yanıma. Birazcık konuşmaya ihtiyacım var" dedim elimi yanima koyarak
"Ben mi?" Dedi şaşkınlıkla
"Evet. Bunda şaşıracak ne var. Gel hadi" dedim. Çekinerek de olsa gelip yanıma oturdu.
"Seninle arkadaş gibi konuşabilir miyim? Yardımcı olduğunu unut. Normalde karşılaşmışız gibi"
"Bu biraz tuhaf. Buraya gelenler pek bizimle konuşmazlar. Yani sadece bizden bişeyler istemek dışında"
"Dinleyecek misin peki?"
"Elbette"
"Çok aşığım. Aşık olduğum adamdan ayrıldım. Annen babamın üvey olduğunu öğrendim. Burada kimsem yok. Asıl babamı da bugün tekrar kaybettim. Gerçek annemin karşısına çıkmaya da cesaretim yok. Benim durumumda olsan ne yapardın?" Dedim.
"Bunlar çok ağır olmalı"
"Hemde nasıl! Kalbim çok acıyor" dedim ağlayarak ve Jessie'ye sarıldım. Oda karşılık verdi. Ayrıldığımda iki omuzumdan da tuttu ve gözlerimin içine baktı.
"Güçlü olmalısın. Ne olursa olsun. Hayatın seni ezmesine izin verme"
"Ama bu-"
"Biliyorum. Bu çok ağır ama senin bir ailen var ve kazan onları. Bak ben yetiştirme yurdunda büyüdüm. Liseye kadar okudum. Sonra da buraya girdim. 3 senedir buradayım. Asla iyi bir hayatım olamayacağını düşünmüştüm. Bak" dedi parmağında ki yüzüğü göstererek ve devam etti.
"Erkek arkadaşım 1 ay önce evlenme teklif etti. Şimdi nişanlıyım ve o gerçekten mükemmel biri. Umudunu kaybetme" dedi ve göz yaşımı silip derin bir nefes aldım.
"Haklısın. Teşekkür ederim" dedim.
"Şimdi duş alıp hazırlanman lazım. Bunlar giysilerin" dedi. Nar çiçeği bir kısa kollu elbise ve diz de biliyordu. Oldukça yüksek topuklu bir ten rengi ayakkabı vardı.
"Bunlar benim için mi?"
"Evet"
"Kimin eşyaları bunlar?"
"Senin. Sen uyurken bay Wesley gidip şahsen kendi aldı"
"Wesley?"
"Robbie Wesley" dedi. Bir an düşünmeden sormuştum. Bu mantıklı. Bir saniye bana gidip kendisi mi almıştı?
"Benim için elbise ve ayakkabı mi aldi yani?"
"Evet öyle. O her zaman kibar biridir"
"Peki bir yere mi gideceğiz yemeğe"
"Hayır. Evde yiyeceksiniz"
"Ev için bunlar fazla değil mi?"
"Hayır. Wesley ailesi her zaman akşam yemegine çok önem verirler. Hep birlikte otururlar ve çok şık giyinirler"
"Yani aşağı da bi aile mi var şimdi?" Dedim çaresizce
"Evet. Endişelenmeyin çok naziktirler" dedi.
"Ayrıca aynanın önünde bir kaç makyaj malzemeleri var. Kullanabilirsin" dedi.
"Teşekkür ederim Jessie. Seninle tanıştığım için şanslıyım"
"Bende öyle" dedi ve odadan çıktı. Hemen bir duş aldım ve elbiseyi giydim. Üzerime dikilmiş gibiydi ve çok şıktı. Robbie gördüğüm kadarıyla zevkli biriydi. Saçlarımı kurutup biraz şekil verdim dağınık balık sırtı gibi. Ayakkabıları giydim. Artık ayağım pek acımıyordu. Muhtemelen çok pahalı ve marka bir ayakkabıydı. Sonunda odadan çıktım. Merdivenlerden inerken kafamı kaldırdığımda masa doluydu ve herkes bana bakıyordu. Bir de arkası dönük bir kız vardı. Robbie koşarak yanıma geldi ve elini uzattı. Elini tuttum ve merdivenden inmem için yardım etti. Birlikte indik ve masaya geldiğimizde kız bize doğru döndü. Dönmesi ile şok oldum. Bu Ally idi.
"Yağmur" dedi

(Türkçe) First Love! Harry Styles)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin