Başımı Harry'nin omzunda biraz dinlendirdikten sonra daha iyiydim.
"Mahkemeye kadar eve gitmek istemiyorum" dedim
"Gitmeyelim o zaman"
"Nereye gidebileceğimizi bilmiyorum. Aklım çok karışık, düşünemiyorum" dedim ve bir taşın kenarına oturdum.
Harry de yanıma oturdu ve elimi tuttu.
"Sanırım Dilek gilde kalabiliriz" dedim ve derin bir nefes verdim. Telefonumu çıkardım ve Dilek'in numarasını bulduğumda bir saniye durdum. Aramakta emin değildim ama başka çaremde yoktu. Derin bir nefes aldıktan sonra arama tuşuna bastım.
D: Efendim
Y: Dilek
D: Yağmur. Nasılsın canım?
Y: İyi değilim Dilek. İşler iyice sarpa sardı ve ben ne yapacağımı bilmiyorum.
D: Tamam canım önce sakin olmaya çalış, sesin hiç iyi gelmiyor. Yalnız mısın sen, neredesin?
Y: Harry yanımda. Dışarıdayız ve kalacak bir yerimiz yok. Yani eve dönmek istemiyorum. Oraya gelebilir miyiz?
D: Bunu soruyor olmana inanamıyorum. Elbette ki gelebilirsiniz. İsterseniz sizi gelip alabilirim.
Y: Olur. Evin arkasında ki koşu parkındayız.
D: Tamam geliyorum hemen.
Y: Görüşürüz
Telefonu kapatıp başımı Harry'nin omzuna yasladım.
Dilek 10 dakika içinde gelmişti.
Koşup boynuna sarıldım .
"İyi ki geldin" dedim.
"İyi görünmüyorsun. Hadi gidelim" dedi ve birlikte arabaya bindik. Ben ve Harry arkaya oturduk ve başımı Harry'nin omzuna yasladım. O da koluyla belime iyice sarıldı.
Yol boyunca arada başımın üstüne öpücük konduruyordu. Bu biraz olsun beni rahatlatıyordu.Sessizliği Dilek bozdu.
"İstersen sizi anneannem gilin gecekonduya götüreyim. 1 hafta bizde kalacaklar ev boş olacak ve sanırım ikinizinde birlikte yalnız vakit geçirmeye ihtiyacınız var"
"Bu gerçekten çok iyi olur" dedim ve Harry'e de çevirdim. Benden daha çok memnun oldu.
"Ne olduğunu anlatacak mısın?" diye sordu Dilek ve yol boyunca her şeyi anlattım.
Yarın için bana kıyafet getirecek ve mahkemeye beni o götürecekti. Yarın ki plan için anlaştıktan sonra arabadan indik ve benle Harry eve girdik.
Tek katlı küçük bir gecekonduydu.Akşama kadar bahçede oturup sohbet ettik. Bahçede ki bir kaç sebze çeşidi toplayıp pratik yemekler yaptık. Şanslıyız ki bu evde yaşayan birileri vardı ve otomatik olarak yiyecek şeyler de vardı. Günün kötü başlamasına karşın Harry ile güzel vakit geçirdim.
Gecenin sonunda kanepe de sarılarak uyuduk ve bu harika bir konumdu.
Sabah kapının çalmasıyla uyandık. Zar zor gözümü açıp kapıyı açtım.
Gelen Dilek'ti."Günaydın. Kıyafetlerini getirdim ve gitmeden önce bir kafeye gidip kahvaltı yapmalıyız" dedi gülümseyerek.
"Olur" dedim
"Tamam o zaman. Ben bahçede sizi bekliyorum" dedi.
Başımla onayladıktan sonra kapıyı açık bırakıp içeri girdim. Harry kanepe de oturmuş gözlerini ovuyordu. Dağılmış saçları yüzüne düşmüştü. Bu haline isteksizce güldüm. Çok sevimli görünüyordu ve her sabah bu görüntüyle karşılaşmayı dilerdim.
"Günaydın aşkım" dedim
"Günaydın bebeğim. Nasıl hissediyorsun?"
"İyi" dedim ve yanına oturup sarıldım.
"Kalkıp yüzünu yıka hadi. Gidiyoruz" deyip yanağına bir öpücük kondurduktan sonra boş bir odaya girip hazirlandim.
"Dışarı çıktığımızda Dilek kapıdaki bankta oturuyordu.
"Biz hazırız" dedim.
Dilek de ayağa kalktı ve arabaya binip bir kafeye gittik.
Kafede biraz sohbet ettik.
"Bak Yağmur. Seni çok seviyorum. Kararın ne olursa olsun ben her zaman senin yanındayım. İngiltere de yada burada kalmak senin kararın ve lütfen iyi dusun" dedi Dilek
"Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum" dedim umutsuzca
"Seni etkilemek istemem ama belki de yeni aileni tanımak için ve Harry için bir şans vermelisin" dediğinde derin bir nefes verdim ve pencereden dışarıyı seyretmeye başladım.
Yarım saat geçtiğini fark etmemiştim bile.
"Gitme vakti geldi" dedi Dilek. Başımla onaylayıp ayağa kalktim ve Harry'nin tutması için elimi uzattim. Harry elimi tuttu ve parnaklarimin ustune yumuşak bir öpücük bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(Türkçe) First Love! Harry Styles)
FanfictionYağmur hayatında hiç âşık olmayan üniversiteli Türk bir kızdır. İki arkadaşıyla 2 haftalığına İngiltere'ye giderler. Ve hayatlarında ki ilk deneyimleri yaşarlar. Bu maceraya siz de katılın ve hikaye kahramanlarını kendi hayal gücünüzde oluşturun.