(Türkçe) First Love! Harry Styles)

72. Bölüm

"Biletler için telefon görüşmesi yapmalıyım" dedi Harry. Başımla onayladım. Yanağımdan öpüp kalktı yanımdan.
"Dilek ile konuştun mu?" Dedim Niall'a.
"Evet. Dün gece görüntülü konuştuk. Aramadığın için üzgün olduğunu söyleyip duruyor"
"O haklı. Yarın görüşeceğim zaten"
"Evet arasan iyi olur"
"Ben yüz yüze görüşmekten bahsediyorum Niall"
"O buraya mı geliyor?" Dedi Niall heyecanla.
"Üzgünüm Niall. Ben gidiyorum"
"Ne?" Dedi Zayn şaşkınlıkla.
"Ben ve Harry birlikte gidiyoruz. Duydunuz işte. Babam beni nüfusuna gecirmek için başvuracakmış. Bunun için diğer ailemle konuşmam lazım"
"Seçim yapmak senin elinde. Yani kimi seçeceksin?" dedi Zayn
"Bilmiyorum" dedim. O anda Harry geldi.
"Yarın 2 de biniyoruz. 4 saat sonra Türkiye'deyiz" dedi Harry.
"Burada kalmanı diliyorum" dedi Diana
"Bende" dedi Liam
"Bende" dedi Louis.
"Bende ama gelirken kız arkadaşımı da getirir misin?" Dedi Niall. Buna hepimiz güldük. Zayn hariç. Yanımızdan kalkıp gitti.
"Onun bir sorunu mu var?" Dedi Harry kulağıma eğilerek.
"Bilmiyorum. Sanırım gidip öğreneceğim" dedim.
"Tamam" dedi ve yanından kalktım. Harry arkadaşlarıyla konuşmaya başladı. Ben neredeyse gözden kaybolan Zayn'i bulup gittim yanına. Arkası dönüktü.
"Zayn" dedim. Bana döndü ama kızgındı.
"Bir sorun mu var?" Dedim
"Yok bir şey"
"Suratın öyle demiyor"
"Suratım iyi arkadaş olduğumuzu sandığımı da söylüyor mu?"
"Öyleyiz zaten"
"Öyleyse ne zaman söyleyecektin? Gittikten sonra mı? Belki de hiç söylemeyecektin"
"Elbette söyleyecektim" dedim ve gözlerini devirdi.
"Zayn. Buna yarım saat önce karar verdim. Yemin ederim söyleyecektim" dedim. Stresle ellerini saçlarından geçirdi.
"Ya tamamen kalırsan orada" dedi
"Bilmiyorum" dedim. Belime sarıldı.
"Gitme" dedi
"Gitmek ve bir karar vermek zorundayım"
"Sana çok alıştım. En kötü anımda bile yanımdaydın. Sen benim en iyi arkadaşımsın"
"Sende öyle. Bu durumdan memnun değilim" dedim ve bende ona sarıldım. Ayrıldıktan sonra Zayn konuştu.
"Lütfen geri gel. Burada sana ihtiyacımız var" dedi.
"Söz veremem. Üzgünüm" dedim. Tekrar sarıldı.
"Ne olursa olsun dost kalacağız. Bunun için söz verebilir misin?" Dedi. Ayrıldım.
"Elbette. Söz" dedim ve gülümsedim. Elini omzuma attı ve birlikte milletin yanına gittik.
Ben Harry'nin yanına oturdum. Elini omzuma attı.
"Sorun neymiş?" Dedi
"Arkadaşlar arasında" dedim ve kafamı başka yana çevirdim. Gıdıklamaya başladı
"Kes şunu. Arkadaşlarımızın yanında yapma" dedim. Kulağıma eğildi.
"Arkadaşlarımız. Görüyorsun, artık burada kocaman bir aile olduk"
"Bunun için çok mutluyum" dedim, Demek istediğini çarpıtarak. Yanağıma bir öpücük kondurdu. Sohbet ederken babamı fark ettim. Bir adamla konuşuyorlardı.
"Canım" dedim Harry'den müsade isterken. Yanından kalktım ve babamın yanına gittim. "Baba, biraz konuşabilir miyiz?" Dedim yanındaki adama tebessüm ederek.
"Tabi" dedi.
"Müsadenizle" dedi ve arkamdan geldi. Durdum ve babam karşıma geçti.
"Bir sorun mu var tatlım?" Dedi
"Mahkeme işini bana neden söylemedin?"
"Dün gece karar verdik annenle. Hem senin tahmin etmiş olabileceğini düşünüyordum"
"Evet ama yine de bana sorman gerekiyor muydu?"
"Doğru olan bu. Yani bunu er yada geç yapacaktım. Sende mahkeme de bizi seçtiğini söylediğinde.."
"Sizi seçeceğime bu kadar eminsin yani?"
"Tabi ki bizi seçeneksin. Aksini düşünmüyorum bile" dedi.
"Önce sormayı deneseydin keşke" dedim ve yanından uzaklaştım.
"Yağmur" diye bağırdı arkamdan. Bağırdığı anda Harry kafasını kaldırıp baktı. Onun yanına gitmek yerine başka bir yöne doğru ilerledim.