18. Bölüm

347 12 0
                                    

Sonra ayrıldım. Çok yakınımdaydı. Ellimi yanağına koydum ve sonra yanağını öptüm.

"Yani şimdi biz.." dedi ve gözleri parlıyordu.

"Sanırım" dedim gülerek.

"Aman tanrım. Teşekkür ederim. Bana şans verdiğin için" dedi ve boynuma sarıldı. Bende ona sarılıyordum. Bu o kadar huzurlu hissediyordu ki. Onu hiç bırakmak istemiyordum.

Ayrıldı ve yüzümü avuçlarının içine aldı. O kadar yakındı ki. Gözlerimin içine bakıyordu.

"Seni seviyorum" dedi. Kızardığımı hissediyordum.

"Bende seni seviyorum" dedim. Bunu söylediğime inanamıyorum. İlk defa bunu bir erkeğe söyledim. Kalbim yerinden çıkacaktı neredeyse. Bu bulutların üzerindeymişim gibi hissettiriyordu. Yüzüme yaklaştı ve eğilip yanağımı öptü. Ona bakıp gülümsedim. O yeşil gözleri bana aşkla bakıyordu.

"Gel benimle" dedi ve elimden tutup koltuktan kaldırdı. Merdivenlerden çıkarken bana bakıp gülümsedi.

"Artık seni çekiştirmiyorum"

"Sana güveniyorum" dedim ve hala elimi tutarken, tuttuğu elimi kaldırıp öptü. Birlikte yukarı çıktık. Resim odasının kapısını açtı ve elleriyle gözlerimi kapattı. Ve yürümeye başladı.

"Yine bir yere çarpacağım" dedim. O gözlerimi kapatırken bende onun kollarını tutuyordum.

"Rahat ol. Benim kollarımdasın"

"Bende bundan korkuyorum zaten" dedim.

"Ne?" Dedi şaşkın bir şekilde.

"Şaka yapıyorum" dedim ve yanağımı öptüğünü hissettim. Bu beni çok heyecanlandırıyordu.

"İşte geldik. Hazır mısın?"

"Evet"

"Tadaa" dedi gözlerimi açarak. Karşımda benim resmim duruyordu. O sürpriz yaptığını sanıyordu ama daha önce görmüştüm.

"Neden şaşırmadın? Beğenmedin mi?"

"Hayır bayıldım. Ama daha önce görmüştüm"

"Ne zaman?"

"Senin hasta olduğun gün. Kapısını kapatmak için buraya gelmiştim. O zaman görmüştüm"

"Beğendin mi?"

"Çok beğendim. Bu çok özel. Yani annenden sonra benim resmimi yapman. Teşekkür ederim"

"Aslında Soph'un da resmini yapmaya başlamıştım. Ama o gidince tamamlamadan parçalara ayırıp çöpe attım. Teknik olarak hala ikinci kişinin. Bunu daha önce söylemediğim için üzgünüm"

"Sorun değil. Bu beni üzmedi. Teşekkür ederim bunun için" dedim.

"Lütfen sende beni asla terketme. Bunu kaldıramam" onaylarcasına kafamı salladım ve ona sarıldım. Bunu milyonlarca kez yapabilirim.

Birlikte aşağı indik.

"Bir yerlere gitmek ister misin?" dedi Harry

"Burada seninle kalmak istiyorum" dedim ve alnımdan öptü. Birlikte koltuğa oturduk. Ona sarıldım ve birlikte film izlemeye başladık. Kolunu belime sarmıştı. Başım göğsündeydi. Filme konsantre olamıyordum. Bu rüya gibiydi. Daha bu sabaha kadar gideceğimi ve bir daha onu göremeyeceğimi düşünüyordum. Şimdi onun yanında hatta onun kollarında oturmuş film izliyordum. 1 saat sonunda ayağa kalktım ve çantamdan telefonumu çıkardım.

"Buna uygun şarj aletin var mı?" dedim. Ayağa kalkıp yanıma geldi ve telefona baktı.

"Olacaktı" deyip yanımdan ayrıldı. Hala ayakta Harry'nin gelmesini bekliyordum. Sonunda geldi ve telefonumu şarja taktım. Telefonumu şarja taktığımda mesaj geldi. Dilek'tendi. "Telefonunu açınca lütfen beni ara" yazıyordu. Hemen Dilek'i aradım.

(Türkçe) First Love! Harry Styles)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin