50. Bölüm

125 10 1
                                    

Bir kaç telefon görüşmesinden sonra bulmam zor olmadı. Arabayı çok hızlı sürüyordum ve resmen gözüm kararmıştı. 15 dakika sonra büyük bir evin önünde durup kapıya vurdum. Bir yardımcıydı kapıyı açan.
"Robbie Wesley'nin evi mi?"
"Evet, buyrun"
"Onunla görüşmem lazım" dedim ve içeri girdim.
"Bu saatte olmaz" dedi ama dinlemeyip yukarı koştum. Bir kaç odanın kapısını açtım ama hiç birinde yoktu. Koridordayken bağırma sesi duydum. Hemen koşup odanın kapısına geldim ve hızlıca kapıyı açtım. Gördüklerim karşısında beynimden vurulmuşa döndüm. Yağmur yarı çıplaktı ve bir adamla yataktaydı. Adam Yağmur'un ağzını kapatmıştı ve kocaman bedeniyle onu esir almıştı.

*Yağmur'un ağzından*

Kapı açılınca şok oldum. Bu Harry'di ve karşımda duruyordu. Hemde bu vaziyetteyken. Harry küfür ederek Robbie'yi tuttuğu gibi yere attı. Robbie ayağa kalktığında Harry'nin yüzüne yumruk attı ve dudağı kanamaya başlamıştı. Bu arada ben korkuyla ağlıyordum. Hem korkuyordum hemde böyle yakalandığım için utanıyord.um.
Sonunda Harry, Robbie'yi yere yaptırmıştı ve üst üste vurmaya başlamıştı. Robbie'nin yüzü kan içindeydi ama Harry hala vuruyordu. Koşup Harry'nin beline sarılıp çekmeye çalıştım.
"Harry bırak. Öldüreceksin" diye bağırıyordum
"Elbette öldüreceğim" deyip hala vuruyordu.
"Ona ben bile dokunmaya kıyamıyorken ona nasıl bunları yaparsın" diyordu ve sürekli küfür ederek zorla vuruyordu.
"Harry yeter" diye bağırdım avazım çıktığınca. Bu evde kimse bu kadar gürültüyü neden duymuyordu.
Yere oturup ağlamaya başlayınca sonunda Harry bıraktı. Yanıma geldi. Elleri kan içindeydi ve nefes nefeseydi.
"Geçti bebeğim. Her şey geçti" diyerek sarıldı. Sonunda o güvendiğim, huzur veren kollardaydım.
"Gidelim bu evden" dedim ve bana sarılarak kaldırdı. Koridordan geçerken durdurdum.
"Çantam bu odada" dedim. Girip koşarak aldım ve çıktım. Kimliğim ve bir kaç özel eşyam vardı içinde. Burada bırakamazdım. Sonunda beni kucağına aldı ve arabaya kadar taşıdı. Arabaya bindim ve Harry bagajdan bir şey almaya gitti. Döndüğünde elinde bir ceket vardı. Onu üstüme attı. Birlikte yola koyulduk.
"Lütfen evine gitmeyelim" dedim yalvarırken.
"Zayn'e gidelim o zaman"
"Oraya da gitmeyelim. Kimseye açıklama yapmak istemiyorum bu gece. Yeterince utanıyorum zaten" dedim ve aniden bir yolun kenarında durdu.
"Sen utanılacak bir şey yapmadın" dedi
"Onunla yarı çıplak aynı yataktaydım ve.." dedim devam edemeden ağlamaya başladım.
"Şşşş. Lütfen kafandan at bunları. Ben yanındayım ve asla kimse sana zarar veremeyecek" deyip sarıldı. Ona sarılmayı, onu koklamayı, sesini, nefesini o kadar özlemiştim ki. Hele de bunca yaşadıklarımdan sonra. Yarım saat boyunca hiç konuşmadık. Öylece yolu izledim. Neredeyse yarım saatin sonunda gölün bitiminde olan bir evin önünde durduk. Arabadan inip gelip kapımı açtı ve kucağına alıp taşıdı. Birlikte eve girdik.
"Burası neresi?" Dedim
"Bizin eski bir yazlık. Çoktandır gelmiyorduk deyip lambaları yaktı.
"Birazcık tozlanmış ve yiyecek hiç bişey yok" "umurumda değil. Sen yanımdasın Harry. Bu bir rüya mı?" Deyip boynuna atladım.
"Hayır değil. Kokunu alabiliyorum. Şükürler olsun rüya değil" dedi. Ayrıldığım da durdu ve bana baktı. Eliyle çenemi kaldırdı.
"Boynuna ne oldu?" Dedi
"Önemli bişey değil"
"Yağmur" dedi uyarır ses tonuyla.
"O yaptı"
"Ne yani seni boğazladı mı? Onu öldürmeliydim" dedi ve elini saçlarından geçirip ileri geri gitti ve durdu.
"Sanırım hala geç değil" dedi ve dış kapıyı açtı. Koşup önünde durdum.
"Hayır Harry, yapma" dedim
"Çekil önümden onu öldüreceğim"
"Yeterince olay yaşadım. Artık bitsin. Dayanamayacağım" dedim ve ağlayarak dizlerimin üstüne çöktüm. Harry önüme oturdu.
"Tamam. Gitmiyorum. Lütfen ağlama" dedi. Hemen boynuna atladım. Kucağına aldı ve bir odaya girdik birlikte. Beni yatağa bıraktığında dolabı açtı.
"Bir kaç kıyafet bulabilirim senin için" dedi. Bir tişört ve eşofman bulmuştu. Uzun zamandır kullanılmadığı belliydi. O arkasını dönmüştü ben giyerken. Yatağa girdim ve üstümü örttü.
"Artık güvendesin. Şimdi biraz uyu. Yarın konuşuruz. Tamam mı?" Dedi ve gülümseyerek
"Şirinem" diye ekledi. Anlımdan öptü.
"İyi geceler" dedi ve çıkacakken durdurdum.
"Harry"
"Evet"
"Benimle uyur musun?"
"Emin misin?"
"Lütfen" dedim. Yatağa girip yanıma uzandı. Biraz uzak duruyordu. Yaklaştım ve kafamı göğsüne koydum. Bu ona biraz cesaret vermiş olmalı ki oda kolunu belime doladı. Bir kaç dakika sessiz durduk. Kafam hala göğsündeyken kaldırıp Harry'e baktım. Hâlâ uyanıktı.
"Soph'la o gece bir şey yaşadın mı?" Dedim.
"Bunu yarın konuşuruz"
"Merak ediyorum ve öğrenmezsem uyuyamayacağım" dedim. Derin bir nefes alıp verdi.
"Hayır. O gece çok içmiştim ve bir barda sızıp kalmıştım. Arabamı yanlış yere park ettiğim için çekmişlerdi. Dışarı çıkıp yürümeye başladım. O anda Zayn arayıp anlattığında deli gibi taksi aramaya başladım. O anda Soph ile karşılaştım ve bir an bile düşünmeyip yardım istedim. Bu yüzden o da havaalanındaydı"
"Sahi mi?"
"Yemin ederim. Seni aldatmadım. Asla aldatmam" dedi. Kafamı kaldırdım ve dirseģimin üstünde durdum.
"Seni seviyorum" dedim ve kafamı göğsüne koyup karnına sarıldım. Oda sarıldı ve başıma yumuşak bir öpücük kondurdu.
"Seni seviyorum. Çok fazla" dedi. Sonunda gerçekten gülümsedim ve rahat bir şekilde uyudum.

(Türkçe) First Love! Harry Styles)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin