(Türkçe) First Love! Harry Styles)

13. Bölüm

Sabah uyandığımda gerçekten kendimi huzursuz hissediyordum. Yataktan doğruldum. Bir süre boş boş yere baktım. Dün yaşadıklarım aklımda deli gibi dolanıyordu. Harry'nin neden orada olduğuna dair hiç bir fikrim yoktu. Neden saçma bir konu hakkında tartıştığımızdan da. Dün bana asla olmadığım bir kişi oldugumu söyledi. Beni gerçekten tanıdığını sanmıştım. Söyledikleri gerçekten ağırdı. Bu gururumu incitmişti.

Telefonumu elime alıp saate baktım. Saat 8'di. Kalkıp yüzümü yıkadım ve dislerimi fırçaladım. Saçlarımı topuz yaptım ve üstüme pantolon ve tişört giydim. Sonra aşağı inmeye başladım. Mutfağa vardığımda Harry'i ilk gördüğüm geceyi hatırladım. Küçücük topuzuyla arkası dönük duruyordu. Sarhoştu ve benimle dalga geçiyordu. Sanki aylar olmuş gibi hissediyorum. Hayatımda hiç bu kadar olay yaşamamıştım, şu 1 haftada yaşadığım kadar. Herşey o kadar hızlı aklımda dönüyordu ki, mantıklı düşünebildiğimden emin değilim. Bu düşünceleri aklımın bir kenarına koydum. Tabi şimdilik.

Sonra kendime bir kahve yaptım ve yukarı çıktım. Odamda ki diz üstü bilgisayarı açtım ve cumartesi saat akşam 6 için üç bilet önden sipariş ile aldım. Burdan bir an önce gitmek istediğimi söylemiştim. Ama bu şimdi hiç iyi hissettirmemişti. Dilek'in de çok üzüldüğüne eminim. Onlara her ne kadar kızmış olsam da aslında yan yana çok sevimli görünüyorlardı. Keyfini çıkarmak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlardı. Her günü akşama kadar birlikte geçiriyorlardı. Buradan gidecektik ama bunlar onu bir an bile düşünmüyorlardı. Umarım Türkiye'ye dönünce görüşmeye devam ederlerdi.

Boş kahve bardağımı alıp aşağı indim. Herkes uyanana kadar kahvaltıyı hazırladım. İlk önce Louis ve Kat indi. Kat bu gece burada kalmış olmalıydı.

"Günaydın. Harika kokular geliyor" dedi Louis. Kat'in belinden tutuyordu ve bana doğru geliyorlardı.

"Günaydın. Hadi oturun" dedim ve birlikte oturduk. Önce Diana sonra Ece ve arkasından Dilek indi. Jesy'nin evde olup olmadığına dair hiç bir fikrim yok. Hala kahvaltı yaparken Liam geldi. Oda gelip masaya oturdu ama aç olmadığını söyledi.

"Bu hafta gidiyorsunuz. Öyle değil mi?" Dedi Liam

"Evet. Bugün aldım biletleri"

"Sahi mi? Ne zaman için aldın?" dedi Diana.

"Cumartesi. Akşam 6" dedim

"Gideceğiniz için çok üzgünüm" dedi

"Sanırım bende" dedim.

"Lütfen sende yani sizde Türkiye'ye gelin. Sizi ağırlamayı çok isteriz" dedim

"Neden olmasın" dedi Liam. Sadece gülümsedim ama hiç mutlu değildim.

"O zaman perşembe ve cuma günü olan partiye hep birlikte gidiyoruz. Veda patisi de diyebiliriz. Sizin için uygun mu?" dedi Louis.

"Olur" ded Ece

"Çok isterim" dedi Dilek ve bana baktılar.

"Olabilir" dedim.

"Bir sorun mu var? Bugün mutluluk saçmıyorsun" dedi Liam gülümseyerek.

"Dün barda bir sorun mu yaşadın?" dedi Ece.

"Sorun Harry. Öyle değil mi? O da bara geldi" dedi Diana.

"Sen bunu nereden biliyorsun?"

"Dün Harry buraya geldi ve Zayn ile barda olduğunu söyedim"

"Buraya benim için mi geldi?"

"Evet. O çok neşeli görünüyordu"

"Gecenin sonunda hala öyle olduğuna emin değilim" dedim

"Umarım sorunu halledersiniz. Aslında sizin iyi anlaşabileceğinizi düşünüyordum" dedi Diana. Tek omzumu kaldırıp indirdim. Tabağımı alıp mutfağa gittim. Tezgahın üstüne koydum. Ellerimi tezgaha koydum ve kafamı eğdim. Bir süre böyle kalmak istedim. Hiç bir şey düşünmek istemiyordum. Sonra tekrar dönüp masayı toplamaya başladım. İşimiz bittiğinde her zaman ki gibi herkes bir yere dağıldı. Sadece ben ve Ece kaldık. Bir kaç saat Selin ile görüntülü konuştuk. Onu gerçekten çok özlemiştim. Keşke burada olsaydı. Böylelikle ondan akıl alabilirdim. Bana bir şeyler önerebileceğinden eminim. Ne yapacağıma yada ne yapmam gerektiğine dair hiç bir fikrim yok. Bu yüzden tek yapmak istediğimin film izlemek olduğuna karar verdim. Ece ile akşam herkes gelene kadar film izledik. Dilek ve Diana da geldi sonunda. Birlikte akşam yemeği yedik. Onlara Türk yemeklerinden yapmıştık. Diana çok beğendiğini söyledi. Sonra bahçede kahvelerimizle sahbet etmeye başladık.

"Annen nerede" dedim Diana'ya.

"O bir hafta boyunca evde olamayacak. Şehir dışına gitti. Harry de kaldığın gün gittiği için seninle vedalaşamadı"

"Onunla vedalaşmayı isterdim" dedim. Sonra telefonuma mesaj geldi. Telefonu aldım ve mesajı okudum.

'Ben Zayn. Biraz konuşabilir miyiz? Kapıdayım' yazıyordu. Konuşma konusunda emin değildim. Nasıl olsa bir kaç gün içinde buradan gidecektim. Bu yüzden en azından onda iyi bir izlenim bırakmak istiyordum. Bu düşünceyle konuşmaya karar verdim ve ayağa kalktım.

"Ben hemen geliyorum" dedim ve kalkıp dış kapıya gittim. Kapıyı açtığımda, Zayn kapının ilerisindeki biraz yüksek taşta oturuyordu. Beni görünce ayağa kalktı.

"Merhaba" dedi

"Merhaba" dedim ve birlikte yürümeye basladık. Yere bakarak yürüyordum ve o ara sıra bana bakıyordu. Sonunda birimiz konuştu. Zayn önümde durdu.

"Bak ben dün gece için üzgünüm. Yaptığım şey, yani yapmak üzere olduğum şey çok saçmaydı. Sen mükemmel bir kızsın. Senin gibi bir kız arkadaşa sahip olmayı çok isterdim. Ama sanırım kız arkadaşıma gerçekten aşığım. Onu geri kazanmak için elimden gelen her şeyi yapacağım. Bu yüzden senden özür dilerim" dedi

"Sorun yok. Gerçekten güzel bir gece geçirdim"

"Arkadaşmıyız peki?" dedi kaşlarını kaldırarak.

"Sence" dedim göz kırparak ve sarıldım.

"Seni özleyeceğim" dedi hala sarılırken.

"Bende" dedim ve sarılmayı bitirdik.

"Ne zaman gidiyorsun?"

"Cumartesi"

"Keşke biraz daha kalsan" dedi

"Üzgünüm. Biletleri aldım bile" dedim gülümseyerek.

"Ahh!" Dedi oda gülümsüyordu.

"Pekala. Sorunu çözdüğümüze göre artık gitmeliyim. İyi geceler" dedim

"Iyi geceler. Görüşürüz" dedi ve benimle kapıya kadar geldi. Anahtarla içeri girdim.

Bahçeye gittim.

"Neredesin?" dedi Dilek

"Buradayım" dedim gülerek. En azından Zayn olayını çözmüş olduğumuza sevinmiştim.

"Ben uyumaya gidiyorum. İyi geceler kızlar" dedim ve üçünü öpüp odama gittim. Pijamaları giyip yatağa daldım. Kısa bir süre de uykuya daldım.