38. Bölüm

187 9 0
                                    

Kısa bir yolculuktan sonra bir bara geldik. Içerisi çok kalabalık ve gürültülüydü. Barın oturaklarına oturduk ve adını bilmediğim iki bardak içki istedi. Bardağı aldım ve tek dikişte bitirdim. Bardağı masaya bırakıp
"Bir tane daha" dedim. Hemen yeni bir bardak içki daha verdi. Kafama diktiğim anda beni durdurup elimden aldı.
"Yavaşla. Bunlar serttir. Fena çarpar" dedi
"Tadı iğrenç ama rahatlatıyor sanırım" dedim
"Hem adın neydi senin?"
"Jack. Hani Harry'e bilekliği veren" dedi.
"Ne? Yeni bir yalan uydurmak için mi beni buraya getirdin. Zahmet etmeseydin. Biz zaten ayrıldık"
"Buraya gelmek için ısrar eden sendin. Ve hayır böyle bir niyetim yoktu. Yaptığım şey içinde gerçekten üzgünüm. Mecburdum"
"Neden mecburdun?"
"Kız arkadaşım evinin kirasını iki aydır ödeyememişti. Ona yardım etmek zorundaydım. Yoksa ev sahibi evden atacaktı. O anda Soph geldi ve bana bunu teklif etti. Düşünmeden kabul ettim. Kız arkadaşım da bu konuyu öğrendiği için beni terk etti" dedi.
"Ah!" Dedim
"Bana inanıyor musun?" Dedi. Gözleri dolu doluydu.
"Elbette" dedim.
"Teşekkür ederim" dedi ve sarıldı. Oldukça kibar biriydi. Bakışları o kadar samimiydi ki. Bunu yapmak zorunda olmuş olmasına üzülmüştüm.
"Senin için onunla konuşabilirim. Belki senin ilişkini kurtarabiliriz" dedim
"Bu adil değil. Daha düne kadar ben senin hayatını mahvetmeye çalışırken, şimdi sen benim hayatımı kurtarmaya çalışıyorsun"
"Hayatın ne getireceği belli olmaz. Her neyse hadi eğlenelim" dedim ve bardağımı alıp tek dikişte bitirdim. Bir bardak daha içki aldım ve dans pistine çıktım. Rasgele hareket ediyordum. Bana yaklaşan erkekleri umursamıyordum bile. Birinin omzuna kollarımı attım ve dans etmeye başladım. Istemsizce kahkaha atıp gülüyordum ve kendime engel olamıyordum. Neler yapıyordum ben böyle. Kesinlikle içkinin etkisiydi. Dans ederken elini kalçama koydu. Kafamı hayır anlamında salladım ve ellerini ittim. Tekrar önce belimden tuttu ve kalçama koyacakken biri elini tutup bileğini büktü.
"Bir kez daha ona dokunursan elini kırarım" dedi. Bu Harry'di. Hemen yanımızdan gitti ve korkmuşa benziyordu.
"Ne işin var senin burda? Nasıl buldun beni?" Dedim. Yanımda duran Jack,
"Ben haber verdim" dedi.
"Jack'i tanımadığını söylemiştin ama yine onun yanındasın" dedi Harry
"Onunla bu gece tanıştım ve bana her şeyi anlattı. O çok kibar" dedim ve dans etmeye başladım. Elimde ji bardağı yere fırlattı.
"Yürü gidiyoruz" dedi ve bileğimden tuttu.
"Ben gelmiyorum. Dans edeceğim" dedim dans ederken.
"Seninle tartışmayacağım. Çok sarhoşsun. Ne zaman bu kadar içmeye başladın?"
"Bu gece. Bil bakalım kimin yüzünden. Senin. Başıma ne geliyorsa senin sayende geliyor"
"Yamur yürü" dedi. Midem bulandı bir anda ve koşarak gidip tuvaleti buldum. Klozeti kaldırdım ve kusmaya başladım. Harry de arkadan saçlarımı topladı.
"Git buradan. Beni böyle görmeni istemiyorum" dedim ve kusmaya devam ettim. Harry bir şey demedi. Lavaboya geldiğimde o yüzümü yıkadı ve kağıt havlu ile kuruttu. Belimden tutup yürümeme yardım etti. Birlikte arabaya bindik ve sonrasını bende silikti. Hiç bir şey hatırlamıyordum. Sabah müthiş baş ağrıyla uyandım.
*Harry'nin ağzından*
Arabaya bindiğimizde bir şeyler mırıldanıyordu ama anlamıyordum.
"Bu saatta neden dışarıdasın?" Dedim
"Eğlenmek için. Ah! Yoksa fakir ve kültürsüz insanların bunu yapmaya hakkı yok mu?"
"Ne saçmalıyorsun sen?"
"Saçma olduğunu mu düşünüyorsun. Benim fikirlerim sana saçma mı geliyor?"
"Ne alakası var Yamur? Tamam bak çok sarhoşsun. Bunları yarın sabah konuşuruz" dedim.
"Nereye gidiyoruz?" Dedi
"Bana"
"Oraya gelmek istemiyorum"
"Seni evine bırakırsam yine kaçmayacağından emin olamam"
"Elbette ki kaçacağım. Belki eğlenmek için Jack'i arayabilirim. Aynı seviyede insanlarla takılmayım. Bunu başta yapmalıydım. Ne aptalım ama" dedi gülerek.
"Beni delirtmeye mi çalışıyorsun?" Dedim bağırarak
"Neden geldin? Seni terk edeli bir kaç saat oldu sadece. Hiç gururun yok mu senin?"
"Neler söylüyorsun böyle?" Dedim şaşkınlıkla. Boşver anlamında elini salladı. Eve vardığımızda arabadan inmesine yardım ettim. Yürürken belinden tuttum. Ve beni geriye itti.
"Kendim yürüyebilirim" dedi. Bir adım attı ve düşecekken yakaladım.
"Yürüyemezsin" dedim ve belinden tutup içeri girdim. Bağırmaya başladı.
"Simon. Ah pardon bay Styles demeliyim. Ben kim olurumda size adınızla seslenirim" dedi.
"Sessiz ol. Ne yapıyorsun?" Dedim ve babam merdivenlerin sonunda belirdi.
"Neler oluyor burada?" Dedi
"Merhaba bay Styles. Size az önce isminizle seslendiğim için üzgünüm. Bunu ancak kültürsüz biri yapar değil mi? Zengin olmayan ve saray ahlâkı almamış biri. Evet bu benim. Bunu ilk görüşte anlamıştınız" dedi
"Yeter" dedim ama beni susturdu.
"Hayır. Daha yeni başladım. Rahat olun bay Styles. Hamile değilim. Oğlunuzla seks bile yapmadım" dediğinde babamın gözleri büyüdü. O gün ki konuşmamızı duymuş olmalıydı.
"Kes artık. Hadi yukarı çıkalım" dedim. Zorla yürütürken hala bağırıyordu.
"Gördünüz mü oğlunuz beni bırakmıyor. Ben servet avcısı değilim. Benim ve ailemin bir gururu var. Asla size laf ettirmem. Adi herifin tekisiniz" dedi. Zorla odaya koyup kaçmaması için kapıyı kilitledim.
"Bırak beni" dedi iterken. Onu hiç bu kadar kızgın görmemiştim.
"Sakinleş" dedim. Odanın içine girdi. Eline ne geçtiyse fırlattı. Biblolar, duvarda ki tablolar, kitaplar hepsi yerdeydi.
"Bu lanet olası pahalı şeylerin hiç biri umurumda değil" dedi ve gardıropu açıp askıda ki kıyafetlerimi fırlatmaya başladı.
"Bunun gibilere sahip olmak istediğimi mi sanıyorsun? Bunlar benim için bez parçasından farksız" dedi. Yanına gidip onu durdurdum.
"Lütfen dur artık" dedim. Dizlerini yere koydu ve ağlamaya başladı.
"Beş parasızda olsan sana aşık olurdum. Yemin ederim varlıklı olman umurumda değil. Ben sadece sana aşığım. Sahip olduklarına değil" dedi. Ellerini yüzünden ayırdım.
"Biliyorum. Hiç bir zaman öyle olduğunu düşünmedim zaten. Babamın söyledikleri için özür dilerim. Çok aşağılayıcıydı"
"Seni seviyorum Harry. Sana çok aşağım. Ne olursan yada kim olursan ol" dedi sesi tittrerken. Boynuma sarıldı. Belini sıkıca kavrayıp kendime çektim. Onu çok özlemiştim. Ona sarılmayı. Onu koklamayı. Bugün ilk defa farklı kokuyordu. Genelde ben içki kokardım ama bugün o kokuyordu.
Yerde ki bir tişörtü ve eşofmanı aldım.
"Hadi kurtul üstünde ki şu iğrenç kıyafetlerden" dedim uzatırken.
"Kendimi çıplak hissediyordum" dedi
"Neredeyse öylesin" dedim ve kaldırdım. Çok sarhoştu ve ayakta duramıyordu. Üstünü ben soymak zorunda kaldım. İç çamaşırlarıyla oturuyordu yatakta. Tişörtü aldım elime ama benden aldı.
"Hala benimle yatmak istiyor musun?" Dedi ve tişörtümü çıkardı.
"Yamur" dedim kızarak. Ellerimi kendi beline koydu.
"Ben istiyorum. Bu yüzden izin veriyorum" dedi ve dudaklarımı öpmeye başladı.
"Sarhoşsun ve senden yararlanmayacağım" dedim. Kızdı ve yatağa girip uyudu. Bende yanına girdim.
*Yağmur'un ağzından*
Sabah uyandığımda başım neredeyse çatlayacaktı. Yatakta zar zor döndüm. Gözümü araladığımda yanımda uyuyan Harry'i fark ettim. Ben nasıl buraya gelmiştim ve onunla uyumuştum. Biraz midem bulanınca elimi mideme koydum ve tenime değince uyandım. Örtüyü kaldırıp baktım. Sadece iç çamaşırlarıyla duruyordum. Telaşla yatağa oturup örtüyü boğazıma kadar çektim. Harry uyandı.
"Yamur" dedi uykulu sesle.
"Harry yoksa biz?" dedim endişeyle ve ağlamak üzereydim.
"Biz ne?" Dedi. Sonra bana baktı iyice. Hemen uyandı ve yatağa oturdu. Ellerini önümde sallayarak,
"Hayır hayır. Biz hiç bir şey yapmadık. Üstünü değiştirecektim ama izin vermedin. Yatağa girip uyudun hemen"
"Neden üstümü değiştirmek istedin ki?"
"Senin giymeyeceğin kadar kısalardı ve içki kokuyorlardı. Birazda kusmuştun"
"Ah!" Dedim yüzümü kapatarak.
"Seni hiç bu kadar açık sözlü ve rahat görmemiştim" dedi gülerek.
"Kes şunu. Yeterince utanıyorum zaten"
"Sen dediklerini duysan" dedi mırıldanarak. Hemen ellerimi indirdim.
"Ne demişim?" Dedim kekeleyerek. Kahkaha attı.
"Harry" dedim.
"Mesela babama adi herif dedin"
"Ne? Hayır hayır dalga geçiyorsun" dedim. Kaşlarını kaldırdı.
"Sahi mi?" Dedim çaresizce. Sinsi sinsi gülerek başıyla onayladı.
"Tamam ben intihar etmeye gidiyorum" dedim. Örtüyü kaldırıp kalkacakken çıplak olduğum aklıma geldi ve biraz kaldırdığım örtüyü geri indirdim.
"Belki de sonraya ertelemeliyim. Yada bana kıyafet vermelisin ki çıplak intihar etmeyeyim. Kendim olarak intihar etmek isterim" dedim. Kahkaha attı ve yataktan çıktı.
"Sen neden üstsüzsün?" Dedim.
"Üstsüz uyuyamıyorum"
"Ne zamandan beri?"
"Kendimi bildiğimden beri" dedi. Kaşlarımı kaldırdım.
"Yani sadece senin yanında tişört giyerek uyuyorum" dedi.
"Neden?"
"Seni rahatsız edebileceğini düşündüm" dedi ve elindekileri uzattı.
"Al bakalım" dedi. Elinden aldım. Hala bana bakıyordu.
"Evet" dedim
"Evet?"
"Arkanı dönde kıyafetlerimi değiştireyim"
"Dün gece mükemmel vücudunu gördüm zaten" dedi ve gözlerim büyüdü.
"Harry" dedim dişlerimi sıkarak. Gülmeme engel olmaya çalışıyordum.
"Ah doğru. Biz artık birlikte değildik, değil mi?" Dedi ve arkasını döndü. Suratım aniden düştü. Bunu duymak beni çok kırmıştı. Biliyorum bunu ben istemiştim ama aptallık olduğuna emin olmuştum.
Yataktan kalktım ve verdiği kendi tişörtü ve eşofmanı giydim. Belini ipiyle biraz sıkmam gerekti.

(Türkçe) First Love! Harry Styles)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin