Tanışma

16.3K 650 120
                                    

Selamun aleyküm 🍂🍂

Keyifli okumalar...🍭🍭

UFUK' DAN

-Ne zaman uyanır?

-Verdiğimiz ilacın etkisi bir ya da iki saat daha sürer. Uyanmasını boşver kim bu kız? Nereden buldun?

-Ne bileyim kim. Uyku tutmayınca Selçuk ile askeriyenin içinde dolanalım dedik. Selçuk ile sohbet ederken ağacın arkasında saklandığını fark ettim. Selçuk'u yolladım. O sırada kıza ağacın arkasından çıkmasını söyledim. Kız adım attı ki ayağı takıldı düştü. Başını taşa çarptı.

-Ne işi var askeri alanda? Üsteğmene haber verdiniz mi?

-Daha gelmemis, gelince söyleyeceğim. Lan kim bu kız, üstü başına gayet düzgün. Evsiz desem değil, ayağındaki ayakkabılar bile marka.

-Lan kızcağız belki birinden kaçıyordur. Oralarda kimseyi görmediniz mi?

-Off ne bileyim. Yoktu kimse. Yoktur herhalde. Sen onu boşver de başını çarptı ya beyin sarsıntısı falan geçirirse?

-Yok daha neler. Küçücük bir şey. Oradan buraya getirene kadar kan durmuştu bile. Muhtemelen bütün gece oradaydı. Açlık falan derken başını taşa çarpması üzerine bayıldı. Korkulacak bir şey yok. Merak etme.

-Ne merak edeceğim. Kızı bulduğum yeri göz önüne alırsak o kadar kişiye ben hesap vereceğim. Neüdüğü belirsiz kızı alıp getirdim buraya.

-Ulan kızın boynunda kamera vardı. Gazeteci falan olmasın?

-Ne bileyim. İçeriye girince bakarım kameraya.

Aramızdaki konuşmayı telefonun çalması ile sonlandırmıştık. Elimdeki kağıt bardakla oynamaya başladım.

-Ne oldu?

-Ebru aradı. Senin kız uyanmış.

-Ağzını topla. Nereden benim ki oluyor? Yürü gidip bakalım. Bir an önce konuşsa iyi olur.


Yan yana revire gidiyorduk Görkem ile. Sabah sabah yine olaylı başlamıştı gün. Kim bilir neler yumurtlayacaktı kız?

Mantıklı ve geçerli bir açıklaması yoksa askeri bölgeye girdiği için başı büyük derde girecekti.

Revire geldiğimizde Ebru odadan çıkmıştı. Yanımıza gelerek konuşmaya başladı.

-Ne oldu Ebru? Konuşabilecek durumda mı?

-Hiç sanmıyorum.

-O ne demek?

-Şu demek teğmenim kız kısa süreli hafıza kaybı galiba geçiriyor.

-Yani?

-Şu an kendini İstanbul 'da sanıyor. Ha bir de bir saat sonra girmesi gereken bir dava olduğunu söyledi.

-Ne demek lan?

-Sakin olun. Tarihleri sordum, iki gün öncenin tarihini verdi. 6 Ağustos.

-Avukatmıymış?

-Evet.

-Hadi lan!! Ulan aklımızdan o kadar şey geçti avukat olacağı geçmedi.

-Görkem bir sus Allah aşkına. Ebru benim hanımefendi ile konuşmam lazım.

-Biraz bekleteceğim sizleri.

-Neden?

-Kıyafet, daha doğrusu şal ya da eşarp gibi bir şey getireceğim. Kendisi tesettürlü.

VİRAHA (FİNAL) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin