35(Hatırlıyorum)

699 71 61
                                    

Eda ve teyzesi bütün köyün altını üstüne getirir. O sırada çocuklarla kuzeni Alican ilgileniyordu. Akşam yemeğini de onlar hazırlamıştı. Eda ve teyzesi eve geri döndüklerinde saat yedi buçuk civarlarındaydı.

Eda: OOO yer sofrası demek hâlâ?
Mert: Anne bu çok güzelmiş. O kadar rahat ki böyle. Bizde böyle yapalım mı eve.
Mavi: Evet bende çok sevdim. Kesin yapalım abicim.

Mert ve Mavi başlarını birleştirirler. Şirince konuşurlar.

Mert/ Mavi: Lütfeeeeeeeeeeeeeeen!
Eda: Haaaaaaayır! Babanız bu halinizi görse yüzü üç yüz altmış derece döner. Kalpten gider adam.
Alican: Enişte baya takıntılı herhalde Eda abla?
Eda: Sorma Alican, sorma.
Aylin: Aman be kızım. Belirli kalıplara göre yaşamak çok sıkıcı değil mi?
Eda: Ne yapalım teyze takıntılı adam?
Aylin: E iyi bari oturalım. Serkan Bolat'la da bir gün gelirsiniz.
Mert: Geliriz, geliriz kesin geliriz Aylin teyze.
Mavi: Evet büyük teyze. Anne ben bugün tavuklara yemek verdim.
Mert: Yemek değil yem verdik Mavi, yem.
Eda: Oy kuzularım, aferin size. Çok yordunuz mu Alican abinizi?

İkisi de başlarını iki yana sallar.

Eda: E bir de Alican abinize soralım. Alicancım?
Alican: Evet çocuklar, ben size annenize şikayet edeceğim demiştim değil mi? Şimdi Eda abla bu afacanlar beni herhalde on kilometre koşturmuştur.
Aylin: Bacakların açılmıştır. Hayatında bir değişiklik oldu, ne güzel.

Mavi ve Mert "sus" işareti yapar. Eda çocuklarına bakar.

Eda: EEE?
Alican: Ama çok eğlendik. Daha önce hiç bu kadar eğlenmemiştim. Siz buraya mı yerleşseniz?
Mert/ Mavi: EVEEEEET!
Mert: Lütfen anne, lütfen lütfen lütfen. Lütfen taşınalım büyük teyzenin ve Alicancığın yanına.
Alican: Bak ağzına biber sürerim senin he.
Yeter oğlum yeter.
Eda: Bencede, çok ayıp.
Mavi: ALİCAAAN!
Alican: KIZ!
Aylin: Bağırma çocuklara! Hadi birlikte bağıralım Alican'a çocuklar.

Hep birlikte bağırırlar. Sonra Mert Aylin teyzeye sarılır.

Mert: Seni çok sevdim Aylin teyze. Anne taşınıyor muyuz buraya?
Eda: Hayır annecim bizim evimiz İstanbul'da.
Mavi: Buraya taşırız.
Eda: Olmaz kuşum.
Mert: Neden olmaz?
Eda: Olmayacağı için olmaz.
Mert: Ama bunun bir nedeni olmalı.
Eda: Her şeyin bir nedeni olmalı ve öğrenmek zorunda mısın Mert Efe?
Mert: Evet.
Eda: Bak şöyle yapalım. Biz sürekli gelelim artık Aylin teyzemizi ziyarete.
Mavi: Ama ben çok özlerim teyzemi ve Alican'ı.
Mert: Bende çok özlerim.

Eda'nın parlak aklına çok güzel bir fikir gelir.

Eda: Mert Efe.
Mert: Efendim anne?
Eda: Tamam annecim buraya taşınalım ama Alin buraya gelemez.

Mert gözlerini kaçırır.

Mert: Peki, peki kalmayalım burada. Dönelim evimize.
Mavi: Ama abi.
Mert: Ama yok Mavi.
Mavi: Tamam, tamam. Hadi yine iyisin. Kurtuldun bizden Alican.
Alican: Estağfurullah Mavicik. Ben sizi çok sevdim.

Eda Alican'ın yanaklarını sıkar.

Eda: Bakın bu tatlı çocuk. Benim en sevdiğim kuzenim. En bal yanaklı, en gamzeli, en şirin kuzenim. O bana, ben ona bayılırız.
Alican: Canım Eda ablam ya. Yerim kız seni.
Eda: Eda abla değil Eda, Alican.
Alican: Benden büyüksün.
Eda: Aramızda bir saat var Alican.
Alican: Olsun. Dünya ahiret ablamsın benim

Yemeklerine devam ederken Alican Eda'nın kulağına fısıldar.

Alican: Eda abla.
Eda: Hı?
Alican: O Doruk hanzosu hala sana bulaşıyor mu?
Eda: Yok, yok bulaşmıyor, görüşmüyoruz.
Alican: Bak ters bir hareketi olur falan filan. O çocukken de öküzün tekiydi, eminim hâlâ öyledir. Var ya beynini patlatırım onun. Kırarım kafasını..
Eda: Kırarsın ablacım da yok bir şey. Senelerdir görüşmüyoruz Doruk'la.
Alican: Bencede. Sen gel bizimle görüş. Boşver o öküzü.
Eda: Tamam Alican, tamam.
Mert: Pişt! Toplumun içinde fısıldaşmak çok ayıp.
Eda: Sustuk oğlum sustuk.
Alican: Sen radar mısın acaba?
Eda: Âlası radarın, âlası.

YILDIZLARA BAK 💫Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin