Doktor: Ölüm saati 06:42.
Ne duymuştu Serkan? Biri ona yaşama sebebinin ölüm saatini mi söylemişti? Nasıl inanacaktı buna?
Serkan: Hayır hayır gitmedi Eda! Bırakmadı beni.
Eda bir anda hayata döndü. Duymuş muydu Serkan'ı?
Hemşire: Hasta hayata geri döndü.Doktor şaşkın gözlerle ekrana bakıyordu.
Serkan da öyle fakat o çok mutluydu. Eda'nın gözünden bir damla yaş akar. Serkan Eda'nın yanına gider. Görür o bir damla yaşı. Siler.Serkan: Gitmedin işte gitmedin benden.
Doktor: Serkan Bey Eda Hanım bizi şaşırtmaya devam ediyor. Bu çok nadir görülen bir olaydır fakat olası bir olaydır. (Gerçekten olası bir olay bu arada. Yeni Gelin diye bir dizide de yapmışlardı.) Eda Hanım şu an iyi. Kalp krizi zaten olabilecek şeyler arasındaydı. Eğer Eda Hanım uyandıysa gerisi kolay demektir. Ne zaman uyanacağını bilemeyiz ama uyanacaktır. O zaman kontrol eder. Duruma göre teşhisi koyarız. Şimdi sakın yormayın Eda Hanım'ı onun dinlenmeye ihtiyacı var.
Serkan: Tabi. Tabii ki doktor bey.
Doktor: İyi günler dilerim. Tekrardan çok geçmiş olsun.
Serkan: Sağ olun doktor bey. İyi günler.Serkan Eda'nın yanına oturdu. Tam konuşacaktı ki herkes hastaneye geri geldi. Doktorları görmüşlerdi. Hepsi çok telaşlıydı.
Ayfer: Serkan ne oldu?
Ceren: Evet Serkan niye bu kadar hemşire ve doktor çıktı bu odadan.
Serkan: Eda...
Aydan: Evet Eda?
Serkan: Eda bu gece uyandı.
Herkes: NE?
Fifi: O zaman neden bu kadar doktor çıktı bu odadan?
Serkan: Çünkü Eda kalp krizi geçirdi.
Herkes: Ne?
Ayfer: Nasıl şimdi, iyi mi?
Serkan: Kalbi durdu ama sonra hayata geri döndü. Doktor uyanacağını söyledi.
Ayfer: Canım benim ya.
Melo: Peki eniştecim konuştunuz mu Dadam'la?
Serkan: Konuştuk. Kabus görerek uyandı. Parmağımı sıktı. Sonra da Mert'i görmek istedi. Mert uyuyunca konuşup barıştık. Sanki o da kendini ölecek gibi hissediyordu. Doktoru çağırmama izin vermedi. "Yarın öleceksem benim size ihtiyacım var, doktora değil" dedi. Saat altı civarlarında uyandırdı beni doktoru çağırmam için.
Melo: Kıyamam ya ben.
Ceren: Ah! Canım benim.
Engin: Serkan gelmiş geçmiş olsun kardeşim.
Serkan: Sağ ol Engin.
Aydan: Oğlum çok şükür. Mert nerede peki şimdi?
Serkan: İçeri de annesinin yanında uyuyor. Hadi gelin sizde girelim içeri.
Serkan: Hah! Engin bu arada sen ara herkesi, izinliler.
Engin: Tamam kardeşim.Odanın bir köşesinde geçmiş olsun çiçekleri duruyordu. Serkan hepsini Eda'sı için özenle dizmişti. Çiçekler Eda'nın değerlileriydi.
Herkes içeri girdi. Ayfer direkt Eda'ya sarıldı, uyanık olmayan Eda'ya. Herkes Eda'yı izliyordu. Sonra Mert uyandı. Serkan oğlu ile ilgilenemeyecek kadar güçsüzdü. Ceren ve Ferit'ten Mert ile ilgilenmelerini istedi. Onlar da kabul etti tabi. Zaten Mert bir tek Ceren ablasında uslu duruyordu. Akşam oldu, yemek yediler. Hepsi için çok uzun bir gündü, özellikle Serkan için. Saat gece bir civarıydı Mert uyumuyordu. Kimse uyutamıyordu onu. En sonunda Serkan ve Ceren battaniyesinde sallayarak uyuttu. Onlar her zamanki gibi Eda'nın sağındaydılar.
Sabah olmuştu. İlk Eda gözlerini açtı. Boş gözlerle soldan sağa doğru etrafını süzdü. Herkes oradaydı... Herkes. En sağına döndüğünde bir de ne görsün? Mert. Gece boyu kimseyi uyutmayan Mert, herkesten önce uyanmıştı. Annesini görünce gözleri parladı. İki haftadır hasretti annesine. Eda sessizce ona "sus" işareti yaptı.
Mert annesinin sözünü dinledi. Eda doğruldu Mert'i Serkan'ın kucağından aldı. Öptü, sevdi, sarıldı oğluna. Çok mutluydu, çok. Mert desen kocaman gülümsüyordu.Eda: Annem benim... Ne kadar özledim ben seni. "Oh" mis kokulum. Canım benim.
Mert: Anne ben seni çok özledim.Mert annesine sarılır. Eda öper oğlunu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZLARA BAK 💫
RomanceHeyyo! Bu benim ilk hikayem ve çok heyecanlıyım. Tabii ki Sen Çal Kapımı dizisinden esinlenerek yazdım. Fakat orada senarist EdSer'i sürekli ayırıyor. Ben de buna çok sinir oluyorum. Hikayemize EdSer evli ve çocuklu olarak başlayacağız. İleri de ne...