49(Ara Bulucu #EdSer)

505 37 2
                                    

Esra: Ozan... Atlas senin oğlun.
Herkes: NE?
Esra: Duydunuz... Atlas Çınar'ın değil Ozan'ın oğlu.
Menekşe: Esra sen ne diyorsun? Bu nasıl oldu? Esra!
Esra: Oldu işte anne. Ben gitmeden bir önceki gece.
Ekrem: Nasıl yani ya?

Ozan hiddetle ayağa kalktı. Suratında hayal kırıklıklarıyla dolu bir ifade vardı. Tam gidiyordu ki Esra durdurdu.

Esra: Ozan bir şey söylemeyecek misin? NEREYE OZAN?
Ozan: O çocuk benim değil Esra. Benim tanıdığım Esra asla böyle bir şey yapmazdı. Ben sana inanmıyorum. Git çocuğunu babasıyla büyüt! Başkasının çocuğunu bana yamama!

Esra Ozan'a tokat atar.

Esra: HADSİZ! Sen ne diyorsun ya? Beni Çağla'yla karıştırdın herhalde. Daha işim gücüm kalmadı sana yalan mı söyleyeceğim?
Ozan: Ben senden her şeyi beklerim Esra. Şaşırmam yani. Çekil önümden.

Ozan gidiyordu ki Esra tek seferde konuştu.

Esra: Atlas Çınar'ın onun babası olmadığını biliyor.
Herkes: NE?
Esra: Babasını astronot zannediyor. Geleceği günü iple çekiyor.

Ozan hızlı adımlarla yürümeye devam eder. Serkan hemen kalkar, koşar peşinden. Esra da ağlayarak yerine oturur. Eda hemen koşar başına.

Eda: Ah Esra'm ya...
Esra: Gitti Eda. Kabul etmeyecek Atlas'ı. Gitti...
Eda: Yani şimdi öğrenir öğrenmez senin boynuna atlayacak ya da Atlas'ı kabullenecek değildi ya. Biraz zaman ver ona. Hem bak Serkan da konuşacaktır onunla.
Zümrüt: Yazıklar olsun sana! Yazıklar olsun! Senelerce sakladın torunumu bizden.
Eda: Zümrüt hanım hiç sırası değil.
Zümrüt: Hayır efendim tam da sırası! Beş seni oğluşumdan oğluşunu saklamış. Beş sene ya beş sene! Nasıl yapabilir böyle bir şeyi?
Eda: Olan olmuş bir kere. Şimdi geleceğe bakmamız lazım.
Zümrüt: Gelecek belli. Oğluşum oğlunu alacak sizden. Göstermeyecek size. Hasret kalacaksınız ona.
Menekşe: Zümrüt bak zaten sinirlerim tepemde! Çık git dükkanımdan!
Zümrüt: İntikam vakti artık.
Yalçın: Çık be kadın! Çık artık!
Zümrüt: Kalk kızım yürü.
Esra: Eda çocuklar... Neredeler?
Eda: Merak etme, güvendeler.

Zümrüt arkasını döner.

Zümrüt: Nerede çocuklar?
Eda: Güvende ve mutlular.
Zümrüt: Bana bak git bana torunumu getir. Size yedirmem onu.
Eda: Zümrüt hanım teyzecim çocuklar güvende ve gayet mutlular şu anda. Kusura bakmayın ama oğlunuz Atlas'ı kabul etmezse siz Atlas'ı göremezsiniz.
Zümrüt: O ne demek ya? O ne demek!
Elif: Anne hadi biz çıkalım. Hadi anne!

Zümrüt ve Elif çıkar. Eda Esra'yı teselli ediyordu. Diğerleri ise ne diyeceklerini şaşırmıştı. O sırada Ozan ve Serkan arabadaydı.

Serkan: Biraz yavaşla Ozan. Biraz yavaşla.

Ozan göl kenarında arabayı durdurur ve aşağı inip bağırmaya başlar.

Serkan: OZAN!

Serkan Ozan'ın yanına koşar.

Ozan: İçim yanıyor Serkan. İçim yanıyor.
Serkan: Tamam Ozan. Çok haklısın da ama böyle ağlayarak olmaz bu iş.
Ozan: Benden nasıl saklar ya? Beş sene çocuğumu benden nasıl saklar?
Serkan: Abicim gel sen şöyle bir otur.

İkisi de otururlar yan yana. Biraz izlerler gölü... (Ankara'da Deniz yok 😉) Sonra Serkan söze girer.

Serkan: Tamam çok acı, çok saçma ve normalde olma olasılığı çok az olan bir olay ama... Olmuş be kardeşim! Ortada yok saymayacağımız kadar büyük bir gerçek var. Atlas var. O senin oğlun. Esra ve senin...
Şimdi diyeceksin ki ben onun her şeyini kaçırdım. Evet kaçırdın, bunu demek senin hakkın da zaten ama sende çok yanlış yapmışsın be abi. Çok üzmüşsün Esra'yı.
Ama hiçbir şey için geç değil. Oğluna sarılmak, Esra'yı yeniden sevmek, gerçekten sevgi dolu bir yuva kurmak... Bunlar senin özlemini çektiğin şeyler.
Ozan: Senin başına böyle bir şey gelse ne yaparsın? İki çocuğunuz var, boşandınız, Eda hamile ve haberin yok.
Serkan: Allah korusun. Şimdi senin ve benim durumum çok farklı. Biz on sekizinden, yirmisinden beri birbirini seven iki insanız.
Ozan: Abi biz birlikte açtık gözlerimizi dünyaya. Yediğimiz, içtiğimiz... Hepsini birlikte yedik.
Serkan: Abi tamam o zaman empati yapıyorum şimdi. Ben tabii ki biraz düşünürdüm ama bizim ilişkimizde ikimiz de birbirimizi çok iyi tanıdığı için fazla üstüne gitmezdim Eda'nın. Hatta hiç gitmezdim. O böyle büyük bir şey yaptıysa mutlaka haklı sebepleri vardır. Dinlerdim onu. Senin şu an yapman gereken şey de tam olarak bu.
Ozan: Çok mu seviyorsun Eda'yı?
Serkan: Sen Esra'yı ne kadar çok seviyorsan bende o kadar çok seviyorum Eda'yı.

YILDIZLARA BAK 💫Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin