7(Gerizekalı!)

1.6K 92 9
                                    

Serkan: Bence okul kampına gönderelim. Ya da yatılı okula.
Eda: YOK ARTIK! AHAHAHAHAHHAHA!
Eda: Neyse uyandı şimdi. Babam ikinci aşkın değil mi diyor bana?
Serkan: Yok benim kesin bakmam lazım bu okullara.
Eda: Görüşürüz kocam. Oğlumla ilgileneceğim.
Serkan: Görüşürüz aşkım.

Serkan eve çok geç gelir. Uyku saatidir artık. Mert pijamalarını giymiş, annesinin yatağına oturmuş, babasını bekliyordu. Babasını görünce konuştu.

Mert: OOO Serkan Bey hoş geldiniz. Gelmeseydiniz. Zahmet oldu size de. (Bak bak)
Serkan: Yavrucum işim uzadı da şimdi onu boş verelim. Sen neden bu yataktasın oğlum? He?
Mert: İnsanlar aşklarıyla birlikte yatarlar. Bende artık başka birine aşık olana kadar buradayım. Alışsan iyi edersin babacık. Hadi üstünü değiş gel.
Serkan: OOOF! OOOF! Sen büyüksün ya Rabbim!
Eda: Serkan hadi birkaç gün böyle yapar adı budu.
Serkan: Ya karıcım...
Eda: Lütfen.
Serkan: Peki. Peki.

Serkan üstünü değiştirir ve yatağa geçer.
Mert ortalarında kollarını bağlar. Çok mutludur.

Serkan: Artık uyumamız gerekmiyor mu?
Eda: Evet Mert. Konuşacaktık, hadi sor bize ne soracaksan.
Mert: Ya bugün geç uyuyalım. Konuşalım bugün. Mesela ben sizin nasıl tanıştığınızı bilmiyorum. Anlatsanıza bana. Nasıl tanıştınız? İlk kim seni seviyorum dedi?
Serkan: O zaman ben anlatayım.

Flashback (Altı Sene Önce)
O zamanlar Eda 18 yaşında. Babası hayatta. Zengin olmasına rağmen yetimhanelere ücretsiz bizzat kendi bahçe yapıyor. Bir gün yine yetimhanede bahçe yapıyordu. Kendini işine çok kaptırmıştı. O sırada Serkan geldi. O da düzenli olarak bağış yapıyordu bu yetimhaneye. Bugün de bağış günüydü. Onu görünce duraksadı. Belli bir müddet onu izledi. İlk görüşte etkilenmişti ondan. Çaktırmadan içeri girdi.

Yetimhane Müdiresi: Hoş geldiniz Serkan Bey. Buyurun geçelim.
Serkan: Hoş bulduk Derya Hanım. Tabi.

İçeri geçerler. Bir müddet konuşurlar. Bağış konuşmaları bitince Serkan sorar.

Serkan: Ben bir şey daha sormak istiyorum. Dışarıda bahçeyi yapan hanımefendi kim?
Derya: O Eda. Eda Yıldız. Gönüllü olarak yapıyor, her yetimhaneyi gezip. Hâlbuki çok zengin ailesi. Alp Yıldız'ın kızı. Siz bilmiyor muydunuz?
Serkan: Alp Bey'i elbette bilmiyorum fakat tanımıyorum. Demek yıllardır yurt dışında olan kızı bu. Peki neden buraya gelmiş?
Derya: Daha konuşmadık. İşi bitince buraya gelir. O zaman konuşuruz. Kendisi benim arkadaşım da.
Serkan: Kaç yaşında peki?
Derya: On sekiz. Fakat Serkan Bey siz bunları neden soruyorsunuz bana?

Kapı çalar.

Derya: Girin.
Eda içeri girer.
Derya: Ah tatlım benim. Gel, gel.

Otururlar. Eda Serkan'ın karşısına oturur.

Eda: Ayh! İyi yoruldum. Fakat güzel bahçe oldu. Çocuklar bayıldılar.
Derya: Ellerine sağlık canım. Sen yaparsın da güzel olmaz mı?
Eda: YAA yerim seni. Sevinsin çocuklar.

Yakın zamanda bir tane park da getirteceğim.

Kızlar konuşurlarken Serkan pencereden Eda'nın yaptığı bahçeyi inceler. Gerçekten çok güzeldir. Serkan bayağı beğenmiştir. Yerine geçer.

Serkan: Ellerinize sağlık. Bahçe gerçekten güzelmiş.
Eda: Teşekkür ederim.

Bir süre bakışırlar. Derya da onları izliyordur.

Derya: Tanışsanız mı artık ya?
Eda: Eda... Eda ben. Memnun oldum.
Serkan: Memnun oldum ben de Serkan.
Derya: Eda, Serkan Bey de her ay gelir ve yetimhanemize düzenli bağış yapar. İşte bugün de kader sizin bir araya gelmenizi istiyormuş.
Eda: Ne güzel. Çok iyi bir şey yapıyor da ben artık gideyim.
Derya: Olmaz. Asla olmaz. Biraz muhabbet edelim. Etmeden bırakmam valla.
Eda: E sizin işiniz var. Beyefendinin yanında mı muhabbet edeceğiz hem de?
Derya: Ya otur, bizim işimiz bitti. Serkan Bey çok cana yakındır. Gelmişken o da bir kahvemizi içsin.
Eda: Deryaaa!
Serkan: Tabi, tabi içerim.

YILDIZLARA BAK 💫Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin