YILDIZLARA BAK 💫

48(Olaylar, Olaylar)

Serkan: Tatile gidemeyiz, başka işimiz var.
Eda: Ne işimiz var?
Serkan: Ankara'ya gitmemiz lazım, bir anlaşma için. Hem orada da ortak olduğumuz bir şirket var biliyorsunuz. Hem de benim arkadaşım var.
Eda: E tamam o zaman. Bizde geliriz. Hem orada Menekşe teyzem var, onu görürüz.
Serkan: Yine mi teyze?
Eda: Havada bulut, bende teyze Serkan Bolat ama merak etme Menekşe teyzem Aylin teyzem gibi değil. Yani Aylin teyzem biraz dobra ve sert. O daha yumuşak.
Serkan: Kaç tane daha teyzen var tam olarak?
Eda: On tane falan.

Serkan çok şaşırır.

Ozan: Kandırma adamı. Bu son teyzemiz eniştecim.
Eda: Evet bu son ve en sıcak kanlı teyzemiz.
Ozan: Tamam o zaman. Siz Ankara'ya gidin. Ben evden çalışayım.
Eda: Tamamdır.

Bir Hafta Sonra

Eda: Serkan! Ne şirketi bu?
Serkan: Teknoloji. Hadi bakalım Bolat ailesi.

Eda'nın elinde Mavi, Serkan'ın elinde Mert içeri geçerler. Kapıda görevli sorar.

Görevli: Kime gelmiştiniz?
Serkan: Biz Ozan Bey'in misafirleriyiz.
Ozan: Geldim, geldim. Açalım kapıyı.

Ozan koşar.

Ozan: Hoş geldin kardeşim benim.
Serkan: Hoş bulduk kardeşim.
Ozan: Hoş geldin değil geldiniz.

Ozan ve Eda tokalaşırlar.

Ozan: Eda değil mi?
Eda: Hı hı evet.
Ozan: Serkan senden bahsede bahsede bitiremedi güzel bayan. Bende Ozan, memnun oldum.

Toplantı odasına geçerler. Serkan ve Ozan iş konuşuyordur. Eda'nın da dinlemesi gerekiyordu ancak onlar dinlediğini sanıyorlardı. Eda ve çocuklar sıkıntıdan patlamışlardır artık.

Serkan: Evet karıcım sen ne diyorsun?
Eda: Neye?
Serkan: Neye olabilir? Tabii ki peyzaja!
Eda: Ama ben parfüm üreticisiyim.
Serkan: Edacım, karıcım aynı zamanda peyzaj mimarısın ya hani.
Eda: A A öyle miydim ben ya? Tüh! Görüyor musun kalmadı o benden! Artık koca parası yeme, yönetimi müdürlere yaptırma vakti.
Serkan: Eda doğru söyle.

Eda gözlerini kaçırır.

Serkan: Sen bizi dinlemiyordun değil mi?
Eda: Çocuklar oyun oynayalım mı hep birlikte? Hadi gidelim.
Serkan: EDAcım! Karıcım, canım, hadi bebeğim otur yerine.
Ozan: Çocuklar sıkıldıysa asistanım onlarla ilgilenir.
Serkan: Mert?
Mert: Çok iyi olur!
Eda: Hiç iyi olmaz! Ne demek çok iyi olur ya? Kardeşin uyuyor, sende benim dizimin dibindesin Mert!
Ozan: PINAR! ESRA!

İlk Pınar koşar. Mavi pusette uyuduğu için onu vermezler.

Eda: Oğlum gitme. Bırakma ananı yalnız.
Serkan: Sen annene bakma evladım.
Eda: Ne münasebet ya? Niye bakmıyor annesine? Bak evladım bak. Analar bakılır analara bakılır oğluşum.
Mert: Baba gitmeyeyim mi?

Serkan kalkar yerinden.

Serkan: Edacım abartmayalım. Geç oğlum.

Mert gider.

Eda: Ama ben burada sadece senin çalışacağını benim Menekşe teyzemin yanında tatil yapacağımı düşünüyordum. Böyle olunca da çalışmak istemiyor insan.
Ozan: Eda bir dakika! Teyzenin soyadı ne?
Eda: Menekşe Yıldırım Erten.
Ozan: Hay Allah'ım ya! Ben anlamalıydım bunu ta en başında.
Serkan: Ne oldu ki?
Ozan: Sen Esra'nın kuzenisin değil mi?
Eda: Evet!
Ozan: Valla alınma da Edacım çeneniz aynı...
Eda: Sen nereden tanıyorsun Esra'yı?
Ozan: Esra, bizim şirkette stajiyer.
Eda: YAA! ESRA BURADA MI YANİ ŞU AN!

Eda hemen kalkar.

Eda: Görüşürüz baylar! Artık şeyi gelse beni burada tutamaz! ESRAAA!

Eda odadan çıkar.