Sonunda İstanbul'a dönüş günü gelmişti artık. Yolculuğa gece çıkmışlardı. Hepsinin çocukları arkada uyuyordu. Eda ve Serkan başlamışlardı muhabbete.
Eda: Aşkım.
Serkan: Söyle Eda'm.Eda gülümser.
Eda: Bana Eda'm demen çok hoşuma gidiyor biliyor musun?
Serkan: Benim de ama bunu öğrendiğim iyi oldu. Artık sürekli böyle derim sana.
Eda: Bencede de, demelisin.Eda'nın elleri karnına gider.
Eda: Karnım çıkmaya başladı. Galiba bebeğimiz erkek.
Serkan: Neden öyle dedin?
Eda: Baksana kilo almaya başladım bile. Mavi de çok az kilo almıştım, Mert de on beş kilo almıştım. E iki hamileliği de bilince anlıyorsun.
Serkan: Öyle düşünme canım. Mavi de hastaydın. Doğru düzgün hiçbir şey yemedin. Hemde Mavi erken doğdu.
Eda: Olsun ben hissediyorum. Artık birkaç aya yuvarlanmaya başlarım.Serkan güler.
Eda: Gülme.
Serkan: Aşkım birkaç ay yuvarlanırsın. Doğumdan sonra zaten hemen zayıflıyorsun.
Eda: Beni, ben şişmanken de seviyorsun değil mi?
Serkan: Aşkım sen istersen yüz kilo ol. Ben seni hep çok seveceğim. Sen benim geçmişim, şimdim, geleceğimsin. Biz daha seninle torun seveceğiz.
Eda: HAHAHAHAHAH Serkan sevebileceğimiz ne malum? Ya biz hayattayken torunumuz olmazsa?
Serkan: Yani Eda sen yirmi yaşında anne oldun. Onlar da otuza kadar evlenirler herhalde.
Eda: AA hemen evlendirdi benim kuzularımı. Bir kere hadi Mert Efe neyse de kızımı kimseye vermiyorum.
Serkan: Senden istemeyecekler ki benden isteyecekler.
Eda: Bak sen şuna ya.
Serkan: Aşkım şaka yapıyorum ya. Kızımız aşık olsun, biz çocukla anlaşalım. Sonra bir sınava sokalım damadımızı.
Eda: HAHAHAHAHAHA! Babamı örnek alacaksın yani.
Serkan: Alp Yıldız bir numaralı idolüm.
Eda: Yalnız Alp Yıldız gibi baba ol da Alp Yıldızın yaptığı herşeyi de yapma.
Serkan: Mesela?
Eda: Mesela kızını sevmediği birinin yanına staja verme.
Serkan: Yok vallahi ilk onu yaparım. Bak fena mı etti? Evlendik ve iki çocuğumuz var.
Eda: Yani hayırlara vesile oldu tabi de.
Serkan: İşte ne güzel de oldu. Neyse biz torun konusuna geri gelelim.
Eda: Vallahi Serkan erken evlenirlerse ve eşleri çocuk severse herhalde her sene bir torunumuz olur.
Serkan: Yok ben Mert'ten o kadar beklemiyorum. O zor...
Eda: Asıl Mert'ten beklemek lazım. Evleneceği kız bile hazır.Serkan güler.
Serkan: Şimdi Anıl olacaktı burada var ya.
Eda: Valla oğlunu takdir ediyorum. Aynı sen aşk meşk işlerinde.
Serkan: Bak sen! Şimdi de benim oğlum oldu öyle mi? Sen sanki hiç sevmiyorsun aşk meşk işlerini.
Eda: Ben ölçülü seviyorum kararında. Yani mesela dört yaşından beri birine aşık değilim.
Serkan: Aşkım günahımı alıyorsun valla ya. Benim tek aşkım sensin.
Eda: İnanayım mı? Selin neci?
Serkan: Eda ya!
Eda: Tamam tamam şaka yaptım. O defteri kapattık.
Serkan: Aynen öyle. Hadi biz çocuklarımızın yapmadığımız gelecek planlarını konuşalım. Hiç düşünmedik, hiçbir şey yapmadık.
Eda: E zaten kendileri mi yapsalar acaba gelecek planlarını aşkım?
Serkan: Yok tabii ki onu kendileri yapacak da gidecekleri okullar, alacakları eğitimler.
Eda: Mert için düşünürüz de Mavi için çok erken daha. Tabi Standford Üniversitesine gitmelerini çok isterim.
Serkan: Bencede annesinin, babasının mezun oldukları üniversiteden mezun olsunlar.
Eda: Ay çok güzel olmaz mı ya? Bizim orada mezun fotoğraflarımız var, onları da çekeriz. Bu küçük de bizle kalır. Onlar yokken de sıkılmayız.
Serkan: Aynen aşkım.Biraz susarlar. Sonra Eda hafif bir gülümser.
Serkan: Ne oldu? Ne güzel güldün öyle.
Eda: Aklıma komik bir şey geldi.
Serkan: Ne geldi?
Eda: Kına gecem geldi.
Serkan: YAA Eda!
Eda: HAHAHAHAHAHA! İyi gülmüşlerdi sana bizim tayfa.
Serkan: Ama ne yapayım? Daha önce kına gecesi mi gördüm?
Eda: Sana o kadar göstermiştim ben. Prova bile yaptık o kadar. Sana da dedim. Bizim tayfa oynar, oynamayı biliyor. Benim çocukluğum kına gecelerinde geçti.
Serkan: Benim ilk gittiğim kına gecesi bizim kına gecemizdi.
Eda: Aşkım ama bak senden sonra öyle şeyler oldu ki kına gecesinde. Seninkiler hafif kalıyor. Unutuldu gitti bile yani.
Serkan: Yok Eda. Hiç merak etmiyorum biliyor musun?
Eda: Aşk olsun.
Serkan: İyi peki o zaman, anlat dinleyeyim. Hem muhabbet olsun.
Eda: İşte bizim meşur üçlü, tabi Pelin yok o zaman, bir de bütün eğitim öğretim dönemlerindeki arkadaşlarımdan çağırmıştım. Böyle biz beş yüz, altı yüz kişiye yakındık. Neyse çıktık, oynadık falan Melo'nu ayağı başka bir arkadaşımın elbisesinden bir kaydı.
Serkan: OOO.
Eda: Sadece Melo düşse yine iyi. Zincirleme olarak altı nedimemi de düşürdü. Altı arkadaşımı yani. Düşünebiliyor musun yani bütün akrabalar orada ve senin bütün nedimelerin yere düşüyor kına dansında.
Serkan: Allah'tan sen düşmedin.
Eda: Tek tesellim o zaten. Neyse dur daha bununla bitmedi. Bununla bitse yine iyi. Kına yakılacaktı, biz yine tüm arkadaşlarla kına tepsisini kimin tutacağını düşünüyoruz. E Melo'ya verdik en oynak diye ama çocuk Melo'nun önüne atla, Melo sen bütün kınayı Açelya halamın üzerine devir. UUUU!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZLARA BAK 💫
RomanceHeyyo! Bu benim ilk hikayem ve çok heyecanlıyım. Tabii ki Sen Çal Kapımı dizisinden esinlenerek yazdım. Fakat orada senarist EdSer'i sürekli ayırıyor. Ben de buna çok sinir oluyorum. Hikayemize EdSer evli ve çocuklu olarak başlayacağız. İleri de ne...