57(Korkunç Hastalık)

450 39 11
                                    

İki Ay Sonra

Serkan: Aşkım ne yapıyorsunuz? Annecim?
Eda: Çocuklara gelen proje tekliflerini inceliyoruz aşkım. Reklam filmleri, sinema filimleri, romantik komedi dizileri... O kadar çok teklif var ki! Hele ki Mavi'ye. Aman Allah'ım yani. Tamam abisiyle birlikte oynayabileceği hatta Alin ve Lina ile birlikte oynayabileceği şeyler de var ama sadece ona gelen projeler o kadar çok ki...
Serkan: E çok normal. Kızımız bir dünya güzeli.
Eda: Herkesin çocuğu kendine güzeldir hayatım.
Aydan: A A o nasıl laf kızım? Tamam öyledir de bizim kızımız gerçekten standartların üzerinde bir güzelliğe sahip.
Serkan: E tabi! Ayriyetten sarışın ve mavi gözlü. Yani benim kızımdan iyisini mi bulacaklar?

Eda hışımla Serkan'a döner.

Eda: Ne yani kahverengi saçlı, kahverengi gözlü çocuklar güzel değil mi Serkan? Ya da kadınlar olarak da yorumlayabilirim ben bu cümleyi.
Serkan: Yok yorumlayamazsın, ne münasebet! Ben onu kastetmedim. Sende dünyalar güzeli bir kadınsın orası ayrı ama bizim kız ve oğlan bizim tarafa çekmiş.
Aydan: Evet o konuda haklı. Serkan'ın dördüz halaları vardı. Hepsi sarışın, mavi gözlü ve muhteşem güzel bayanlardı.
Eda: Düğünden sanki az buçuk hatırlıyorum o halaları. Gelseler ya buraya.
Aydan: Gelirler kızım gelirler. Bir ara çağırırız ama asıl en güzelleri en büyük halasıydı. O kadar güzel bir kadındı ki anlatamam. Zaten Türkiye güzeli de seçilmişti. Mavi de aynı ona benziyor.
Eda: Hım anladım. Hayatta mı peki bu hala?
Serkan: Değil. Biz evlenmeden birkaç sene önce öldü.
Eda: Ya Allah rahmet eylesin.
Serkan/ Aydan: Amin.
Eda: Neyse şimdi ben diyorum ki bu proje olsun. Çekimleri iki hafta sürecek bir sinema filmi. Bir de abisiyle bu mağazanın mankenliğini yapmaya başlasınlar.
Serkan: Tamam hayatım, sen nasıl istersen.
Eda: Anne?
Aydan: Bence çok iyi düşündün bu ikisini seçmeyi.
Eda: O zaman ben markayla ve film ajansıyla iletişime geçiyorum.
Serkan: Tamam. Bende şimdi şirkete geçiyorum.

Bir Saat Sonra

Mavi: OYUNCU OLACAĞIM BEN! OYUNCU OLACAĞIM! YAŞASIN!
Eda: Kızım dur! Allah'ım dünden hevesliymiş ya bu kız!
Mavi: Anne çok mutluyum ben!

Mavi Eda'ya sarılır.

Mavi: Teşekkür ederim.
Eda: Ne demek prensesim ne demek. Hadi hazırlanalım, çıkalım.
Mavi: Tamam. Lacivert elbisemi giyinebilir miyim?
Eda: Neyi istersen onu giyebilirsin tabii ki.

Bir Saat Sonra

Yapımcı: Hayırlı olsun diyelim o zaman.

Eda ve yapımcı el sıkışırlar.

Eda: Çekimler ne zaman başlayacak?
Yapımcı: Üç gün içinde. Tek eksiğimiz çocuk oyuncuydu. O da hallolduğu için bir an önce çekelim artık.
Eda: Tamam o zaman, haberleşiriz. Biz çıkalım artık. Hadi kızım.

Eda ve Mavi arabaya geçerler.

Mavi: Beni şimdi herkes tanıyacak mı anne?
Eda: Seni tanımayan yok ki zaten Mavi.
Mavi: Öyle mi?

~

Anıl: Hadi beyler çıkalım artık.

Anıl, Serkan, Engin, Ferit toplantıya gidecektiler. Hepsi kapıya yöneldiler. Serkan bir anda tekelledi ve tutunabileceği en yakın yerden tutundu.

Engin: SERKAN!
Anıl: Hop!

Üçü de tutarlar Serkan'ı.

Ferit: Serkan iyi misin?
Serkan: Başım döndü sadece. Önemli bir şey değil.
Anıl: Bak emin misin? Hastaneye falan gitmeyelim mi?
Serkan: Yok gerek yok.
Engin: E iyi hadi o zaman. Sen araba kullanma şimdi. Hepimiz bir arabada gidelim.
Serkan: Olur.

YILDIZLARA BAK 💫Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin