Eda Serkan'ı öperek uyandırdı.
Eda: Günaydın sevgilim.
Serkan gülümsedi.
Serkan: Günaydın.
Eda: Kahvaltımız hazır canım.
Serkan: Sen giyindin mi?
Eda: Giyindim.
Serkan: Neden? Sabah da yapardık bir şeyler.
Eda: Aşkım ben yoruldum ama bu ufak da beni yoruyor. Hadi sende duşunu al, giyin. Ozan'lar, Pelin'ler kahvaltıya gelecek.
Serkan: Ama aşkım...
Eda: Ne ama aşkım? Arkadaşlarımızla vedalaşarak gidelim.
Serkan: Peki peki madem.Serkan yatakta doğruldu.
Eda: Ben seni bekliyor olacağım aşağıda.
Serkan: Peki.
Eda odadan çıkar, Serkan duşa girer. Aradan yarım saat geçer. Serkan duşunu yapmış aşağı iniyordur. Yukarı çıkan Ozan'la merdivende karşılaşırlar.
Ozan: OOO eniştecim! Misler gibi kokmuşsun.
Serkan: Ben hep misler gibi korkarım küçük adam.
Ozan: İyi peki madem. Hadi gel benle.
Serkan: Sen nereye gidiyorsun ki?
Ozan: Ablam şal istedi.
Serkan: Üşümüş mü?
Ozan: Evet.
Serkan: Hay Allah'ım ya! Neyse sen in, ben alıp geleyim.
Ozan: Kralsın kral!
Serkan: Biliyorum.Ozan geri aşağı iner, Serkan da şal alıp aşağıya iner. Hemen Eda'ya örter şalı.
Eda: Teşekkür ederim kocacım.
Serkan: Rica ederim karıcım.
Anıl: Günaydın abicim.
Serkan: Günaydın Anıl, Pelin, Alya, Ozan ve ufaklıklar hoşgeldiniz.
Alya: Hoşbulduk Serkan abi, sende hoşgeldin.
Eda: Otursana.Serkan Eda'nın yanına oturur.
Pelin: Mert'in doğum günü işini ne yapacaksın Edacım?
Eda: Burada yaparım diye düşünüyorum. Annemin tanıdıkları vardır bize yardımcı olacak.
Ozan: Ne zaman döneceksiniz Bursa'ya?
Eda: Kahvaltıdan sonra çıkarız. Ben bebelerimi çok özledim.
Ozan: Bebelerimi derken? Kimi diyor? Mavi ve Mert'i mi?Pelin başını alt üst sallayarak onaylar.
Ozan: Viyyy! Ablacım küçülsünler de cebime girsinler. Benim kızlarım şu anlık bebe.
Eda: Hala kuzuları başka. Onlar sizin bebeniz. Alin, Lina! Bu fındıklar da teyze kuşları. Nasılsınız ballarım?
Lina: İyiyiz Eda teyze, sen nasılsın?
Eda: Bende iyiyim. Alincim sen nasılsın aşkım?
Alin: Ben Mert'i özledim. Siz neden gelirken onu getirmediniz?
Pelin: UU...
Anıl: Yok artık.
Serkan: Şöyle ki amcacım bizim burada bir gecelik bir işimiz vardı. Çocukları getirirdik ama hani Elif halaları vardı ya onun bir bebeği oldu. Onu bırakmak istemediler.
Eda: Hem üç gün sonra geleceğiz biz yine.
Serkan: Heh evet! Bak Eda teyzen doğru söylüyor.
Alin: Peki madem öyle olsun.
Eda: Siz tatil planı yaptınız mı?
Pelin: Biz yedi haftadır tatildeydik. Bence biraz ara verelim. Çalışalım çalışamaktan sıkılınca sizin yanınıza geliriz. Siz ne zaman geçeceksiniz İtalya'ya?
Serkan: İki haftayı bulur.
Eda: Evet.
Anıl: Tamam işte o sularda gideriz bizde bir yerlere.
Ozan: Aynen mesela kesin ilk sizin yanınıza geliriz.
Eda: Gelin gelin, bekleriz.
Alya: Siz İtalya'nın neresinde oturacaksınız abla?
Eda: Milano'da.
Alya: Milano... Çok harika bir şehir.
Eda: Aynen öyle. Valla çıkın çıkın gelin hepiniz. Hepimizi alır oradaki ev. Benim babam neden öyle bir ev almış hiçbir fikrim yok ama bizim işimize gelir.
Anıl: Merak etme yengecim. Biz orayı boş bırakmayız.
Eda: İnşallah.
Serkan: Konuşmaktan yemek yiyen ediniz. Karıcım hadi biraz ye de yemekten sonra çıkabilelim.
Eda: Tamam hadi herkese afiyet olsun.Hepsi güzelce kahvaltılarını yaparlar. Kahvaltıdan sonra yine herkesle vedalaşıp yola çıkar Eda ve Serkan. Saatler sonra varırlar Bursa'ya. Daha eve varmamışken Eda aniden konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZLARA BAK 💫
RomanceHeyyo! Bu benim ilk hikayem ve çok heyecanlıyım. Tabii ki Sen Çal Kapımı dizisinden esinlenerek yazdım. Fakat orada senarist EdSer'i sürekli ayırıyor. Ben de buna çok sinir oluyorum. Hikayemize EdSer evli ve çocuklu olarak başlayacağız. İleri de ne...