Alya: Hayır yapamazsın.
Muzaffer: Yaparım biliyorsun. En iyi sen bilirsin.
Alya: Bu kadar zalim olma baba. Ben Ozan'ı çok seviyorum. Ne olur bırak bizi, mutlu olalım.
Muzaffer: Bana haber vermeden evlenmenin cezası bu Alya Hanım. Boşanmazsan kocanı öldürürüm. Gayet açık ve net. Şimdi sen söyle. Boşanacak mısın?
Alya: İki ay mühlet ver bana.
Muzaffer: İki ay... Çok değil mi iki ay?
Alya: Mutlu evlilikler öyle kolay kolay bitirilmiyor Muzaffer Bey.
Muzaffer: Peki. Bugünden sonra tam iki ayın var. Ne yap ne et bitir bu işi. Unutma ben buradayım. Her şeyini biliyorum senin. Eğer bir hata yaparsan... Anladın sen onu. Anlarsın sen, akıllı kızsın. Okudun doktor oldun o kadar. E bir zahmet anla. Şimdi dışarı çık. Adamlarım bırakacak seni evine.
Alya: Ben kendim giderim, gerek yok.
Muzaffer: Uzatma Alya! İkiletme bana lafımı.Alya yerinden kalkar.
Alya: Senden iğreniyorum.
Muzaffer: Yürü kız!Alya çıkar. Adamlar onu eve bırakır. Çaresiz düşünmeye başlar. Ne yapacaktı şimdi? Ne yapmalıydı? Düşüncelere dalmışken zil sesiyle kendine gelir. Gelen Pelin'dir.
Pelin: Alya, kuzum ne oldu sana?
Alya: Bir şey yok, iyiyim ben.
Pelin: Kız yüzün sapsarı.
Alya: İyiyim ablacım iyiyim. Sadece biraz yoruldum bugün, belki ondandır. Asıl Serkan abi ve Eda abla nasıl? Bir de siz geldiniz, Ozan neden gelmedi?
Pelin: Eda ve Serkan iyi. Ayfer abla Ozan'ı başlarına gardiyan dikti, yarın sabah dönecekler.
Alya: İyi, tamam. Gel içeri oturalım.
Pelin: Yok kuzum. Çocuklar beni bekliyor. Sana Ozan'ın gelemeyeceğini söylemek için geldim.
Alya: Tamam o zaman sağol. Teşekkür ederim. Görüşürüz.
Pelin: Rica ederim, ne demek. Hoşça kal.
Alya: Sende.Alya kapıyı kapatır. Pelin gider. Alya çaresiz düşünmeye başlar. Ancak düşünmesi çok anlamsızdı. Babası daha önce adam öldürmüştü. Bir katil için adam öldürmek çok da zor olmasa gerekti. Kocası da olsa onun için ölmesine asla izin vermezdi. Boşanacaktı ama nasıl? (Asıl soru olaysız boşanabilecek miydi?)
Bir Hafta Sonra
Bugün Koray'ın geliş günüydü. Eda ve Serkan çoktan iyileşmiş havaalanında onu bekliyordu. Koray birazdan penguenli valiziyle görüldü. Koray hemen koştu Serkan ve Eda'nın yanına.
Eda: Hoş geldin.
Koray: Ayol hiç hoş gelmedim. Serky beni neden özel uçakla aldırmadın bakayım sen?
Serkan: Koraycım özel uçak yollamadım belki ama sana şirkette çok güzel bir oda ayarladım.
Eda: Koray incilerin dökülmedi ya. Bak hâlâ tek parçasın. Hâlâ çenen bık bık bık bık.
Koray: IIIH! Serky bu karınla hem hiç anlaşamıyorum hem çok iyi anlaşıyorum nasıl oluyor bu iş?
Eda: HAHAHHAHAHA! Hadi arabaya küçük bey!Koray Eda'nın yanından geçerken ona dik dik bakar. Eda da ona bakar.
Eda: Gerçi senin neren küçükse? Küçük bey dedim ama yani.
Serkan: EDA!
Koray: Ay ağlayacağım şimdi. SERKYYY SERKYYY!
Eda: Tamam, tamam sustum.Eda da arabaya biner.
Koray: EEE nerede olacak bu çekim işi?
Serkan: Bozburun'da olacak. Bir günlüğüne gelip gideceğiz.
Eda: Yok Serkan ben vazgeçtim Bozburun'dan. Çatalca Çilingoz da yapacağız.
Koray: Neden?
Eda: Orası çok hoşuma gitti. Saklı bir cennet gibi.
Serkan: Peki karıcım. Patron sensin. Sen ne dersen o olsun.Bir saate eve varırlar. Herkes Koray'ı kapıda, alkışlarla karşılar. Eda ve Serkan Koray için aldıklarını verirler. Akşam Koray, Eda ve Serkan'ın evine geçmiştir. Eda ve Serkan salonda otururken şarkı söyleye söyleye gelir.
Koray: Ben Kalender meşrebim. Güzel çirkin aramam. Gönlüme bir eğlence isterim olsun. Saçları samur, gözleri mahmur, biraz da şirin olsun. Olsun! Kız alkışlasanıza!
Eda: Bağırma! Çocuklar uyuyor, bağırma!
Serkan: Alkış!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZLARA BAK 💫
RomantizmHeyyo! Bu benim ilk hikayem ve çok heyecanlıyım. Tabii ki Sen Çal Kapımı dizisinden esinlenerek yazdım. Fakat orada senarist EdSer'i sürekli ayırıyor. Ben de buna çok sinir oluyorum. Hikayemize EdSer evli ve çocuklu olarak başlayacağız. İleri de ne...