85(Eskisi Gibi)

220 17 4
                                    

Eda ağlayarak gidecekken Alp onu durdurdu.

Alp: Nereye küçük hanım?
Eda: Terasa.
Alp: Aşağı iniyorsunuz üçünüz de. Çalışma odasında beni bekleyin.
Eda: OF YA OF!

Üçü de çalışma odasına gitti. Beş dakika sonra Alp indi elinde boşanma evraklarıyla.

Alp: Çocuklar boşandıktan sonra babada kalacak.
Eda: Ne?
Alp: Öyle yazıyordu. Senin onlardan yasal olarak hiçbir hak talep etme hakkın yok.
Eda: İyi de neden? Sen bana bunu neden yapıyorsun?
Alp: Yurt dışına çalışmaya gideceksin. Orada kalacaksın artık.
Eda: Ben bence kafama sıkacağım artık. Öyle gözüküyor.
Ayfer: Allah korusun halacım.
Alp: Bolat şirketi batacak. Ona da hiçbir şey yapmayacağım.
Eda/ Serkan: NE?
Eda: Anlaşmamız böyle değildi. Bunu yapamazsın, bu kadar kötü olamazsın.
Alp: Evraklarda yazıyor kızım bu. Siz bunu kabul ettiniz.
Serkan: Evrak da istediği kadar yazsın. Bu dediklerinizin hiçbiri olmayacak.

Alp elindeki boşanma kağıtlarını yırttı.

Alp: Evet olmayacak.

Üçü de şok olmuş bir şekilde Alp'e bakıyordu.

Alp: Boşanmayacaksınız.
Eda: İyi de neden? Madem böyle bir şey yapacaktın baba biz günlerdir neden acı çekiyoruz?
Alp: Birbirinizin kıymetini anlamanız için! Siz ikiniz birini sevmeyi çok kolay sanmışsınız. Ben de size bir ders vermek istedim. Ayrıca ilk gün gerçekten çok sinirlenmiştim. Sonra düşünüp böyle yapmaya karar verdim. Yoksa ben Serkan oğlumu çok severim.
Serkan: Valla Babacım ne desek bilemedim.
Alp: Benim ne zaman bir torunum daha olur? Onu söyleyin.
Eda: Kırmızı kar yağınca. Torun diyor ya Allah'ım. Serkan hadi gidelim.
Serkan: Gidelim karıcım.
Alp: Oğlum gelin bir kahve içelim. Eda bize kahve yap kızım.
Eda: Baba...
Alp: Hadi Eda!
Serkan: E karıcım yap bir kahve de içelim bari.
Eda: Yapayım yapayım.
Alp: Bir zahmet

Serkan şaşkın gözlerle Alp babasına bakar.

Alp: Bakma öyle damat. Babasına ve kocasına bir kahve yapacak adı budu. O sırada biz şirket işlerini konuşalım.
Serkan: Bence de Alp baba, o işi yapalım seninle.
Alp: Kış bahçesinde olacağız.
Eda: Tamamdır.

Serkan ve Alp kış bahçesine giderken Eda mutfağa gidip kahve yaptı. Kahveleri götürdüğünde onlar çok derin konuşmaya dalmıştı.

Eda: Bu kadar şeye gerek var mıydı baba? Sırf saçma sapan bir sebep dolayısıyla.
Alp: Kızım sizin bir derse ihtiyacınız vardı. Bu şirket işi bizim bir hafta sıkı çalışmamıza bakar.
Eda: Çalışırız çalışırız da ben senin yaptığını kafamda oturtamıyorum. Aklım almıyor yani. Bir süre görüşmezsek çok iyi olacak sanırım.

Eda içeri gitti. Serkan kalktı yerinden.

Serkan: Büyük adamsın Alp baba.
Alp: Eyvallah.
Serkan: Ben onunla ilgilenirim sen merak etme.
Alp: Sana emanet.
Serkan: Aklın kalmasın.

Serkan ve Eda arabaya geçerler.

Eda: Ders verecekmiş bize ya! İnanılmaz! Elli beş yaşında adamın uğraştığı şeylere bak.
Serkan: Seni düşünmüş baban.
Eda: Düşünmesin bir daha beni mümkünse.
Serkan: Yapma Eda, deme öyle.
Eda: Dedim bile.
Serkan: Canım lütfen. Bak her şey düzeldi sen öyle düşün.
Eda: Orası öyle. Bizim dondurmacıya götürsene bizi Serkan.
Serkan: Tamam güzelim.
Eda: Saat kaç bu arada?
Serkan: Üç buçuk.
Eda: Aydan anneyi arayayım da bir çocukları sorayım. Saat bayağı geç olmuş.

YILDIZLARA BAK 💫Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin