Saat on ikide olan toplantıdalardır hepsi. Selin de toplantıdadır.
Eda: Tamam arkadaşlar, çıkabirsiniz. Beşte tekrar görüşeceğiz zaten. Selin sen yine çıkmıyorsun.
Selin içinden fısıldar.
Selin: Dert oldu kaldı boynuma ya. Ona muhtacız bir de.
Pırıl: Edacım Selin kalmasın. Senin onunla ne işin var?
Eda: Önemli bir şey değil. Niye ki?
Pırıl: Ben arkadaşımla bir kahve içeyim diyorum.Eda'nın hemen gözleri açılır.
Diğer kızlar: Ne?
Pırıl: Arkadaşlar Selin benim arkadaşım sonuçta.Pırıl kaş göz hareketleriyle anlatmaya çalışır derdini. Eda anlar.
Eda: İçin tabii ki Pırıl. Afiyet olsun.
Pırıl: Sağol canım. Hadi Selin. Benim odama geçelim biz.Herkes çıkar. Pırıl ve Selin, Pırıl'ın odasına giderler. Pırıl Selin’in kahvesini Selin’e verir ve karşısına oturur.
Selin: Bakıyorum Eda’yla baya iyi arkadaş olmuşsunuz. Ne güzel.
Pırıl: Eda ile biz ilk günden beri arkadaşız. Bunu en iyi sen biliyorsun.
Selin: Doğru, biliyorum.
Pırıl: Ve şimdi ben iki arkadaşımın arasında kaldım. Neden böyle yapıyorsun Selin? Neden inatla Serkan’a yapışıyorsun? O evli bir adam. İki çocuğu var üstelik.
Selin: Serkan’ın da dediği gibi her şey bitebilir. O evlilikte öyle.
Pırıl: Peki Eda ne dedi sana hatırlıyor musun? Bu evlilik o istemediği sürece bitemez. Anlaşmalı boşanma olmazsa dava senelerce sürebilir.
Selin: Serkan onun yatağına girmeyecek bir daha Pırıl. (Hey yavrum hey)
Pırıl: Serkan Eda’nın yatağına gireceği kadar girmiş zaten. İki çocukları var onların.
Selin: Çocukları da Eda da bugün olup yarın olmayabilir.
Pırıl: O ne demek?
Selin: Çocukları ve Eda ölebilir mesela.
Pırıl: Selin sen ne diyorsun? Senin aklın başında değil.
Selin: Öldürürüm diyorum. Gerekirse üçünü de öldürürüm.
Pırıl: Sen kafayı yemişsin. Sen gerçekten kafayı yemişsin. Ruh hastasısın sen.
Selin: Üçünden de nefret ediyorum. Serkan için üçünü de öldürebilirim.Pırıl daha fazla dayanamaz. Kalkar ve Selin’in üzerine yürür. Saçlarını yakalar ve çekmeye başlar.
Pırıl: Hadi Eda’yı geçtim. Çocuklarından ne istiyorsun sen? Mavi daha emzikli bebek, Mert daha okula bile gitmiyor.
Selin: Ahh... Pırıl canım acıyor! Bırak! Bırak, canım acıyor!
Pırıl: Acısın canın. Sen böyle akıllanacaksın Selin Hanım. Senin anladığın dil bu.
Selin: Ya sen benim arkadaşımsın. Sana ne Eda’dan, çocuklarından!
Pırıl: DOST ACI SÖYLERMİŞ! AYRICA BEN SENİN ARKADAŞIN FALAN DEĞİLİM! OLAMAM! BANA BAK EDA’YA VE ÇOCUKLARINA DOKUNMAYACAKSIN! ANLADIN MI BENİ?
Selin: Öldüreceğim onları. Görürsün sen!
Pırıl: Selin onları öldürürsen ne olacak? Serkan sana mı dönecek?
Selin: Serkan onları öldürüldüğümü bilmeyecek ki.
Pırıl: SELİN BENİ DELİ ETME! AKLINI BAŞINA TOPLA!Pırıl Selin'i bildiğin dövmeye başlar. Engin yetişir.
Engin: Aşkım bırak. Bırak kızı! Dur.
Engin hiçbir şey yapamaz.
Melo: Pırıl bu... Ne oluyor burada?
Engin: Yardım et Melo. Delirmiş bu Pırıl.
Melo: Pırıl dur Pırıl.
Engin: Yardım et.Melo yaklaşır.
Melo: Bensiz hiç olur mu bu işler?
Melo da bir tokat çakar. En son Anıl yetişir. Ayırır onları. Selin hemen odadan çıkar.
Anıl: Siz ne yapıyorsunuz? Delirdiniz mi? Kafayı mı yediniz?
Pırıl: Anıl hesap sorulacak durumda değilim. Beni yalnız bırakır mısınız?
Melo: Peki. Hadi baylar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZLARA BAK 💫
RomansaHeyyo! Bu benim ilk hikayem ve çok heyecanlıyım. Tabii ki Sen Çal Kapımı dizisinden esinlenerek yazdım. Fakat orada senarist EdSer'i sürekli ayırıyor. Ben de buna çok sinir oluyorum. Hikayemize EdSer evli ve çocuklu olarak başlayacağız. İleri de ne...