43(Büyük Açılış)

646 43 27
                                    

Yeni gün, yeni hayaller, yeni umutlar...

Eda: UYANIN BAKALIM UYKUCULAR!
Mavi: Anne uyuyacağım ben.

Mert hemen kalkar.

Mert: Günaydın anne.
Eda: Günaydın kuzum. Mavi tamam annecim, sen uyuyabilirsin biraz daha. Serkan hadi kalk sende aşkım.
Serkan: Kalktım bir tanem.
Mert: Ne yapacağız bu güzel günde?
Eda: Bugün hep birlikte bütün gün gezeceğiz ve ilk planımız sizi lunaparkla tanıştırmak. Artık tanışabilirsiniz.
Serkan: Eda hayır. Daha erken çocuklar için.
Eda: Serkan atlı karıncaya binerler. Dönme dolaba da hep birlikte bineriz.
Serkan: Dönme dolap mı?
Eda: Evet.

Serkan gözlerini kaçırır.

Eda: Ne oldu ki? AAA bir dakika! Sen... Sen yoksa korkuyor musun dönme dolaba binmekten?
Serkan: Yok yani tam öyle demeyelim de...
Eda: HAHAHAHAHAHHAHA! Ne diyelim Serkan? Sen basbayağı korkuyorsun.

Eda kahkahalarla güler. Mert dönme dolabın ne olduğunu bilmediği için saf saf bakıyordur. Mavi ise uyuyor.

Eda: Aşkım sen yirmi otuz katlı gökdelenler dikiyorsun. Dönme dolaptan nasıl korkarsın?
Serkan: Sadece dönme dolaptan değil, biliyorsun yükseklik korkum var.

Eda kalkar ve Serkan'ın yanına gider.

Eda: O zaman ilk olarak dönme dolaptan başlayacağız ve yeneceğiz bu korkumuzu. Tamam mı?
Serkan: İyi, peki madem.
Eda: Hadi bu yaramaz biraz daha uyusun. Biz de kahvaltıyı hazırlayalım sonra uyandıralım onu.

Bir Saat Sonra, Lunaparkta

Eda: Hadi bakalım çocuklar. İlk atlı karıncaya bindirelim sizi.

Eda Mavi'yi, Serkan Mert'i yan yana bindirirler. Çocuklar çok eğlenmiştir. Atlı karıncadan sonra sıra artık dönme dolaptadır. Dönme dolap diyip de geçmeyin ülkenin en yüksek dönme dolabıdır o. Serkan'ın evde kabul etmesi ama burda kabul etmemesi üzerine Eda binbir türlü ısrarla kabul ettirir ama çocuklara uygun olmadığına da karar verir. Bu yüzden çocuklar onları izleyecektir. Serkan ve Eda bindilir ve dönme dolap yavaş yavaş hareket etmeye başladı.

Serkan: Eda, yanına gel aşkım. Karşıda oturma.
Eda: Ağırlıklarımızın dengelenmesi lazım Serkan.

Eda elini uzatır.

Eda: Tut elimi.

Serkan korkarak tutar. Dönme dolabın durması üzerine çığlık atar.

Serkan: EDA NİYE DURDU BU! NİYE HAREKET ETMİYOR! EDA BİR ŞEY SÖYLE!
Eda: Aşkım yolcu alıyor. Sakin ol, lütfen ama.

Serkan nefes alıp vermeye başlar.

Eda: Bak hareket ettik işte. Daha iyi misin?
Serkan: Değilim.
Eda: Bari manzaraya bak ya gözlerini açıp. Gerçekten korkulacak hiçbir şey yok. Bak el sallıyorlar bize çocuklar.

Serkan gözünü hafif açar.

Eda: Ay Serkan, of Serkan!
Serkan: EDA BU YİNE DURDU!
Eda: Serkan bu yine yolcu alıyor. Hayır yani gondola biniyorsun, üç yüz altmışa biniyorsun da dönme dolaptan nasıl korkabiliyorsun ki?

On dakika sonra nihayet Eda ve Serkan dönme dolaptan inmiştir. Çocuklar onlara doğru koşarlar.

Mert: ANNEEE! Çok güzel. Bizde binelim.
Eda: Olmaz Mert. Siz daha küçüksünüz.

Mavi babasına bakıyordu Mert annesini ikna etmeye çalışırken. Bir gariplik olduğunu anladı ve annesini dürttü.

Mavi: ANNEEEEEEEEE!
Eda: Efendim kızım söyle.
Mavi: Anne babam düşüyor.

YILDIZLARA BAK 💫Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin