Eda: MERT! MERT! OĞLUM!
Mert kasılıyordu. Eda oğluna ne olduğunun farkında bile değildi.
Eda: MEEERT!
Eda: SERKAAAN! SERKAAAN KOŞ! SERKAAAN!Eda öyle bir bağırıyordu ki bütün ofis inlemişti onun sesiyle. Eda hemen koştu Serkan’ın yanına. Serkan da tam onun yanına geliyordu.
Eda: SERKAN! SERKAN! OĞLUM!
Serkan: NE OLDU MERT’E?
Eda: Serkan hareket etmiyor, kıpırdamıyor çocuk. Uyanık ama kaldı öyle. Hastaneye götürelim, koş. Korkuyorum.
Serkan: NE! Çabuk!Hemen toplantıdaki herkes odaya koşar.
Anıl: DURUN! SAKİN OLUN! Bana ateş ölçer getirin çabuk!
Eda: Al.
Anıl Mert’in ateşini ölçer.
Anıl: Yanıyor bu çocuk.
Anıl hemen Mert’in üstünü çıkarır. Sadece atleti kalır. Onunla konuşmaya başlar.
Anıl: Mert amcacım. Uyan bak ne var burada? Annesi oyuncak ver Mert’e. Mert bak Alin geldi, Lina geldi. Çok özlemiş onlar seni.
Eda: Anıl ne oluyor?
Anıl: Ilık su getirin. Anlatacağım ama uyandıralım bir çocuğu. Anne baba siz gelin konuşun. Ben de vücudunu kendine getirmeye çalışacağım. (Anıl doktor!!!)
Pırıl: Anıl getirdim, al.
Anıl: Sağ ol Pırıl. Eda sen de Mert’in mendillerinden ver ve konuşun artık.
Eda: Al Anıl.Anıl Mert’in vücudunda ılık suyu gezdirir mendil yardımıyla. Eda ve Serkan da konuşuyorlardır.
Mert ayılır.Mert: Anne.
Eda: ANNEMMM!Eda hemen kucağına alır ve sarılır.
Eda: ÇOK KORKTUM ANNEM!
Eda ağlıyordur. Bir yandan da oğluna sarılıyordur. Mert babasına “gel” işareti yapar. Üçü birlikte sarılırlar.
Serkan: OĞLUM! Çok korkuttun bizi.
Eda, Mert’i pış pışlar. Mert uyur Eda’nın kucağında.
Eda: Uyudu. EEE Anıl ne oldu Mert’e?
Anıl: Ateşli havale geçirdi. Bu bir beş yaş arası çocuklarda olabilecek şeyler. Mert’in başına böyle bir şey gelseydi bilirdiniz siz. Yapardı doktor bilgilendirme. Ben en uygun tedavi yöntemini uyguladım. Bu zaten gördüğünüz gibi on, on beş dakikalık bir şey. Gün içinde tekrar tekrar geçirmesi normal bir şeydir. Aynı tedavi yöntemi uygulanır. Ama bu havaleler tekrarlarsa…
Eda: Ne olur tekrarlarsa?
Anıl: Eğer tekrarlarsa çocuğun bir hastalığı olabilir. Tekrarladı mı hiç? Dün falan ateşlendi mi?
Eda: Sabah altı gibi falan baya bir ağladı susturdum, uyuttum. Ateşi yoktu ama o zaman.
Anıl: O zaman işler değişir. Peki, nasıl ağlıyordu?
Eda: Kulağı acıyor gibiydi.
Anıl: Anladım.
Serkan: Ne olmuş yani Anıl?
Anıl: Şimdi alet edevat ile tedavi edemediğim için tam teşhis koyamıyorum ama çok yüksek bir ihtimalle orta kulak iltihabı geçirdi.
Eda: O da neymiş?
Anıl: Korkmayın bir şey olmaz. Sadece kulak ağrıtır. Sürekli orta kulak iltihabı geçirmesi kulaktaki duyma yetisinin kaybına yol açabilir ama şimdilik risk yok. Şimdi siz geçin eve bende eczaneden ilaç alıp yollayayım şoförle.
Serkan: OH şükür sağ ol Anıl.
Eda: İyi ki varsın Anıl ya.
Engin/ Pırıl: Geçmiş olsun Eda, Serkan.
Serkan: Sağ olun.
Fikret: Serkan Bey, Eda Hanım çok geçmiş olsun. Umarım tekrarlanmaz.
Serkan: Çok ayıp oldu size de. Çok sağ olun Fikret Bey.
Fikret: Duymamış olayım Serkan Bey. Evladınızın sağlığı her şeyden önemlidir. Bir baba olarak sizi çok iyi anlıyorum. Tekrardan geçmiş olsun. Ben gideyim artık.
Serkan: Çok sağ olun. Ben geçireyim sizi.
Eda: Pırıl, Melo yardım edin bana biraz.
Pırıl: Tabi.
Melo: Ne yapalım Dadam?
Eda: Melo sen aşağıdan montunu getir Mert'in. Pırıl sen de Mert’i giyindirmeme yardım eder misin, çok üşümüştür.
Pırıl: Tabi canım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZLARA BAK 💫
RomanceHeyyo! Bu benim ilk hikayem ve çok heyecanlıyım. Tabii ki Sen Çal Kapımı dizisinden esinlenerek yazdım. Fakat orada senarist EdSer'i sürekli ayırıyor. Ben de buna çok sinir oluyorum. Hikayemize EdSer evli ve çocuklu olarak başlayacağız. İleri de ne...