60(Doğuma Kadar İtalya!)

422 28 7
                                    

Serkan'ı ameliyata almışlardı doktorlar. Tam üç saat geçmişti. Herkes sessizce bekliyor, hiç konuşmuyordu. Eda ise ağlıyordu sadece. Anıl birazdan tepside kahve ve atıştırmalıklar ile geldi. Herkese dağıttı. Sıra Eda'ya gelmişti. Eda başını iki yana salladı.

Anıl: Lütfen...
Eda: İstemiyorum Anıl.
Anıl: Yenge ne olur bak hiçbir şey yemedin sabahtan beri.
Engin: Serkan çıkar da seni böyle görürse var ya bizi keser.
Eda: İstemiyorum.
Ayfer: EDA! Kızım istemiyorum ne demek ya?
Eda: İstemiyorum hala.
Ayfer: Oğlum sen ver onları bana.
Anıl: Buyur Halacım.
Ayfer: Hadi kızım. Ya yersin ya ben zorla yediririm.
Eda: Hala gerçekten istemiyorum.
Aydan: Eda! Yavrucum sen iki canlısın. Hadi ye lütfen.
Eda: Anne çok midem bulanıyor benim. Lütfen zorlamayın, yemek istemiyorum.
Ceren: Ama Eda... Kendini düşünmüyorsan çocuğunu düşün.
Eda: Hayır yemeyeceğim...
Ayfer: Peki Eda, peki öyle olsun.

Eda başını duvara yasladı yorgunlukla. Artık çok yorulmuştu gerçekten. Bu macera onu tüketmişti. Birazdan doktor çıktı. Eda hemen yerinden doğruldu.

Eda: O iyi mi?
Doktor: Eşi misiniz?
Eda: Evet.

Doktor gülümsedi.

Doktor: Tebrik ederim. Kurtuldu Serkan Bey kanserden.
Herkes: NE?
Eda: Gerçekten değil mi? Şaka yapmıyorsunuz?
Doktor: Gerçekten! Ameliyat çok başarılı geçti. Serkan Bey artık sapasağlam.
Eda: AY! ANNE!

Eda ve Aydan sarılırlar.

Eda: Kurtulduk anne. Kurtulduk, bitti.
Aydan: Evet güzel kızım.

Üç Saat Sonra

Anıl: İçine koala mı girdi bu adamın ya? Neden hala uyuyor?
Engin: Harbiden artık biz mi uyandırsak?
Eda: Yav saçmalamayın! Adam hastalık atlattı üstelik ameliyattan çıktı. Bırakın da dinlensin biraz.
Pelin: Eda çok haklı.
Anıl: Ama karıcım uyansın, kanseri atlattığını söyleyelim, mutlu mutlu uyusun.
Ceren: Ayh! Susun be!
Eda: Yav yemin ediyorum bir susmadınız.
Serkan: Eda!

Eda uyanan Serkan'ı farkeder.

Eda: SERKAN! Uyandırdınız kocamı susun be!
Serkan: Eda...

Eda gülümser.

Eda: Kocacım!

Eda yatan Serkan'a sarılır.

Eda: Aşkım bitti her şey. Kurtuldun!
Serkan: Gerçekten mi?
Eda: Gerçekten tabi! Böyle şeyin yalanı olur mu hiç?

Serkan ağlamaya başlar.

Serkan: Çok şükür, çok şükür bitti.
Ozan: Aslan eniştem benim be! Bu savaşı da kazandın!
Aydan: Bitti güzel oğlum bitti.
Anıl: Gözün aydın olsun abi.
Melo: Evet eniştecim artık sağlıklısın.
Engin: Gelmiş, geçmiş olsun Serkan.
Pırıl: Geçmiş olsun Serkancım.

Herkes teker teker geçmiş olsun dileklerini söyler. Serkan da teşekkür eder. Sonra başlarlar hastane odasında muhabbete.

Serkan: Arkadaşlar ben diyorum ki biz Eda doğum yapana kadar İtalya'ya gidelim.
Melo: Çok iyi fikir.
Pelin: E işler?
Serkan: Online hallederim. Hem zaten şunun şurasında altı ay kaldı doğuma. Temmuzun başında doğacak bebek.
Eda: Doğum olunca da siz gelirsiniz.
Aydan: Nerede yaşayacaksınız peki? Hani bunun evi var döşemesi var.
Serkan: Anne biliyorsun İtalya bizim ikinci yaşam alanı. Orada mükemmel bir malikanesi var Eda'nın.
Ayfer: Ay evet abim orada çok güzel bir ev yaptırmıştı.
Eda: Ama biz tek gitmeyelim.
Aydan: Ben gelirim kızım. Tabi Kemal ile beraber.
Ayfer: Seyfi?
Aydan: Kız dünürüm Seyfi olmadan ben hiçbir yere gider miyim? O benim her şeyim.
Eda: Gelin annem. Biz orada sıkılırız.
Serkan: Aslında bizim çok çalışmamız da lazım ama yoğun tempoya girmeyi belli bir müddet erteliyorum. Eylül ayında bence bomba gibi çalışmaya başlayalım. Engin? Pırıl? Pelin? Anıl? Melo? Ceren? Ferit?
Pırıl: Bana uyar.
Pelin: Benim için de hava hoş.
Engin: Bencede plan gayet güzel.
Anıl: Ve bana da uyar.
Ferit: Bencede gayet güzel.
Melo/ Ceren: Bize de uyar.

YILDIZLARA BAK 💫Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin