Eda: Buyurun memur bey?
Arkadan gelen Serkan görünür.
Polis: Serkan Bey, hakkınızda şikayet var. Bizimle karakola gelmeniz gerekiyor.
Serkan şaşırsa da sonra aklına neden olduğu gelir.
Serkan: Peki.
Ellerini memurlara uzatır. Memurlar kelepçeleyecekken Eda durdurur.
Eda: Hayır, olmaz. Kelepçelemeyin, kelepçelemenize izin vermem. Serkan'ın bilekleri acır onunla. Olmaz, takmayın.
Serkan: Eda, Eda tamam bir tanem... Bırak işlerini yapsın memur beyler.
Eda: Bırakmam... Bırakamam ki... Ellerin acır senin onunla. Senin canının acımasına da ben dayanamam. Olmaz. Götüreceklerse de böyle götürsünler.Serkan Eda'ya sarılır. Eda hüngür hüngür ağlıyordur.
Polis: Eda Hanım prosedürümüz bu şekilde. Üzgünüm.
Polis Serkan'ın koluna kelepçeyi takar. Ağlayan Eda'yı Ozan sakinleştirmeye çalışıyordur ama şu an hayatı boyunca görüp görebileceği en kötü manzarayı gören Eda'yı sakinleştirmek hiç kolay değildir.
Eda: Hayır, açın onu, açın. Öyle olmaz! Canı çok yanar!
Serkan: Eda'm... Senin ağlaman kadar hiçbir şey canımı yakamaz. Lütfen ağlama. Lütfen.
Polis: Serkan Bey, hadi artık.
Serkan: Peki memur bey, gidelim.Serkan: Ağlama, buna dayanamam.
Arkasını döner ve memurlar onu götürür. Hepsi de arkalarından geliyordur. Polisler önden yürürken, Eda Ozan'dan kurtulup onlara yetişir. Serkan'ın dudaklarına yapışır.
Eda: Kurtaracağım seni oradan. Geceyi orada geçirmeyeceksin.
Serkan: Dikkat et kendine. Seni seviyorum.
Eda: Ben seni daha çok.Serkan ve polisler ilerlemeye devam ederler. Tam polisler Serkan'ı arabaya bindirecekken Serkan arkasına dönüp Eda'ya bakar. Eda iki kere tekeller. Dengesi bozulur. Bayıldı, bayılacak konumdadır. Ozan da farkeder bunu. O sırada polis Serkan'ın ensesine dokunur. Bu artık içeri girmesi gerektiğinin işaretiydi. Serkan arabaya bindi. Serkan'ın arabaya binmesiyle Eda'nın Ozan'ın kollarına bayılması arasında on saniye bile yoktu. Serkan da Eda'nın onun gitmesiyle bayıldığını arabanın arka camından görür. Serkan gözden kaybolurken diğerleri Eda'yı uyandırmaya çalışıyordu.
Ceren: E ben ne duruyorum? Hadi benle karakola gelecekler gelsin.
Ceren, Pelin, Ferit, Anıl arabaya binerler ve yola çıkarlar. Eda da üç dakika sonra uyanır.
Ozan: Ablam benim...
Ozan hemen ablasına sarılır.
Ozan: Çok üzüntüden hasta olacaksın diye çok korkuyorum abla. Korkma sen. Kurtaracağız eniştemi.
Eda: Nasıl kurtaracağız Ozan ya?
Ozan: Kurtaracağız tabi. Biz "Yıldız" kardeşleriz. Unuttun mu? Gücümüzü annemizden, zekamızı babamızdan aldık, biz. Bizden ne uçan kurtulur ne kaçan? Sil bakayım, o gözyaşlarını.Eda gözyaşlarını siler.
Ozan: Hadi bakalım gidelim Doruk şerefsizinin inine.
Eda Ozan'ın yardımıyla doğrulur.
Melo: E Alya ve ben?
Eda: Siz burada kalın, bizden haber bekleyin.
Alya: Peki.Ozan ve Eda halalarının malikanesine giderler. Doruk burada yaşıyordu.
Açelya: OOO Abimin çocukları, yeğenlerim gelmiş, hoşgelmiş. Gelin çocuklar.
Eda: Gelmeyeceğiz hala. Oğlun nerede?
Açelya: Ne yapacaksın sen benim oğlumu? Daha fazla kalbini kırmak için mi çağırıyorsun? Tek suçu seni sevmek... Tek suçu beş yaşından beri seni sevmek olan bir adamı üzmeye hiç mi utanmadın?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZLARA BAK 💫
Roman d'amourHeyyo! Bu benim ilk hikayem ve çok heyecanlıyım. Tabii ki Sen Çal Kapımı dizisinden esinlenerek yazdım. Fakat orada senarist EdSer'i sürekli ayırıyor. Ben de buna çok sinir oluyorum. Hikayemize EdSer evli ve çocuklu olarak başlayacağız. İleri de ne...