80(Eda Çok Hasta)

203 20 7
                                    

Yaz dostum, "Güzel sevmeyene adam denir mi?"

~

Saniyeler, dakikaları, dakikalar, saatleri, saatler günleri kovaladı ve koskoca bir hafta geçti. Eda ve Serkan bir koca haftayı daha ayrı bitirmişlerdi. Yeni hafta başlamıştı bile. Eda sabah hazırlandı ve kahvaltıya indi.

Alp: Günaydın çocuklar.
Eda: Günaydın babacım, günaydın babaannecim.
Semiha: Günaydın torunum.
Eda: Halam nerede?
Alp: Biraz rahatsızmış dinleniyor. Sen hazırlanmışsın?
Eda: Hazırlandım.
Alp: Bir yere mi gideceksin?
Eda: Evet ArtLife'a gideceğim.
Alp: Ben de gideceğim, birlikte geçeriz.
Eda: Tamam.
Semiha: Kızım sen emin misin?
Eda: Eminim babaanne. Sonuçta hatırlamasam da Serkan Bolat benim kocam ve görünen o ki bizim onunla çok güzel anılarımız olmuş ki çocuklarımız da var.
Semiha: Öyle tabi.
Eda: Yüzleşmem lazım bazı şeylerle.
Alp: Aynen öyle. Ben çalışma odama gidiyorum kızım kahvaltın bitince çıkalım.
Eda: Tamam Babacım ben on dakikaya bitiririm kahvaltımı.
Alp: Tamam yavrum.

Alp yukarı çıkarken Eda çocukların dadısına seslendi.

Betül: Buyurun Eda Hanım.
Eda: Canım benim çocuklar yukarıda ve üçü de uyuyor. Uyandıkları zaman güzelce kahvaltılarını yapsınlar sonra sen onları şoförümüzle birlikte babaannesine götür olur mu? Akşam ben gelip alırım onları.
Betül: Tabi Eda Hanım.

Betül gitti.

Semiha: Evine de mi döneceksin bakayım?
Eda: Yok babaanne. Sadece gezeceğim evimi. Belki bir şeyler canlanır gözümde. Çocukları da göndermenin sebebi Aydan Hanım özlemiştir diye düşündüm. O çünkü kızların anlattığından yola çıkarsak bayağı düşkünmüş torunlarına.
Semiha: Öyle kızım. Eksiği yok fazlası var. Aydan Hanım hem torunlarına hem sana çok düşkündü.
Eda: Yazık ya özlemiş midir bizi acaba?
Semiha: E özlemiştir tabi de kızım size en çok düşkün olan kişi kocan. Sen kocanı düşünmüyorsun da kayınvalideni mi düşünüyorsun?
Eda: O da doğru. O zaman ben en iyisi çocukları uyandırayım da babaannelerine ben götüreyim. Serkan da oradadır, birlikte geçeriz şirkete.
Semiha: Ozan da oradadır zaten.
Eda: Babaanne hadi afiyet olsun o zaman sana. Ben gideyim çocukları kaldırayım.
Semiha: Sağ ol yavrum.

Eda hemen sofradan kalktı. Babasına da haber verdikten sonra çocuklarını hazırlayıp çıktı. Şoförle birlikte Aydan'ın evine geçtiler. O sırada Aydan, Kemal, Serkan, Ozan, Alya kahvaltı ediyorlardı.

Aydan: Seyficim kim o?
Eda: Biz geldik.
Aydan: AAA!

Hepsi kalktılar sofradan.

Serkan: Eda!
Mavi: BABACIMMM!

Mavi babasının kucağına koştu.

Serkan: Kızım benim, prensesim.
Mavi: Ben seni çok özledim babacım.
Serkan: Ben de seni, sizi çok özledim.

Serkan Mert'e de sarıldı.

Mert: Ben de çok özledim baba.
Aydan: Mert'im, Mete'm, Mavi'm, kızım... Ben sizi ne kadar özledim.

Aydan ve Eda sarıldılar.

Aydan: Hoş geldiniz güzel kızım.
Eda: Hoş bulduk.
Ozan: Ablam evinize mi döndünüz?
Eda: Ozan sus şimdi. Serkan konuşalım mı biraz?
Serkan: Tabi.
Eda: Ozan Mete'yi al bakayım.
Aydan: Ver bana kızım ben alayım. Siz konuşun rahat rahat yukarıda.
Eda: Tamam.

Eda Mete'yi Aydan'a verir. Serkan ile birlikte yukarıdaki odalarına çıkarlar. Eda yüzünü Serkan'a döner ve Serkan'ın ellerini alıp beline koyar. Sarılıyorlardı iki aşık.

Serkan: Eda... Eda'm...
Eda: Serkan...
Serkan: Hatırlıyor musun güzelim?
Eda: Hayır ama hatırlamak istiyorum. Bunun için çabalamaya geldim.
Serkan: Hoş geldin, iyi ki geldin.
Eda: Hoş buldum.
Serkan: Gel geçelim şöyle.

YILDIZLARA BAK 💫Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin