<Sen ölmekten değil yaşamaktan korkuyorsun>
Koşuyordum. Korku tüm bedenime yayılmıştı. Terler içinde kalmıştım. Alnımdan süzülen terleri kaşlarım bile engellemiyordu. Usul usul dökülüyordu gözlerimin üstüne.Gözlerimi yakıyordu bu tuzlu su damlacıkları. Görüş açımı bulanıklaştırıyordu.Soluk alırken tüm ciğerim zehir içmiş gibi cayır cayır yanıyordu. Saçlarım bir at yelesi gibi savruluyor koştukça yüzüme serin bir hava çarpıyordu.Biraz daha koşarsam yere yığılıp bayılacakmış gibi hissediyordum.
" Seni geberteceğim! " arkamdaki adamın tiz ve öfkeli sesi kulaklarıma ulaştığında ondan hala uzaklaşmadığımı anlamıştım. Bu sefer delinin birine çatmıştım işte.Beni bu zamana kadar takip edeceği aklımın ucundan bile geçmezdi.Önümde kocaman bir insan kalabalığı vardı.Gittiğim yön büyük bir alışveriş caddesine açılıyordu. Ayaklarım beni frensiz bir şekilde o yoğun ter kokulu insan kalabalığının içine sürüklemişti. İnsanları yararak ilerliyordum.Onlara sürekli çarparken azar işitiyordum ama duymamazlıktan gelip bir saniye bile durmadan koşmaya devam etmiştim. Ya ölümüne koşardım ya da ölürdüm.Babamın kesinlikle bu yaptığım şeyi duymasını istemiyordum.Bana çok kızacağına emindim.
" Gel buraya!" kalabalığın ortasından bir anda çekilmiş savrulurken elimi kimin tuttuğuna baktım. Efecan'dı. O an derin bir rahatlamayla hissi yayılmıştı tüm vücuduma.Şimdi bu pislik adamdan daha rahat kurutulabileceğimi hissetmiştim. İkimizde dar bir sokağa girdiğimizde bütün kalabalığın gürültüsü bir anda yok olmuştu. Temiz ve serin bir hava yüzüme çarpmış o kalabalığın ter ve ağır kokusu kaybolmuştu.Hızımızı yavaşlatmaya çalışırken Efecan'ın siyahlar içindeki üstünü inceliyordum. Koyu saçları koşarken iyice dağılmış, birlikte el ele koşarken omuzunun üstünden benim arkama doğru bakıyordu. Gözlerinde hem endişe hem telaş kırıntıları vardı.O arkayı kontrol ederken onun yüzünü inceliyordum. Her zamanki gibi aşırı yakışıklı ve baştan çıkarıcı bir havası vardı.
" Hep başını belaya sokuyorsun Duru!" Efecan köşeyi dönüp beni hızla kimsenin olmadığı başka bir sokağa sokmuştu. Omuzumun üstünden arkama doğru bakıp o heybetli adamın gelip gelmediğini kontrol etmiştim. Sanırım ayaklı çöp bidonu tehlikesinden kurtulmuştuk.Adam tam bir pislikti.Efecan'nın elinden asılıp durmasını sağlamıştım.
" Dur... Yoruldum...Biraz daha koşarsam..." nefesim kesik kesik çıkarken o bir anda durunca birbirimize sert bir şekilde çarpışmıştık. Acı tüm sinirlerime yayılırken canım çok fena yanmıştı. Tüm sokakta sadece ikimizin nefes alışverişlerini duyuyordum. Biraz eğilip ellerimi dizlerime koymuş başımı aşağı doğru sarkıtmıştım. Uzun saçlarım iki yandan aşağı dökülürken ciğerlerime temiz hava doldurmaya çalışıyordum.Acılarımın geçmesini bekliyordum.Sanırım daha fazla spor yapmalıydım. Nefes kontrolü yapamıyordum.Belki her gün koşuya çıkıp kendimi bu konuda geliştirmeliydim.Başımı belaya soktuğumda en azından kaçma yeteneklerimi geliştirmiş olurdum.
" Bela beni çekiyor Efecan..." bir yandan Efecan'a laf yetiştirmeye çalışıyordum.Ama gerçekten konuşmakta zorlanıyordum. Adamın biri sık sık üniversitenin kapısının yakınlarına gelip kızlara laf atıp rahatsız ediyordu. Bunun her gün olmaya başladığını duymuştum bazı kızlardan.Benim de bu dikkatimi çekmişti.Çoğu kişi fark etmiyordu ama adamın amacını gayet iyi anlamıştım. Bu yüzden gidip adamın lüks arabasını bulup bütün tekerleklerini patlatmıştım. İçimdeki tüm öfkeyle o lüks arabasını zevkle çizerken yakalanmıştım.Adamın o kadar sinirlenip beni takip edeceği aklıma gelmezdi. Aslında adam beni tutup kötü şeyler yapmaya çalışırken onun elinden kurtulup hızla kaçmaya başlamıştım.Kaçarken bir de adamın fotoğrafını çekince beni kovalamaya başlamıştı. Çok korksamda asla yaptığım şeyden pişman olmamıştım. Polislerin o adama iyi bir ders vereceğini sanmıyordum. O adam kim bilir yakalanınca ne yalanlar uyduracaktı ve yine bildiğini yapmaya devam edecekti.Ama yakalansaydım her şey daha kötü olabilirdi.Babam bu cesaretimi hiç sevmiyordu. Yaptığım şeyi duysa bana ne yapardı bilmiyordum.Bazı şeyleri ondan maalesefki saklıyordum.