Resim Duru-&-
Kaç gündür Alper abiler bize gelmiyordu.Onlarla birlikte yemek yemeye o kadar çok alışmıştım ki onlar yokken içimde bir boşluk oluyordu. Tatlı bir çay keyfi gibiydi onun ailesiyle olmak.Sabah kahvaltının yanındaki o sıcak çay gibi. İçini ısıtıyordu. Evde keyifsiz bir sessizlik vardı.Huzursuzluk veriyordu.Mutsuzluğa sebep oluyordu. Herkes benim Efecan'la küs olduğumu düşünüyordu. Çünkü Efecan benimle görüşmek istemiyordu.En son o gece özrünü kabul etmiyorum demişti.Hala bana sinirli olup olmadığını da bilmiyordum.Kaç gündür telefonlarımı açmıyordu. Alper abi ve Esra ablayı da aramıştım ama Efecan'ın eve uğramadığını söylemişlerdi. Ara ara böyle ortalıktan kayboluyordu. O ne zaman ortalıktan kaybolsa tüm ailenin neşesi kaçıyordu.Herkes daha sessiz içine kapanık oluyordu.Efecan'la o gece yaşadığımız şeyin muhabbetini de kimseye açamamıştım.Kimse de bir şey söylememişti.Alper abi de benimle ayrıntılı konuşmamıştı.Efecan tam bir sır küpüydü.
" Sürekli telefonuna bakıyorsun? Bir sorun mu var?" Aşkın'la yemekhanede yemek yerken durmadan telefonuma bakıp duruyordum.Düşüncelere dalmıştım.Efecan'a bir sürü mesaj atmıştım ama hala geri dönüş alamamıştım.Benim bilmediğim bir şeyler oluyordu ama kimse bana söylemiyordu.Farkında olmadan bir de dudaklarımı yolmaya başlamıştım.Gerçekten onun yaptığı işi hiç mi hiç sevmiyordum.
" Birinden mesaj bekliyorum." sıkıntıyla puflayıp çatalımı tabağımın içine bırakmıştım.
" Efecan abinden mi?O gün kavga ettiniz sanırım.Şey beni yanlış anlamazsan bir şey sormak istiyorum." Aşkın sandalyede geriye doğru yaslanmış kıvırcığı bozulmuş saçlarını eliyle geriye doğru ittirmişti. O gün için bana kızmaması beni sevindirmişti.Tek istediği şey dedemle buluşmak kardeşi için bir çözüm bulmaktı.Hatta o gün için yorum bile yapmamıştı. Kardeşlerimi bana kötülememişti. Aşkın'ın bazı huylarını gerçekten takdir ediyordum.Sorusunu sorması için başımla işaret vermiştim.
" Yanlış anlamazsın umarım.Sen Efecan abinden hoşlanıyor musun?Yani anladığım kadarıyla öz abin değil." kaşları hafifçe kalkmış biraz tereddütlü bakışlarıyla bana bakıyordu.
" Bunu nerden çıkardın?" cebime telefonumu hızla koyarken gözlerimi ondan kaçırmıştım. Özelimi ona açmak istemiyordum.Bazı şeyleri kendime saklamak istiyorum.O sırada Aşkın masanın üstündeki peçeteyi almış dudağımın kenarını silmeye başladığında dudaklarına küçük bir gülümseme yerleştirmişti.
" BilmemOnu çok önemsiyormuşsun gibi geldi.Yanlış düşünmüş olabilirim. Salça kalmış." dediğinde işini bitirdikten sonra geri çekilmişti. Dışarıdan gerçekten anlaşılıyor muydu? Efecan'ında anlamaması imkansız gibi bir şeydi. Aklımdan yine onunla geçirdiğimiz zamanları geçirmiştim.Son zamanlarda fazla yakınlaşmalarımız olmuştu.Her yakınlaşmamızda ona biraz daha yakınlaşmak istiyordum.Her ayrılışımız bana biraz daha koyuyordu.Eskisinden daha çok onun dokunuşlarını özlüyordum.Ama kafamı tırmalayan bir konu vardı.Leila. Gerçekten varla yok arası bir kızdı. Hiç ortalıkta görünmüyordu. Acaba ayrılmış olabilirler miydi? Telefonum çalmaya başladığında elim ayağıma dolanmış elimi cebime atarken Aşkın pür dikkat beni izliyordu.
"Sakin ol Duru." Aşkın beni sakinleştirmeye çalışsada Efecan'dan en küçük bir beklentim bile beni heyecanlandırıyordu. Yabancı bir numaraydı. Hemen açıp telefonu kulağıma dayamıştım.
" Alo Duru?" bu kız sesi çok tanıdık gelmişti.
" Buyrun?" sesim sorgular gibi çıkmıştı.Ece'nin sesine benzetmiştim.
" Ben Ece. Şey hastaneye gelip seni ziyaret etmek istemiştim. Biraz konuşalım mı Tunahan hakkında.Müsait misin?" Ece'nin ses tonu neşeli gelmiyordu.İçimden bir ses kötü bir şeyler oldu diyordu.