Resim Duru/Efecan (Şarkı)
-&-
Bugün fazla maceralı geçmişti. Leila'yı biraz daha yakından tanıma fırsatı elde etmiştim.Aşkın'la ilgili yeni yeni şeyler öğrenmiştim.Bir insanla ne kadar fazla zaman geçirmeye başlarsan o kadar farklı bir şey öğreniyordun.O insanın daha önce hiç umursamadığın bir yönü dikkatini çekiyordu.Tabiki bir insanı biraz zaman geçirdikten sonra tamamen tanıyorum diyemezdin.Yıllar boyunca Efecan'la birlikteydik ama her sene onu yeniden keşfediyordum.Onun dünyasına yeniden bir adım atıyordum.Herkesin dış dünyaya gösteremediği bir iç dünyası vardı.O iç dünyaya sadece karşındakinin izin verdiği kadar girebiliyordun.Ne bir eksik ne bir fazla.İnsanları tanırken bile karşı taraf seni yönetiyordu.Bu dünyada ne ile yönetileceğine sen karar vermeliydin.İşte bu senin benliğini oluşturmaya başlıyordu.
Erken yatmak için odama geçip tüm olanları düşünmeye başlamıştım.Bazı şeyler hakkında kafa yormak hoşuma gidiyordu.İnsan zaman zaman durup düşünmeliydi.Gözden geçirmeliydi hayatını.Efecan'la ikimizi düşünüyordum.Garip bir ilişkimiz vardı.Tam olarak net bir sonuç yoktu elimde.O beni koruyup kollarken ona tekrar aşık oluyordum.Kendimi vetona karşı olan duygularımı kontrol edemiyordum.Kalbim aklımın önüne geçiyordu.Bazen onun neden her defasında açıklama yapmaktan kaçtığını düşünüyorum.Efecan ölümden korkan bir insan değildi.Cesurdu.Onu durduran şey neydi?Babam mıydı? Babamın Aşkın'ı kabul edip Efecan'ı sürekli abim kategorisine koymasının sebebini bulmaya çalışıyordum.Taşlar bir türlü yerine oturmuyordu. Sanki satranç tahtasının başına oturmuş kafa yorar gibi olanlar hakkında sürekli kafa yoruyor ve sıradaki hamlemin ne kadar iyi bir hamle olduğunu çözmeye çalışıyordum. Peki İstanbul'a geri döndüğümde ne yapacaktım? Efecan burada Leila ile birlikte kalmaya devam ederse buna katlanabilecek miydim?
Bu zihinsel işkenceden ne zaman kurtulacaktım?Oyunu çabuk bitirdiğim zaman mı?Efecan'la aramızdaki bu sorunu çözdüğümde mi rahatlayacaktım.Belki Leila'nın durumunu bildiğimi açık açık Efecan'a söyleyip onun ne düşündüğünü öğrenmeliydim.Onun tepkisini görmeliydim.Vereceğim kararların sonucundan korktuğum için bir adım ileri gidemiyordum. Hep yerimde sayıyordum.Babama sorduğum bir sorunun cevabını çok iyi hatırlıyordum. Sen satrançta hangi taşsın dediğimde bana ben karşındaki kişiyim diye cevap vermişti. Peki ben Efecan gibi düşünebilir miydim? Onun bakış açısından ve ya diğerlerinin bakış açısından ne kadar bu çalkantılı oyuna bakabilirdim?Ben kendi benliğimi bir kenarıya ittirip onlar olabilir miydim?İntikam almak için Leila'ya sinir olsam bile onun ölümünü düşününce üzülen ben acımasız birinin gözünden nasıl bakabilirdim? Zihnimin içindeki binlerce soru ve cevapsız haykırışlarım iş başındaydı.
Yatağıma uzanırken yumuşak battaniyeyi üstüme güzelce çekmiştim.Yatağım içi sıcacıktı.Yabancılık çekmemiştim.Battaniye Efecan gibi kokuyordu.Başımı yastığa koyduğumda kapım bir anda açılmış ve bir anda kapanmıştı. Odayı aydınlatan gece lambaları sayesinde odama giren kişinin Efecan olduğunu görmüştüm. Üstünde lacivert gecelikleri vardı.Oturma odasında yatacağını söylemişti normalde.Leila bu duruma bozulsa da durumu iyi idare etmişti.Gerçekten Efecan'ın ona ilgisi neredeyse sıfırdı.Kapının kapısını sessizce kitlerken onu izlemiştim.Hareketleri temkinliydi.
Başımın altındaki yastığı düzeltirken gözlerim sessizce onu takip etmişti.Onun ne yaptığını anlamaya çalışıyordum.Efecan yüzündeki çocuksu bir gülümsemeyle yanıma gelmiş yatağa tırmanmıştı. Sonra hızla battaniyemin altına girivermişti.Şaşkın şaşkın ona bakmıştım. Bana sokulurken kolunu omzuna atıp " Konuşalım." demişti birden.Onun kolunu omzumdan çekmeye çalışmıştım. Hemen bu kadar rahat davranmasına izin vermek istemiyordum.Leila bizi böyle görürse oynadığımız oyun bozulur Aşkın'da zor duruma düşebilirdi.Efecan'a hala yaptıklarından dolayı kızgındım.Hala bizden olmaz diyişi kulaklarıma geliyordu. Kalbimi nasıl acıtmıştı.Kozlar koymuştu oraya sanki.